Yani gördüğünüz gibi, Geniilara olan tehdit geldi ve gitti. | Open Subtitles | لذا .. فكما ترى ، التهديد للجيناى جاء و إنتهى |
geldi ve işi ele aldı. Birisi yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | جاء و تولى الأمور نوعاً ما كان على أحد ما فعل ذلك |
O gün geldi, ...ve o birisi benim. | Open Subtitles | , حسناً , ذالك اليوم قد جاء و الشــخص , هو انــآ |
O geldi ve ay ışığında penceremin altında durdu. | Open Subtitles | جاء و وقف أسفل نافذتي في ضوء القمر |
Yani o geldi ve her şeyi berbat edip gitti. | Open Subtitles | اذن فقط هو جاء و رحل بعد ان هدم كل شئ |
orada öylece duruyor. EW: Bizimle dalga geçiyor gibiydi, bir çeşit dans ediyordu. -- şimdi beni görüyorsun, şimdi görmüyorsun -- ve biz dört tane daha muzip halini yakalamıştık ve sonra beşincisi geldi ve bizi tamamen şok etti. | TED | إنه فقط يتسكع هناك. إيديث ويدر: كأنّه يريد أن يغيظنا برقصة المروحة -- الآن تراني، و الآن لا تراني وكان لدينا أربع أشكال إغاظة مثل هذا القبيل، وفي الخامس، جاء و أبهرنا تماماً |
Bize akşam yemeği yolladı. Garson geldi ve... | Open Subtitles | لقد ارسل لنا عشاءً ...النادل جاء و |
Daha sonra kalbi durdu, ve Dr. Paultees geldi ve onu kurtardı. | Open Subtitles | بعدما توقف قلبها، دكتور (بولتيس) جاء و قد أنقذ حياتها |
O geldi ve hepsini yok etti. | Open Subtitles | ثم جاء و غسلني من كل هذا. |
Kuş geldi ve... | Open Subtitles | هذا الطائر جاء و.. ّ |
Bir adam geldi ve onu benden aldı. | Open Subtitles | رجلٌ ما... جاء و أخذها مِني |