Swan Lake in şekerleme saati olacağını sanıyordum, ama çok güzeldi. | Open Subtitles | إعتقدتُ بحيرة بجع كَانَ سَيصْبَحُ a يَنَامُ مهرجاناً، لَكنَّه كَانَ جميلَ. |
Vücudun çok güzeldi. Seni istemiştim. | Open Subtitles | جسمكَ كَانَ جميلَ لهذا رغبت بك |
Benim için, çok güzeldi. Hakikaten çok hoştu. | Open Subtitles | لي هو كَانَ جميلَ جداً، جميل حقاً. |
- Adımına dikkat et! - Çok güzel bir şey bulduk! | Open Subtitles | انتبهى لخطوتَكَ.مفهوم وَجدنَا شيءَ جميلَ |
Bu hiç unutulmayacak bir geceydi. İçeride Çok güzel şeyler yaşandı. | Open Subtitles | ذلك كَانَ مساء بارز نعم، انه كَانَ جميلَ هناك |
"ah sevgilim çok güzelsin,benim için yaratılmış gibisin" | Open Subtitles | " أوه عزيزتي تَبْدو جميلَ جداً، تبْدو كمن خلق لي " |
Çok güzelsin | Open Subtitles | تَبْدو جميلَ. شكراً لكم. |
Phil artık Süpermen değildi... sadece bir saftirik ve aptaldı ve bu çok güzeldi. | Open Subtitles | فِل لم يكن سوبرمانَ... كان احمق فقط وذلك كَانَ جميلَ. |
Çok güzeldi. | Open Subtitles | هو كَانَ جميلَ جداً. |
Çok güzeldi. | Open Subtitles | هو كَانَ جميلَ جداً جداً. |
- Çok güzeldi. | Open Subtitles | - ذلك كَانَ جميلَ. |
Çok güzel olacak, harika. | Open Subtitles | أنت سَتصْبَحُ جميلَ , فقط جميل. |
Çok güzel olacak, harika. | Open Subtitles | أنت سَتصْبَحُ جميلَ , فقط جميل. |
Hepsi "O kıyafetin içinde Çok güzel görünüyorsun." "Bu ışık altında Çok güzel görünüyorsun." | Open Subtitles | هو كُلّ، "أنت جميل في ذلك اللباسِ." "تَبْدو جميلَ في هذا الضوءِ." |
O Çok güzel biriydi, hem sadece fiziksel olarak değil. | Open Subtitles | هو كَانَ جميلَ جداً وليس فقط من الخارج. |
Gerçekten. Çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | أنهم حقا كذلك, يَبْدو جميلَ جداً |
Çok güzelsin. | Open Subtitles | تَبْدين جميلَ. |
Çok güzelsin. | Open Subtitles | تَبْدين جميلَ |