| - Hayır Majesteleri. Sorumluluğu hatırlatma görevim her zaman can sıkıcı olmuştur. | Open Subtitles | إنها فقط واجباتى الثقيلة الوطأه التى تجعل منى شخص يذكر جلالته بالواجبات |
| Ve şimdi Majesteleri şatosuna dönüp saray usulü kızarmış peynirli sandviçini bekleyecek. | Open Subtitles | والآن، جلالته سَيَذْهبُ إلى قلعتَه، حيث هو سَيَنتظرُ سندويتش الجبنِ المَشْويِ الملكيِ. |
| Lütufkar Majesteleri'nden, Tanrı'dan ve sizlerden, günahlarım için merhamet diliyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب الصفح على خطاياي من جلالته الكريم من الرب |
| Harp Okulunda geçen 3 yılın ardından Majestelerinin Ordusu'na katılacak. | Open Subtitles | بعد 3 سنوات في المدرسة العسكرية، إنضم إلى جيش جلالته |
| Majestelerinin yaptığı bu sürpriz ziyaretten haberiniz vardı değil mi? | Open Subtitles | لقد عرفت, بالطبع أن جلالته كان سيقوم بهذه الزيارة المفاجئة? |
| Majestelerini saraya götürmeliyiz. - Son saatlerinde kendi doktorları hizmet etsin. | Open Subtitles | يجب أن ننقل جلالته للقصر وندع أطباءه يشهدوه في ساعاته الأخيرة |
| Majesteleri çok riskli koşullarda harika bir liderlik örneği gösterdi. | Open Subtitles | لقد أظهر جلالته أنه قائد جيد في موقف خطر جداً |
| Majesteleri savaşa devam edeceklerini biliyordu, bu yüzden insanlara dileklerini yaymak istedi. | Open Subtitles | عرف جلالته بأنهم يريدون الإستمرار بالقتال لذا قرر بأن ينشر رغبته للناس |
| Majesteleri en yakın yaverinin rüşvetçiliği karşısında kararlılık gösterebilecek mi? | Open Subtitles | هل يمكن ان يكون جلالته حاسم مع تابعيه الفاسدين ؟ |
| Majesteleri saka yapiyor ama seytan gerçek ve kadin dostlari etrafimizda, her yerde. | Open Subtitles | جلالته يمزح, لكن الشيطان موجود وأعوانه من جنس النساء بيننا في جميع الأنحاء. |
| Majesteleri'nin yanında kalmana daha fazla müsaade etmiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أسمح لك بالبقاء الى جانب جلالته لوقتٍ اطول |
| Majesteleri hükümet başı başbakan ve devlet sekreteri olarak Mareşal Pietro Badoglio hazretlerini atadı. | Open Subtitles | وقد سمى جلالته رئيسا للحكومة ورئيس للوزارء ووزير الخارجية سعادة المارشال بيترو بودغليلو |
| Nasıl isterseniz Majesteleri, benim de hoşuma gider. - Hotel de Ville'de. | Open Subtitles | ماذا يريد منى ايضا جلالته فى فندق دى فيل |
| Majesteleri tüm diğer hususlardan feragat etse bile bu ülkede azınlık olan milyonlarca Müslüman tebaasına karşı sorumluluğu var. | Open Subtitles | حتى لو تمكن جلالته من تجاهل كل الاعتبارات الأخرى فان لديه واجبا تجاه الملايين من المسلمين الذين يمثلون قلة هنا |
| Majestelerinin Gizli Servis'i bile senin için kolları sıvayacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن حتى استخبارات جلالته يودون أن يضعوا أيديهم عليك |
| Bana izin verirseniz, bu Majestelerinin ziyaretinin yol güzergahı. | Open Subtitles | لو سمحت لي , هذا مخطط سير الرحلة لزيارة جلالته |
| - Majestelerinin vagonlarında yedi yıl geçti | Open Subtitles | لقد قضيت سبع سنوات من عمرك فى خدمه مركب جلالته |
| Majestelerini götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | خذسيارتيإلى البوابةالجنوبية أريدك أن توصل جلالته |
| Kral'a karşı herhangi bir suçlamam yok, sadece danışmanlarına ve amacı krallığı yıkmak olan o kadına karşı suçlamalarım var. | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء ضد جلالته الذي أحبه من كل قلبي فقط ضد مستشاريه, وامرأة معينة طموحها قد يدمر المملكة |
| Ekselansları Kastilya Kralı Ferdinand, Leon ve Asturias Kralı, böyle bir ilanı reddeder. | Open Subtitles | جلالته فرديناند ملك قشتاة ، ليون و اوسترياس ينكر هذه المطالبة |
| Benim rüşvet almamın bu Goryeo ülkesiyle veya Majesteleriyle nasıl bir ilgisi olabilir? | Open Subtitles | , أخذي لرشوة ما علاقة هذا بالأمة , او جوريو أو جلالته ؟ |
| majestelerine soygun haberi ulaştırıldı. Washington'dan yurda dönüyor. | Open Subtitles | تم إبلاغ جلالته بالسرقه و هو عائداً للوطن بالطائره من واشنطن. |
| Majestelerinden, size bir unvan bahşetmesini rica edeceğim. | Open Subtitles | سأطلب من جلالته أن يمنحك لقبا مشرفاً |
| Kralın bana verdiği yetkiye dayanarak, sizi ölüme mahkum ediyorum. | Open Subtitles | بسلطةِ جلالته الملك عقوبةَ القرصنةِ هى الموتُ |
| Mikado imparatorluğunda ona hizmet etmeni istiyor! | Open Subtitles | أرسل جلالته بطلبكِ إلى البلاط الإمبراطوري! |
| - Evet,Majestenin yönetimi için haberlerim var | Open Subtitles | نعم , نعم , فيما يبدو ان لدى اخبار لحكومه جلالته |
| [İbrahim] O tatlıdan Hünkâr'ımız da yeseydi nice olacaktı haliniz? | Open Subtitles | ماذا كان ليحصل إن أكل جلالته الحلوى أيضاً؟ |
| Kraliyet cübbesi gönderilmeli, ve Majesteleri bunu halkın önünde yaptırmalı. | Open Subtitles | نرسل له روباً ملكياً يكون جلالته قد ارتداه علناً |
| Papa'dan söz ediyoruz Mary Clarence, mahalle partisinden değil. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن جلالته,ماري كلارينس ليس عن مجرد حي |