Savcılık ön duruşma için gereken kanıtları çözemiyor. | Open Subtitles | النائب العام لايستطيع فهم الدليل من اجل جلسة الاستماع الاولية |
Bence kısa ve tatlı bir duruşma olacak. | Open Subtitles | اقول لكم شيئا واحدا، أن يذهب جلسة الاستماع أن تكون قصيرة وحلوة. |
duruşmada tanıklık yapmadan önce doğruyu söyleyeceğinize dair yemin ettiniz, doğru mu? | Open Subtitles | اخذتي قسم لقول الحقيقة قبل ان تشهدي في جلسة الاستماع هذة صحيح؟ |
Sabahki duruşmada, yaptıkların konusunda pişmanlığın olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | في جلسة الاستماع هذا الصباح قلت بأنك لست نادماً حول ما قمت به |
Koruyucu annem duruşmadan sonra beni kovduğundan beri bekliyorum. | Open Subtitles | أظن أنه كان علي الانتظار حتى انتهاء جلسة الاستماع لأخبر حاضنتي بأن تغرب بعيداً |
Yarın sabah duruşmadan sonra Rykoff sizin gözetiminize verilecek. | Open Subtitles | صباح الغد بعد جلسة الاستماع ريكوف سيكون في رعايتك |
Oturumlar iki gün sonra olduğundan, şu an başkentte. | Open Subtitles | أنه فى العاصمة الان. وبيما أن جلسة الاستماع بعد يومين. |
Bayım, ön duruşmayı iptal ederek, eyaletin muhtemel sonuçlar için kanıt bulundurması zorunluluğunun ortadan kalkacağının, birinci dereceden cinayet ve cenin öldürme suçuyla mahkeme karşısında duruşmaya çıkacağınızın farkında mısınız? | Open Subtitles | اذاً هل تفهم ان الغاء جلسة الاستماع سيفقدك الحق من ان تظهر للولاية ان الدليل الذي ضدك وراءه سبب محتمل |
Sayın Yargıç, sabit diski kanıt olarak saymamanız ışığında savunma tarafı olarak bu duruşmanın sınırlarının belirlenmesini istiyoruz. | Open Subtitles | جلالتك , فى ضوء حكمك باستبعاد القرص الدفاع يطالب بتحديد مجال جلسة الاستماع. |
duruşma misafirlerimiz için İngilizce yapılacaktır. | Open Subtitles | ومراعاة لضيوفنا ستقام جلسة الاستماع باللغة الإنجليزية |
Daha çılgın olanı bu acil duruşma, ...öyle ki hemen davalıyı buraya getirmek için herkesi topladı. | Open Subtitles | والأكثر جنونًا هو عقد جلسة الاستماع الطارئة هذه والتي لم تكن سوى حيلة لنقل المُدعى عليها إلى هنا |
Ön duruşma boyunca, iddia makamının kanıta dayanan sınırları iyi bir neden için oldukça düşüktü: | Open Subtitles | خلال جلسة الاستماع المبدئية كانت الأدلة التي قدمها الإدعاء قليلة جدًا وذلك لسبب وجيه |
Bu duruşma görsel olarak da kaydedilecek ve kopyalanacak | Open Subtitles | جلسة الاستماع هذه سيتم تسجيلها بصورة مرئية وكذلك مكتوبة |
Tam olarak ne yapılacak bu ön duruşmada? | Open Subtitles | اذن ما الذي سنفعله بالضبط في جلسة الاستماع هذه؟ |
O kadın, iyilik meleğinden hiçbir zaman haberdar olmayacaktı, ama şimdi, duruşmada, adil yargının tüm nimetleri önünde olacaktı. | Open Subtitles | المرأة لم تكن لتعلم أبداً بوجود فاعل الخير، ولكن الآن، في جلسة الاستماع في محكمتها، ستنال كل فرصة لتربح حكماً منصفاً |
O, duruşmadan iki hafta önce ölmüştü. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.ماتَ قبل جلسة الاستماع بأسبوعين |
Peki, duruşmadan sonra ne oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث بعد جلسة الاستماع ؟ |
Gitmeliyim. Oturumlar başlamak üzere. | Open Subtitles | يجب أن أذهب جلسة الاستماع على وشك البدء. |
Oturumlar dört güne başlıyor yani Peterson bela açmak istiyorsa tam zamanıdır. | Open Subtitles | جلسة الاستماع ستبدء بعد أربعة أيام. أذاً, لو أراد بيترسون خلق المشاكل. -الان هو وقتها. |
Savunma tarafı bu ön duruşmayı art niyetli bir kovuşturmayı ispat amacıyla talep etti. | Open Subtitles | الدفاع طلب جلسة الاستماع هذه بنية إثبات المحاكمة الكيدية. |
Savunma tarafı bu ön duruşmayı art niyetli bir kovuşturmayı ispat amacıyla talep etti. | Open Subtitles | الدفاع طلب جلسة الاستماع هذه بنية إثبات المحاكمة الكيدية. |
Savcıya yakın kaynaklar tarafından bugünkü duruşmanın ertelenebileceği söyleniyor. | Open Subtitles | مصادر مقربة من المدعي العام تشير أن جلسة الاستماع من المحتمل أن تؤجل |