Yani Vali haklı çıkmıştı. Ama gün içerisinde, şehirden bir adam geldi onun yanıldığını söyledi bu yüzden adamı vurdular. | Open Subtitles | فشعر العمدة أنه على حق، ولكن بالنهار جاء رجل من المدينة وقال للعمدة أنه مخطيء وأنه قد يُقتل على فعلته |
Cava Adası'ndan bir adam geldi, yeni bir organik tarım çeşitiyle. | TED | جاء رجل من جافا بنوع جديد من الزراعة العضوية |
Sonra bir gün, kasabaya bir adam geldi anne babaların odalarından çalınmış kutular ve kutularda gizli belgelerle. | TED | وحدث في يوم ما ، أن جاء رجل الى المدينة .. حاملا صناديق عديدة من المستندات السرية .. المسروقة من غرف الآباء. |
Sen yokken bir adam gelip farlara iltifat etti. | Open Subtitles | بينما أنت ذاهب جاء رجل وهنأني على المصابيح الأمامية |
Bu yüzden bir adam gelip bunu oradan hemen kaldırın dedi. | Open Subtitles | حتى جاء رجل وقال لنا أن نزيلها على الفور |
Ya adamın biri gelip, kafana silah dayayıp... | Open Subtitles | حسنا، ماذا لو جاء رجل على طول ويضع مسدسا الى رأسك ويقول: |
Bir keresinde adamın biri kardeşinin yeni ergen töreninde Elvis Presley'i gördüğünü söylemişti. | Open Subtitles | ذات مرة جاء رجل يقول لي رأى الفيس بريسلي في بار أخيه ميتزفه. |
Bir kez birisi gelmişti, ona arkadan tel makasıyla vurdum. | Open Subtitles | - جاء رجل ذات مرة فضربته ... -اصمت ! بوتد خشبى |
Kafasında minik bir şapkası olan, 100 yaşında bir adam getirdi. | Open Subtitles | برقية حقيقية ، جاء رجل عمره مئة عام |
Bir keresinde vefat eden yakınını görmek için yaşlı bir adam geldi... ve bu merdivenlerden düştü. | Open Subtitles | ذات مرة جاء رجل عجوز الى هنا ليشاهد عزيزة الفقيد.. |
- Bana yardım için buradasın. - Bugün öğleden sonra, niye bir adam geldi ve seni arıyordu. | Open Subtitles | فقط بعد ظهر اليوم، جاء رجل يبحث عنك، مخبر |
Birkaç ay önce bir adam geldi. | Open Subtitles | جاء رجل إلى هنا منذ شهرين وكان مستاء للغاية |
Ölümsüz Yaşam Sigortasından kibar bir adam geldi. | Open Subtitles | جاء رجل لطيف من شركة ماتشال للتأمين على الحياة |
Tutuklanmadan önce, evime bir adam geldi ve tüm kişisel bilgilerimi aldı. | Open Subtitles | أتعلم ، قبل أن يعتقلوني ، جاء رجل إلى شقتي و قام بأخذ عناويني |
Sonra o kimi suçlayacağını bilen çok karizmatik adam geldi ve babam da onun izinden gitti. | Open Subtitles | وبعد ذلك جاء رجل ذو شخصية مميزة عرف على من يلقى باللائمة وتبعه والدي |
Bir adam geldi diyorum. Parayla ilgisi vardı. | Open Subtitles | لقد قلت جاء رجل يسأل عنك عن شيء له علاقة بالمال |
Bir adam geldi ve her şeyin daha iyi olabilceğini söyledi. | Open Subtitles | جاء رجل إليّ، وقال أنّ بإمكانه جعل الأمور أفضل حالاً |
Bir adam gelip üzerinde Balili dansçı olan külçeleri sordu. | Open Subtitles | جاء رجل يسأل عن سبائك ذهبية مختومة بـ"بلانيز دانسر". |
Bir adam gelip bir dolu nakit para teklif etti. | Open Subtitles | جاء رجل وعرض المبلغ كاملاً نقداً |
Feribottan bir adam gelip kardan adamı parçaladı. | Open Subtitles | جاء رجل من العبارة ودمر رجل الثلج |
Ardından herifin biri gelip suratıma pis pis güldü. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك جاء رجل وضحك في وجهي |
Bir kez birisi gelmişti, ona arkadan tel makasıyla vurdum. | Open Subtitles | - جاء رجل ذات مرة فضربته ... -اصمت ! بوتد خشبى |
Gerçek bir telgraf. Küçük şapkalı, yüz yaşında bir adam getirdi. | Open Subtitles | برقية حقيقية ، جاء رجل عمره مئة عام |
Ignacio öldükten sonra... dediğine göre genç yazarların eserlerini basacak olan biri geldi. | Open Subtitles | بعد و فاة إجناسيو جاء رجل من دار نشر تهتم بالكُتّاب اليافعين أو هذا ما قاله |