Bak, bir ipucusu vardı ve Jason, Garrett'ın suçluluğunu kanıtlamak istedi. | Open Subtitles | انتظر,هو حصل على معلومات و جيسون يريد اثبات ان جاريت مذنب, |
Rodney Garrett'ın idamının hazır bulunan infaz mangası ile planlanan şekilde gerçekleştirileceği bildirildi. | Open Subtitles | و الاعدام المنتظر لـ رودني جاريت من قبل فرقة إطلاق النار أصبح وشيكا |
Rodney Garrett'ın infazının uygulanmasından dakikalar sonra kendi dairesinde öldürülmüş. | Open Subtitles | التي قتلت في شقتها بعد دقائق من اعدام رودني جاريت |
Laurie Garret: Hangi faktörlerin salgın süresini belirlediğini bilmiyoruz. | TED | لوري جاريت: العوامل التي تحدد مدة إنتشار الوباء، لا فكرة لدينا. |
Şimdi Garret'in neden pek konuşmadığını anladın. | Open Subtitles | أنتى الأن تعرفين لماذا لا يتحدث جاريت كثيرا |
- Sakin olsan iyi edersin, Jarret. - Ciddi misin lan sen? | Open Subtitles | ـ يجب عليك تهدئة أعصابك , جاريت ـ هل تتحدث بجدية ؟ |
Garrett A. Morgan ve Madame CJ Walker 1900'lerin başlarında siyahi saç bakımı ve güzellik endüstrisinin öncülerindendi. | TED | كان كلًا من جاريت مورجان والسيدة سي جاي والكر من رواد صناعة منتجات العناية بالشعر والتجميل في بداية القرن الـ19. |
Senin Herşeyin Teorin Garrett Lisi: ben mercana demeye alışığım. | TED | نظريتك حول تفسير كل الوجود.. جاريت ليسي: أنا متعود على المرجان. |
"Müziğin Dışında: Leif Garrett" belgeselini 18 kez izledim. | Open Subtitles | رأيت ذلك وراء الموسيقى مع ليف جاريت 18 مرة |
Bayan Garrett'ın göğüsleri öyle değil, böyle. | Open Subtitles | هذا لا يبدو مثل صدر السيدة جاريت لقد كان مثل هذا |
Bayan Garrett'ın devasa tezgahı yanımda oldukça, iyiyim. | Open Subtitles | طالما لدي صدر السيدة جاريت بجانبي سأكون بخير |
Müfettiş Garrett. Şiddet uygulandığına dair ihbar var. | Open Subtitles | دي اي جاريت, لدينا بلاغ انك تمارس أعمال العنف |
Lütfen ona deyin ki, Alex Garrett onun aşağılık bir insan olduğunu düşünüyor ve umarım, Shea Hamilton'da uçuk kapar. | Open Subtitles | أخبره بأن اليكس جاريت تعتقد بأنه لئيم بسبب ايذائها وتتمنى ان تقوم شي هاميلتون بايذائه |
Garrett başardı. Kyle Garrett, Ulusal Lig Şampiyonluğu'nu Houston Astros'a kazandırdı. | Open Subtitles | جاريت قام بالامر لقد فاز بالبطلوة كالي هاريت |
Bence en iyisi sizsiniz, Bay Garrett. Ted Williams'dan bu yana kimse topa sizin gibi vuramadı, sör. | Open Subtitles | اظن انك الافضل سيد جاريت لا احد غيرك منذ تيدي وليامز |
Bay Garrett, inanın bana, eğer yapabileceğim herhangi bir şey olsaydı bunu yapardım. | Open Subtitles | سيد جاريت صدقني اذا كان هنا شيء يمكنني القيام به |
Ve eğer biri Garret ı görürse, bana gelsin, Onunla anlaşacağım. | Open Subtitles | وإذا ما رأت إحداكن "جاريت" فلتأتى إلى وأنا سأتعامل مع الأمر |
Kardeşi Garret'la bir birlikteliğim olmuştu. | Open Subtitles | انا كنت في علاقة من أخوه جاريت. من آل فيرفيلد؟ |
Bana yalan söyledin ve Garret Reynolds'un arabasına bindin; | Open Subtitles | كذبتي عليَ ومن ثم ركبتي بالسيارة مع جاريت رينولدز رأيتكِ |
Merhaba. Adım Jarret Krosoczka. Hayatımı kazanmak için çocuklar için kitaplar yazıyor ve resimliyorum. | TED | مرحباً، إسمي جاريت كريزوسكا و أنا أكتب و أشرح الكتب للأطفال لكسب عيشي. |
Hadi ama, seni bu şekilde Ricky Jerret'e yollayacağımızı düşünmüyordun, değil mi? | Open Subtitles | بحقك ، أنت لا تعتقد أننا سوف نُودع (ريكي جاريت) بتلك الطريقة |
Jaret'in eski bilgilere bakacak cesareti vardı. | Open Subtitles | جاريت كانت لديه الشجاعة لكي يبحث في المعرفة القديمة |
Cassie Boyle'u Gareth Jacob Hobbs öldürmedi. | Open Subtitles | (جاريت جاكوب هوبز) ليس من قتل (كايسي بويل). |
Jarrett'ın ilk hissini bir düşünün. | TED | ولكن دعونا نفكر لحظة واحدة عن الغريزة الأولية التي راودت جاريت. |
Jarett, kapa çeneni, çoktan becerdin beni. | Open Subtitles | حسناً؟ . جاريت) فقط اصمت وكن حميمياً معى) |