| Pastörize edilmemiş peynir ya da yabani hayvan eti kullandığını duydunuz mu? | Open Subtitles | هل تعرفين إن كان قد تناول جبن غير مبستر أو لحم بري؟ |
| Senin, süzme peynir kıvamında, uysal ve yumuşak başlı olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت أنك ناعم ولين مع لمسة من جبن الماعز جبن الماعز؟ |
| Diğer yanda Ekvator'daki bir köyde olan fabrikamızın yanına peynir fabrikası yaptırmak için benden bütçe isteyen diğer adam. | TED | أو الشخص الآخر الذي طلب مني موازنة مالية لبناء مصنع جبن بجانب مصنعنا في الإكوادور في القرية. |
| Bu doğru! Bilim insanlarına göre, bütün zor kararlarınızın çözümü bir peynirli sandviçtir. | TED | نعم هذا صحيح، بالنسبة للعلماء، شطيرة جبن هي الحل لكافة قرارتنا الصعبة |
| Ve biraz da keçi peyniri ve tavuk yağı getirin. | Open Subtitles | و بعضاً من جبن الماعز و بعضأ من زيت الدجاج |
| Mantıklı gelmedi: Hiç kimse bir peynir fabrikası yaptırmadı. | TED | لم يكن الأمر منطقيًا، لم يقم أحد ببناء مصنع جبن مطلقًا. |
| Şimdi demir parmaklıkları aynı bir peynir gibi büktü ve kırdı. | Open Subtitles | لقد لوى و كسر القضبان الحديدية كما لو كانت جبن |
| Şunlardan dene. Tamamen beyaz ekmek ve krem peynir. Birberden dolayı pembe. | Open Subtitles | جربى واحدة من هذه , ليس سوى قمح و خبز و كريمة جبن |
| Yoğurt, havuç suyu, süzme peynir organik bal, yağsız, yumurta, kümes dışında beslenenlerden. | Open Subtitles | عصير جزر ، جبن عسل عضوي ، خال الدسم وبيض مخصب |
| Doğal olarak porsiyonlar biraz daha ufaldı, ama doymazsak yumurta, jambon ve peynir de var. | Open Subtitles | ..من الواضحأنالكميةبسيطة . لكن هناك بيض لحم الخنزير و جبن |
| Müthiş tadın en önemli sırrı bol peynir kullanmaktır. | Open Subtitles | السر لأخذ الباذنجان هو جبن البارميزان الاضافية |
| Sıçan ödü ve kedi kusmuğu torbası, sivilce sıkan parmak ile tutulmuş peynir kabuğu! | Open Subtitles | كيس القاذورات مليئ بقيئ القطط و امعاء الفئران جبن جربان دمل معصور، و صابع مضمد |
| Sanırım makarna... makarna, makarna, makarna, peynir... | Open Subtitles | باستا، جبن ، صلصة أعتقدأنهاباستا.. باستا،باستا،باستا،جبن .. |
| Bak bakalım küflü peynir gibi mi kokuyor? | Open Subtitles | حاول أكتشاف ما اذا كان ذلك جبن من الجنوب |
| Ben votka almaya gidiyorum. Eğer yapabilirsen, bize de bir gözleme yaparsın. peynirli... | Open Subtitles | سأذهب لأشتري فودكا وأنتِ إن إستطعتِ إصنعي لنا فطيرة جبن |
| Pekâlâ, ben peynirli cipsin içine etmeden çenenizi kapatın. | Open Subtitles | حسن حسن يا رفاق أصمتوا قبل أن أرمي علبة رقائق جبن كبيرة |
| peynirli sandviçte peynir yok diye şikayet olmamalı tabi. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أن تشتكي أن ليس هناك جبن كفاية في السندويشات. |
| Enfiye kutumda olma sebebine gelince, bir parça parmesan peyniri taşıyorum. | Open Subtitles | السبب في ذلك عملية تنفستي انا أحمل قطع من جبن البارميزان |
| Hatta, o kadar işe yaradı ki şu anda Limburger peyniri aromasının Tanzanya'da kullanılan yapay bir karışımına sahibiz ve bu karışımın orda sivrisineklere, insanlardan iki ya da üç defa daha çekici geldiği görüldü. | TED | فى الحقيقة، لقد نجحت لدرجة أننا الآن لدينا خليط اصطناعي له عبير جبن ليمبورجر و الذى تم إستخدامه فى تنزانيا و الذى أظهر هناك أنه من مرتين إلى ثلاث مرات أكثر جذبا للبعوض من الإنسان. |
| Ama şimdi sen de pizza düşünüyorsun... peynirsiz, ekstra zeytinli. | Open Subtitles | ولكنك الآن تفكر في البيتزا أيضاً بلا جبن بزيتون إضافي |
| peynirin için sanatının bir çalışmasını ticarete döktü... ...çünkü kişiye çok kötü bir şekilde lazımdı. | TED | ففي مرة باع عملاً مقابل قطعة جبن مما توزعه الحكومة لأن الرجل كان يريده بشدة |
| Üzgünüm, Cheddar, İsviçre ve Amerikan peynirimiz var. | Open Subtitles | آسفة، لدين جبن شيدر، جبن سويسري أو جبن أمريكي. |
| Eyaletteki tek Chuck E. Cheese restoranını buldum herhalde. | Open Subtitles | أحزر بأنّني وجدت تشوك الوحيد إي جبن في الحالة الكاملة |
| Buzdolabımın ücra bir köşesinde hoşuna gidebilecek biraz peynirim olacaktı. | Open Subtitles | أعتقد بأن هناك القليل من الجبن خلف ثلاجتي إذا أردت منها لدي جبن إذا اردت منه أيضاً |
| peynir derken, sütlü peynirden mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتعنين، هناك جبن كما في جبن معمل الألبان؟ |
| Aslında, bana ızgara çizburger yapabilir misin diye soracaktım. | Open Subtitles | بالواقع، كنت أتسائل إن كان بإمكانك أن تعدّي لي شطيرة جبن |
| Ama şimdilik, yeryüzünde sonsuza dek yetecek kadar tembellik, korkaklık ve yalancılık var. | Open Subtitles | ولكن إلى الآن,فهناك جبن كافي,كسل... وتعود على الكذب هناك على الأرض... وسيظل إلى الأبد |
| Brie peyniri zamanında Gorgonzola peynirini hayal ediyormuşsun gibi bir şey. | Open Subtitles | إن الأمر مثل الحلم بجبن "الجورجونزولا" الإيطالي. عندما يأتي وقت جبن"البري" الأبيض يا عزيزي. |
| Hayatım boyunca keçi peynirinin... bozulmuş peynire verilen isim olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لأغلب حياتي ظننت أن جبن المعزة تعبير دارج للجبن عندما يفسد |
| Fena halde ayak kokan Limburger peynirinden çok küçük bir parça alarak Afrika sıtmalı sivrisineklerini çekmeyi denedik. | TED | حاولنا، بقطعة صغيرة جدا من جبن ليمبورجر، و التى رائحتها كريهة كرائحة الأقدام، لجذب بعوض الملاريا الأفريقي. |
| Pastırma, cheeseburger, patates kızartması ve büyük bir bardak kahve. | Open Subtitles | تناولت شطيرة جبن مع البطاطا المقلية بالإضاقة إلى كوب كبير من القهوة |