"جعلتكِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sebep
• sağladım
• soktuğum

Yüzündeki izler dışında, onun AIDS'li olduğundan şüphelenmenize sebep olan başka şeyler de var mıydı?
من غير العلامات التي ظهرت في وجهه ماهي الأشياء الأخرى التي جعلتكِ تشكين بأن لديه الإيدز ؟

Bunca yıldır bizim için yaptığın fedakarlıklar içsel arzularını baskı altına almana sebep oldular.
إنَّ التضحيات التي قدَّمتِها لنا على مرّ السنين، جعلتكِ تكبتين رغباتكِ الداخلية

* Mutlu hissetmene sebep olan Tron'u suçla *
♪ ضعي اللوم على الترون, من جعلتكِ بهذه الحالة ♪

İçinde tek bir nota bile kalmamışken şarkı söylemeni sağladım.
لقد جعلتكِ تغنين حين لم تبقى لديكِ نغمات في داخلكِ

Ama düşünmeni sağladım ve bu beni mutlu ediyor.
ولكن جعلتكِ تُفكّرين بذلك، وهذا يجعلني سعيداً.

Başımızı böyle bir belaya soktuğum için özür dilerim.
أنا أسف ياهايلي لأني جعلتكِ تعانين مع ذلك

Seni bu kadar gereksiz sıkıntıya soktuğum için üzgünüm.
آسف لأنني جعلتكِ تمرّين بمتاعب غير ضرورية

Belki de durup en başından ona hayranlık duymana sebep olan şeyleri bir düşünmelisin.
في الاشياء التي جعلتكِ تبحثين عنه في المقام الاول، حسنٌ؟

Ölmek istemene sebep oldum ve bunun için özür dilerim. Bununla gurur duymuyorum.
لقد جعلتكِ ترغبين في الموت وأنا آسفة على ذلك

Cassie, senin hayatında ilk kez ufak bir şüphe duymana sebep oldu ve bu da seni çok korkuttu sen de beni duygusal anlamda kaybeden yerine koymak istiyorsun ha?
كاسي" جعلتكِ تشعرينَ بالإرتياب قليلاً" لأول مرةٍ في حياتكِ وهذا يخيفكِ كثيراً لدرجة ان

Mahkemeden çıkmana sebep olduysam özür dilerim.
آسف لو جعلتكِ تنسحبين من جلسة

Uydurdum zaten. Ama gülümsemeni sağladım.
ولكني جعلتكِ تبتسمين

Daniel'ın adını lekelemeni sağladım.
لقد جعلتكِ تشوهين إسم دانييل

Seni, bu duruma soktuğum için çok üzgünüm.
أنا آسف على كلّ ما جعلتكِ تمرّين به

Seni bu cehenneme soktuğum için çok üzgünüm.
آسف لأني جعلتكِ تمرين بهذا.