Brad öldü. Vücudu parçalandı. Tanrı bilir nasıl o hale geldi. | Open Subtitles | براد مات و جسمه تشوة و الله يعرف كبف جدث هذا |
Görünüşe göre Mike'ın vücudunun büyük kısmında üçüncü derece yanıklar var pelvis ve sağ kalçasında ise dördüncü derece yanık var. | Open Subtitles | يبدو أن مايك لديه حروق من الدرجة الثالثة على معظم أجزاء جسمه وحروق من الدرجة الرابعة على حوضه و الفخذ الأيمن |
Tuhaf vücut şekli avına yaklaşırken, onu ufuk çizgisinin altında tutar. | Open Subtitles | عند الملاحقة، يَبقي تحت الأفقِ وربما ساعده عليها شكل جسمه الغريب. |
Rehberlerin eşek şakası yüzünden Billy'nin tüm vücudunda üçüncü dereceden yanıklar oluşmuş. | Open Subtitles | أصيب بيلي بحروق من الدرجه الثالثه في كل جسمه .بسبب مزحة المستشارين |
Ben onun ıslak ve çıplak, vücudunu küvetten koltuğa kadar sürükledim. | Open Subtitles | اضطررت الى سحب جسمه الرطب العاري من المغطس و سحبه للأريكة |
Kaptan, Cesedi haberleşme odasının her yerine yapışmış halde. | Open Subtitles | يا ربان، جسمه المتناثر يغطي كامل غرفة الاتصالات |
Bacağı yerine gelmiş gibi hissediyordu, vücuduna yeniden kavuşmuş gibi. | TED | إنه يشعر وكأنه عاد لقدمه، وأن جسمه قد عاد إليه. |
Tabii onun bedeni anormal yapıda değilse. | Open Subtitles | مالم جسمه بشكل غير إعتيادي موصّل. لأن إذا تلك طبعة الكعب أوزوالد، |
Dr. Bailey. Bu adamın Vücudu üçüncü derece yanık içinde. | Open Subtitles | لدى هذا الرجل حروق من الدرجة الثالثه تغطي نصف جسمه |
Ona her kan verdiğimizde Vücudu trombositler tarafından teker teker çiğneniyor. | Open Subtitles | وفي كّل مرّة نمنحه الدّم جسمه يلتهم الصفائح الواحدة تلو الأخرى. |
Onun yerine, Vücudu kendini kapatırken o seyretti, bir uzuvdan diğerine, bir kastan diğerine. | TED | بل عاين من داخله حين كان جسمه يتوقف عن العمل، طرفا بطرف، عضلة تلو الأخرى. |
Doktor uyuşturucular yüzünden vücudunun gevşediğini ve bu yüzden boynunun kırılmadığını söyledi. | Open Subtitles | الطبيب قال ان المخدرات جعلت جسمه مرن قليلآ لحمايته من كسر عنقه |
vücudunun etrafında hızla dolanan ipi tutanlara geri dönüp bir bakış attıktan sonra suya daldı ve çok geçmeden suyla mücadele ediyordu. | Open Subtitles | مع لمحة بسيطة للوراء لأولئك الذين يمسكون الحبل والذي إلتف سريعاً حول جسمه ولكنه انقطع بعد ذلك وفي لحظة أصبح في الماء، |
Yapışkan tüp ayakları, vücut uzunluğunu hareket ettirir ve deniz tabanı boyunca kaymalarına izin verir. | TED | يمتلك أقداماً أنبوبية لزجة على طول جسمه تسمح له بالحركة سريعا على طول قاع البحر. |
Taşıyıcı "bir itfaiyeci" saldırıya uğradığı anda vücut sıcaklığı 98.6 Fahrenheit'ın üstüne çıktı. | Open Subtitles | الإحتلال المتوافق للمضيف رجل الإطفاء والبيئة التي رفعت درجة حرارة جسمه لأعلى من 98.6 |
vücudunda bakteri oluşumunu nasıl engelliyor? | TED | إذن فكيف يبقي على جسمه خاليا من البكتيريا؟ |
vücudunda görünmüyorsa saçlarının altında olmalı. | Open Subtitles | اذا لم تكن ظاهره فى جسمه فسوف تكون تحت شعره |
(Gülüşmeler) "Vampir" kalamar korunmak istediğinde, bu siyah pelerinle tüm vücudunu örtüyor ve tortop haline geliyor. | TED | وعندما يكون الأخطبوط الماص للدماء في وضعية الدفاع يقوم بسحب غطاء أسود على كامل جسمه ويتحول إلى كرة. |
Cesedi, onu gönderdiğiniz evin önünde duran bir arabanın bagajında bulundu. | Open Subtitles | جسمه وجد في صندوق السيارة أمام البيت الذي أرسلته إلى. |
Küçük yaşta olduğundan şoku hala atlatamamıştı, Muhammed yeni vücuduna alışmaya çalışıyordu. | TED | كان لايزال يعاني من الصدمة في تلك السن المبكرة، كان محمد يكافح لكي يتأقلم مع جسمه الجديد. |
Ancak vakit dar. bedeni çoktan belirtiler göstermeye başladı, çiftleşmeye hazır olduğu için. | Open Subtitles | لكن الوقت قصير وقد بدا جسمه بالفعل في إظهار |
Vücudundaki pigmentleri neyin aldığını tespit etmemi istediler. | Open Subtitles | لقد طُلِبَ مني معرفة ما الذي امتص الصبغة من جسمه. |
Öğrenmek istediğim tek şey, kurşunların ping pong topları gibi vücudundan nasıl sektiği. | Open Subtitles | مالذي أريد معرفته هو كيفية خروج الرصاص من جسمه وكأنه آلة رمي الكرة |
Fosbury Flop'un özelliği, atlamacının aynı oranda güç uygulaması; ama bedenini öncekinden çok daha yükseğe kaldırması. | TED | العبقرية في شقلبة فوسبوري تكمن أن الواثب يمكنه تطبيق نفس القدر من القوة، ولكن لرفع جسمه إلى ارتفاع أعلى بكثير من قبل. |
Neden bir kurt bir çocuğu öldürüp Cesedini buraya taşısın? | Open Subtitles | لم قد يقتل الذئب الطفل ثم يسحب جسمه إلى هنا؟ |
Yani Karras bedeninden çıkmak üzereyken... | Open Subtitles | حسناً وبينما كان الاب كاراس ينفصل عن جسمه |
Bedeninin üçte biri Owens-Corning cam elyaf yalıtım maddesi ile kaplanmış. | Open Subtitles | ثلث وزن جسمه يتكون من الألياف الزجاجية لـ شركة أوينز كورنيغ |
Cesedin giysileri çıkarılmış. Haşlayarak ya da asit kullanarak Cesedi iskelet haline getirmişler. | Open Subtitles | نعتقد جسمه عرّى ثمّ هيكل، من المحتمل بغلي أو إستعمال حلّ حامضي. |