ويكيبيديا

    "جاءَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelmiş
        
    • geldiğini
        
    • gelip
        
    • geldim
        
    • gelmişti
        
    • geldiğinde
        
    • geldiği
        
    • çıktı
        
    • gelen
        
    • kapdan
        
    Senin yerini almak için gelmiş. Artık benim kraliyet büyücüm oldu. Open Subtitles لقد جاءَ لأَخْذ مكانِكَ هو الآن ساحرُي الملكيُ
    Bu da, kanın kafasından değil, kolundan geldiğini gösteriyor. Open Subtitles مينز، الدمّ لَمْ يَجيءْ مِنْ رأسه؛ جاءَ مِنْ ذراعِه.
    Sonra da tekrar gelip boş oda var mı diye sordu. Open Subtitles وبعد فترة. . جاءَ ثانيةً و سَألَني إذا كَانَ عِنْدي غرفةً
    Hoşçakal demeye, ...ve sana iyi şanslar dilemeye geldim. Open Subtitles حَسناً , l جاءَ للقَول مع السّلامة ولتَمنّيك حظِّ.
    Ziyaret etmeye gelmişti. Ağrılarımın olduğu zamandı, doktor bey. Open Subtitles جاءَ لزيارتني في الوقتَ الي كان عِنْدي فية الألمِ دكتور
    Telefon geldiğinde sorgu yargıcını bekliyorduk. Open Subtitles نحن كُنّا نَنتظرُ القاضي عندما النداء جاءَ فيه.
    Sizi ziyarete geldiği gün gelemediğim için üzgünüm. Open Subtitles أَنا آسفُة أنا لَمْ أَجيءْ ذلك اليومِ الذي جاءَ فية لزيارتك
    Bak üzgünüm baba, ama gerçekten önemli bir şey çıktı. Open Subtitles النظرة، أَنا آسفُ، أَبّ، لكن الشيء مهم جداً جاءَ فوق.
    Izdırabını gidermek için buraya gelen, bir yadigârla yüzleşecek. Open Subtitles نعم. أثر قديم واحد الذي وقته جاءَ لكي يُوْضَعَ خارجاً بؤسِه.
    Taj Mahal'ın güzeli gelmiş. Open Subtitles يَبْدو كما لو أنَّ تاج مَحل جاءَ شخصياً إلى هـــــــــنا
    Ruthie'nin vücudunda bulunan sim, Palyaço Kenti'nden gelmiş. Open Subtitles عَرفتَ الألقَ وَجدَ على جسم روذي جاءَ مِنْ البلدةِ الحمقاءِ؟
    Anladığım kadarıyla, cemaatimizden iki kişi altı aylık bir bebekle size gelmiş. Open Subtitles أَفْهمُ الذي إثنان مِنْ أبرشيينا جاءَ إليك ببعمرهم 6 أشهرٍ.
    Ve Naku'nun cesur insanları ölülerini gömerlerken ülkenin tüm kabilelerine mızrak dişle konuşanın geldiğini haber verdiler. Open Subtitles وكمادَفنَالناسَالشجعانَلناكيومَوتاهم، أرسلواالكلمةَإلىكُلّقبائلالأرضِ الذيالواحدالذييَتكلّمُمعسنِّالرمحِ جاءَ.
    'Winkydinks Karan'ın tren istasyonuna geldiğini söylüyor. ' Open Subtitles ' أنت تعْرفُ ، وينكى دينكز يَقُولُ اأن كاران جاءَ إلى المحطةِ. '
    Birisi gelip öteki ayın sonuna kadar olan borcunu ödedi. Open Subtitles جاءَ شخص ما فيه ودَفعَ خلال نهايةِ الشهر القادم.
    Yer Kalite Geliştirme gelip, bana teklifte bulundu. Open Subtitles جاءَ تطويرُ الأرضِ الممتاز فيه وقدّمَ لني عرضاً.
    Bu yüzden sana geldim. Open Subtitles لهذا السبب جاءَ لجَعْل أنت تَرى سبباً.
    İki maskeli adamlar mal çalmak için geldim. Open Subtitles جاءَ رجلين مقنّعين ليسرقوا السلعِ
    Bize yardım için mi gelmişti yoksa onu biz mi yarattık bilmiyorum. Open Subtitles هو أمّا جاءَ لمُسَاعَدَتنا أَو نحن خَلقنَاه.
    Belki de katil geldiğinde ortalığı biçiyorlardı! Open Subtitles لَرُبَّمَا هم كَانوا يُقطّعونَه متى جاءَ المُهاجمُ فيه.
    Önden çıkmıyor. geldiği yoldan geri dönüyor. Open Subtitles هو لن يَخْرجُ من الامام سيَعُودُ من الطريق الي جاءَ منة.
    Cesetten uçan karıncalar çıktı. Open Subtitles أَعْني، هذه النملِ جاءَ يَطِيرَ خارج الجسمِ.
    Bu işin, evimize gelen o adamla alâkâsı var mı? Open Subtitles هَلْ ذلك لَهُ أيّة علاقة مَع ذلك الرجلِ مَنْ جاءَ إلى بيتنا؟
    Sonra Barney çkt ortaya, ama benim çktgm kapdan degil. Open Subtitles حَسناً، بارني جاءَ مِنْ مكان ما. لَيسَ من البابَ الذي غادرت منه انا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد