| Awol'un vücudu kaçmış yine, ve bir araştırma partisi kuruyoruz. | Open Subtitles | جسده فقط ذهب واختفى ثانيةً ونحن وُضعنا في فريق البحث |
| Sana tüm varlığıyla güvendi vücudunun dışında kalan her şeyini verdi. | Open Subtitles | لقد أوْدَع بك ثقته. بروحه الخالصة، بكل شيء افتقر إليها جسده. |
| Sanırım başlangıç için tüm vücudunu saracak kurşun bir kasa bulmalıyız. | Open Subtitles | أتصوّر أننا بحاجة لصندوق رصاصي بداية، بحيث يمكنه احتواء جسده بالكامل. |
| Kendi vücudunda kilitli olmanın, nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun hiçbir temasta bulunmadan. | Open Subtitles | لا تفهم معنى أن يكون المرء محتجزاً في جسده بلا القيام بأي إتصال |
| ...bedeni tükeniyor ama yaşam isteği sürüyorken. | TED | عندما كان جسده يتداعى ولكن رغبته في العيش ليست موجودة. |
| Niyetim bedenini ve ruhunu biraraya getirerek onu yeniden oluşturmaktı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقوم بإعادة تثبيت روحه و جسده |
| Sağ kolu, vücuduna göre epey arkasında duruyordu sanki yerinde değilmiş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | كانت ذراعه اليمنى بعيدة خلف جسده وكانت تبدو كما لو انها غير متصلة |
| Genç kral öldüğünde papazlar ona sihirli bir vücut oluşturmak için araştırdılar. | Open Subtitles | عندما مات هذا الفرعون الصغير كان فكر كهنته منصباً على تخليد جسده |
| Ama vücudu toprakla o kadar güçlü kaynaşmışken küçük bir hareket onu öldürebilir. | Open Subtitles | و لكن جسده مُطمر بعمق تحت الأرض بحيث أى حركة على الإطلاق ستقتله |
| Yukarıya kaldırıldı ve kalkarken vücudu aşağı büküldü tüm ağırlığı ayağındaki çiviye bindi. | Open Subtitles | يثبته ليمنع جسده من التدلي لقد وضعو كامل ثقله على مسمار صغير بقدميه |
| vücudu, dünyaya ilk geldiği ölüme yakın haline geri dönüyor. | Open Subtitles | بالمنطق أجل جسده يستعيد الحالة المميته التي أتى للعالم بها |
| vücudunun ne söylediği umrumda değil. Bu çocuk çarpılarak öldü. | Open Subtitles | لا يهمني ما يشير إليه جسده هذا الشخص صُعق كهربائياً |
| Evet,vücudunun dışına çıkması lazım, ki bu şekilde macerası ona görüntü olarak gelsin. | Open Subtitles | نعم، عليه أن يتفوق على جسده إذا يبدوا أن المهمّة تتعتمد علي تأملاته |
| Yeni tüyler çıkartıyor, bu nedenle vücudunu bir süre hareket ettirmeyecek. | Open Subtitles | ينمو له ريش جديد لذا على جسده ان يتوقف بعض الوقت |
| Ne yaptı bilmem ama vücudunu beni yenebileceği noktaya kadar olgunlaştırmış oldu. | Open Subtitles | لستُ أدري كيف فعلها لكنّه أرغم جسده للنضوج بدرجة تمكّنه من هزمي. |
| Bunu yapıyorum çünkü hastam her hareketinde nefes darlığı çekiyor, başağrısı, ateşi, krampları ve bütün vücudunda bölgesel kızarıklıkları var. | Open Subtitles | و كذلك صداع و حمى و ألم عضلي و طفح جلدي على جسده كله لذا أجري له اختبار الحمى الجبلية |
| Kamyonetteki o gün, hayal edebildiğim tek şey, babamın dövülmesiydi ve bedeni o eziyetin aracıydı. | TED | ذلك اليوم في الشاحنة، كل ما استطعت تخيُّله هو أن أبي كان يتعرض للتعذيب وكان جسده هو وعاء ذلك التعذيب. |
| Geçen yıl Haziran ayında bedenini toprağa koymak için taşırken sesimi duyurmak için büyük bir bedel ödediğimin farkına vardım. | TED | عندما حملت جسده بين يدي لدفنه في يونيو من العام الماضي، أدركت أني دفعت الثمن غالياً لأجعل صوتي مسموعًا. |
| Elleri artık kamerasına uymuyordu, eşinin elleri de, vücuduna da uymuyordu. | TED | لم تعد يداه تناسبان الكاميرا، أو تناسبان يدي زوجته، أو تناسبان جسده. |
| "Eğer yatırmazsanız her 6 saatte bir yeni bir vücut parçası alacaksınız." | Open Subtitles | ان لم تفعلوا ستجدون قطعة اخرى من جسده وكل 6 ساعات ايضا |
| İnfaz yıllar önce yapıldı Cesedi sadece birkaç gündür çeşitli maddelere maruz kaldı. | Open Subtitles | في الغالب تم قتله منذ عده سنوات جسده فقط هو ما تعرض للقصف |
| Harika. cesedini buraya getirmeni ve sokaklarda teşhir etmeni istiyorum. | Open Subtitles | رائع، إذاً أريد جسده يجلب إلى هنا ويساور في الشوارع. |
| Bir ders almasını ve vücudundaki bütün kemiklerin kırılmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تلقنه درساً وتكسر كل عظمة سليمة في جسده |
| İşlemediği bir suç yüzünden, vücudundan 50 bin volt geçecek. | Open Subtitles | و سيسري 50 ألف فولت في جسده لجريمة لم يرتكبها |
| Bana, herkes görsün diye, bedeninin hala zincirler içinde sallandırıldığını söylediler. | Open Subtitles | قيل لي ان جسده لاايزال معلقا مربوط بالسلاسل ، ليراه الجميع |
| Ve onun ellerini ezberledim, ruhunun halen bedenine bağlı olmasından dolayı minnettarlık duydum. | TED | وحَفِظْتُ يديه، وشعرت بالامتنان الشديد لأن روحه ما تزال في جسده. |
| Belki daha az değil... ama onun... kafasını ellerimin arasına alıp, kılıcımı ölü bedeninden çekip çıkaracağım! | Open Subtitles | وربما فعلت أكثر من ذلك سأمسك رأسه في يدي رأسه الذي سأقطعه بيدي و جسده سيكون ملقى أمامي |