| Cidden, ikimiz savaşı atlattık üçümüz barış zamanında da hayatta kalacak. | Open Subtitles | لكن جدياً كلانا نجا من الحرب و ثلاثتنا سننجو من السلام |
| Cidden, bu kadar sıçmık olmasaydın, hiçbir şekilde şansım olmazdı. | Open Subtitles | جدياً ، لو لم تفسد الأمر لم أكن سأحظى بالفرصة |
| Cidden, senin bir sonraki çok satan romanın için odaklanman lazım. | Open Subtitles | ينبغي عليك جدياً أن تركز على مركزك التالي في أفضل المبيعات |
| Hoş bir hikaye, ama senin için Gerçekten neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | هذه قصة لطيفة لكن جدياً لم يهمك هذا الأمر إلى هذا الحد؟ |
| Size bu konuyu ciddi bir şekilde düşünmenizi önermek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً .. أقترح عليك أن تأخذ المسأله .بعين الإعتبار جدياً |
| Ciddiyim oğlum, en başından beri bu melek saçmalığına kendini inandırmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | ، جدياً ، منذ البداية و أنت تصدق مسألة الملاك يا رجل |
| Ama Cidden, sence de benden çok hoşlanıyor, değil mi? | Open Subtitles | لكن جدياً , أتعتقدين أنه جداً يحبني , أليس كذلك؟ |
| Hayır ama Cidden, son birkaç günü atlatmama yardım ettiğin için sağ ol. | Open Subtitles | لا ، لكن ، جدياً ، شكراً لك على مساعدتي خلال اليومين الماضيين |
| Uslu dur. Cidden, nasıl yaptın bilmiyorum ama teşekkür ederim. | Open Subtitles | كن جيداً أنا لا اعرف جدياً كيف فعلتِ ذلك |
| Onu size tercih ettiğimi Cidden düşünüyor olamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكِ جدياً الظن أنني أفضلها عليكِ ؟ |
| Cidden, yoldaki şeritleri bile seçemiyorum. | Open Subtitles | جدياً , أنا حتى لا يمكننى تفسير الخطوط التى على الطريق |
| Bırakamazsın çünkü kredisine Cidden ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تستقيلي جدياً أحتاج إلى هذه النقاط |
| Bence biraz tarafsız, niceliksel düşünme bu tartışmaya Gerçekten çok şey getirebilir. | TED | واعتقد أن بعض الهدوء والمنطق الكمي قد يجعلنا نصل جدياً لاتفاق عظيم في هذا النقاش |
| Aslında, hapse girmeyi Gerçekten düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ..أتعلمين , أنا جدياً لو أخذنا بعين الإعتبار أقضي عقوبة السجن |
| Hayatım, Gerçekten konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | عزيزي علينا أن نتكلم جدياً بخصوص هذا الأمر |
| Sana ciddi bir soru soracağım ve cevap vermeden önce düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | سأطرح عليك سؤال جدياً وأريدك أن تفكر به قبل أن تعطيني الجواب |
| - ciddi bir şey yoktur. - Ama daha iki hafta önce yaptırmıştın. | Open Subtitles | من المحتمل انه لن يكون شيئا جدياً ولكنك اجريت واحدا منذ اسبوعين |
| Sevgilim, yatağa gel. ciddi olamaz. | Open Subtitles | عزيزي ، تعال إلى السرير . لا يمكنه أن يكون جدياً |
| Evet, Ciddiyim, güven bana. Bunu bir fırsat olarak görüyorum. | Open Subtitles | نعم ، جدياً ، ثقي بي أعتبر هذه كالمناسبة لي |
| Ciddiyim, Sırf köpek için bir arada kalan gay çiftler gibisiniz. | Open Subtitles | جدياً, أنتما كثنائيٍ شاذ مرتبطان معاً فقط من أجل الكلب اللعين. |
| Jerry! Ciddiyim. Yemek istersen, bendensin. | Open Subtitles | جيرى , جدياً إن رغبت فى غداء , فالأمر علىّ |
| En az bu kadar para almalısın, yoksa durum ciddiye biner. | Open Subtitles | يجب أن تحصل على هذا المبلغ أو سيكون الأمر جدياً. |
| Şaka bir yana, geçen yıllar boyunca babamızla çok eğlendik. | Open Subtitles | لكن جدياً, لقد حظينا بالكثير من الأوقات الممتعة مع والدنا على مرّ السنين |
| O ne Harbiden? Ciddiyim, porno site filan mı? | Open Subtitles | جدياً ، هل هذا موقع اباحي؟ |