derisi ve kemikleri sigortada para edecekti Allah'ın belâsı bir çiftçi olmaktansa. | Open Subtitles | ادرك أن قيمته وهو ميت أكبر من قيمته وهو حي جلده وعظامه |
Bu işi planlayan doktorun derisi Pamuk'un tırnaklarının arasında çıktı. | Open Subtitles | الطبيب الذين خططوا كل هذا، كان جلده داخل الأظافر باموك. |
Pizza derisini haşlayacak kadar sıcak olsa da buradan mutlu ayrılacağını bilirim. | Open Subtitles | وأعلم بأنه سيغادر سعيداً حتى ولو تسببت الشريحة الحارة في سلخ جلده |
Bir deri bir kemik kalmış, 36 kilo civarında, solunum cihazına bağlı yaşayan. | Open Subtitles | كان جلده وعظامه يزنون حوالي 80 باوند كان يتنفس عن طريق التنفس الصناعي |
Onları kullanmaya gerek yok. derisinin altında mikroçip künye buldum. | Open Subtitles | لن نضطر إلى إستعمالها وجدت رقاقة تحت جلده تحدد هويته |
Bunlara derisinde lezyonlar çıkınca... hastaneye yatırılan bebek de dahil. | Open Subtitles | 5اشخاص ماتوا العديد اصيبوا و مرضوا من ضمنهم طفل ادخل المشفى بعد ظهور البقع على جلده |
Bunun el derisine bulaşmış demir kalıntılarıyla, reaksiyona gireceğini umuyorum. | Open Subtitles | آمل أن المادة تتفاعل مع أثر الحديد الذي ربما بقي على جلده |
Sadece tırnaklarının içinden aldığımız derisi var, ...sonra dava kapandı. | Open Subtitles | كل ما لدينا هو جلده تحت أظافرها, وانتهى تتبع الأثر. |
--büyük bir patlama oldu, birden bire asansör havaya uçtu, duman vardı, adamı dışarı sürükledim, derisi dışarı sarkıyordu, ...onu dışarı sürükledim ve ambulansa kadar ona yardım ettim. | Open Subtitles | إنفجار كبير حدث، فجأة المصعد إنفجر دخان، سحبت الرجل خارج، جلده كان يقتلع وأنا سحبته خارجا وأنا ساعدته إلى سيارة الإسعاف |
Bir geyik gibi avlanacak derisi yüzülecek ve yenecek olana. | Open Subtitles | الذي سيطارده كما يطارد الغزال يسلخ جلده يؤكل |
Ama başarısız oldu Sabah olunca onu avlayıp derisini duvara asacağım | Open Subtitles | وسأحصل عليه عند شروق الشمس وسأعلق جلده على الحائط |
Aslanın yaptığı şu olmalı... kanını içmek için derisini yalayarak yüzmüş. | Open Subtitles | لاشك ان الاسد لعق جلده ليتمكن من شرب دمه |
deri sürekli nemli olarak kalması için dizayn edilmiş. Burun gibi.Bunun yanında ikinci bir göz kapağı da var. | Open Subtitles | جلده مصمّم للحفاظ على رطوبته، ونفس الشيء بالنسبة للأنف كما أنه يمتلك جفن ثالث |
Tüm kanıtlar, ayıbalığı veya mors balığı gibi deri döken... bir deniz memelisini gösteriyor. | Open Subtitles | كل الدلائل تشير الي حيوان بحري الذي يسلخ جلده .كفقمة او فيل بحري |
" Bir adamı derisinin rengine göre, elbiseleri, mücavherleri ve zaferlerine bakarak değerlendirmeyin. | Open Subtitles | لا يمكن أن نحكم على الرجل من لون جلده أو من ملابسه أو من جواهره أو من اٍنتصاراته |
Ölümcül oranda ağrı kesicinin yanı sıra derisinin içinde bilinmeyen yeşil bir taş parçası bulmuşlar. | Open Subtitles | بالإضافة للكمية القاتلة من المسكنات وجدوا أجزاء مجهولة من الحجارة الخضراء في جلده |
derisinde ölüme bağlı morarma var. | Open Subtitles | كما يظهر جلده إشارة إلى الزُّرْقةُ الرِّمِّيَّة |
Mineral parçaları derisine girmiş. | Open Subtitles | الأجزاء المعدنية مطمورة أسفل جلده |
Cildi, acı veren yara kabuklarıyla doluydu ve bu ıstırabın neden yalnızca kendisine verildiğini merak ediyordu. | TED | كان جلده مغطى بقروح مؤلمة، وتساءل لماذا كان وحده من يحمل هذه الإصابة. |
...seni seviyormuş ve birinin kolunu öyle kötü kırmanı istiyormuş ki kemiği derisinden dışarı çıkabilsin. Başka birşey söyledi mi? | Open Subtitles | وقالت إنها تحبك وترجو أن تكسر ذراع الرجل بشدة فتخترق جلده |
Billy Edward Lenz'de doğuştan var olan karaciğer rahatsızlığı cildinin sararmasına yol açtı. | Open Subtitles | بيلى إدوارد لينز ولد بمرض نادر يجعل جلده أصفر |
Sanki gümüş rengi teni altın gibi kanıyla bezenmişti. Derin yaraları acımasız ölüm girsin diye açılmıştı sanki. | Open Subtitles | هنا يرقد دانكن وعلى جلده الفضي خطوط دمه الذهبي المتشابكة |
Suçun karşılığı sırttan kan akana kadar 12 kırbaç vurulmasıdır." | Open Subtitles | سوف يتلقى 12 جلده على الجزء الخلفى أو حتى يظهر الدم. |
Gözlerine bak, cildine bak, ağzına bak! | Open Subtitles | إنظر إلى عيناه إنظر إلى جلده إنظر إلى فمه |
Patlamanın açığa çıkardığı ısı, asitle birleşince kıyafetlerini yakarak geçip cildini haşlamış. | Open Subtitles | الحرارة الناجمة من الإنفجار مُجتمعة مع الحامض قد اخترقت ثيابه وحرقت جلده. |
Görünüşe göre, Louis bir travestiyi öldürmüş ve onun derisiyle aptalca şeyler yapmıştı. | Open Subtitles | فقام لويس بقتله و قام بالاستفاده من جلده |
"Ama daha önce hiç kafesteki bir hayvan Postu için öldürülmemişti." | Open Subtitles | ولكن لم يحدث من قبل أن ذبح حيوان في الأسر من أجل جلده |