Ben, dengeli hayat için Elimden gelenin en iyisini yaptım. | TED | لقد بذلت قصارى جهدي أن أحافظ على التوازن في الحياة. |
Ve o sevginin yerini doldurmak için Elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | وسوف ابذل قصارى جهدي من أجل تعويضه عن ذلك الحب. |
Bir parça normal hissedebilmek için Elimden gelen her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أبذل قصارى جهدي لكي بيدو هذا بسيطاً وطبيعياً بالنسبة ليّ. |
Kesinlikle, ama Elimden elenin en iyisini yapıyorum, bilirsin, etik olarak görevim... | Open Subtitles | على الاطلاق ولكن سأحاول بكل جهدي كما تعلم، من الناحية الأخلاقية، واجبي |
Nazik ve sabırlı davranarak sana ulaşmak için Elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لقد بذلت أقصى جهدي للوصول إليك بأن أكون لطيفا و صابرا |
Nazik ve sabırlı davranarak sana ulaşmak için Elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | لقد بذلت أقصى جهدي للوصول إليك بأن أكون لطيفا و صابرا |
Bu yüzden kafanızı karıştırmadan izah etmek için Elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | لذا سوف أبذل قصارى جهدي للتوضيح بدون أن أجلب لكم الملل |
Bak, çok şey istediğimi biliyorum. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنظر، أعرف أن هذا كثير ولكن أنا أبذل قصارى جهدي |
Bu hayale ulaşmak için hayatım boyunca Elimden geldiği kadarını yaptım. | TED | لذلك بذلت كل جهدي من أجل تحقيق ذلك الحلم. |
Onlar büyürken mümkün olduğunca onların yanında oldum ve Elimden gelen her şeyi yaptım. | TED | أثناء نشأتهم بذلت قصارى جهدي لأكون بجوارهم على قدر ما استطعت. |
Ben de kadınların yüzleştikleri gerçek zorluklara dikkat çekmek için Elimden geleni yapıyordum. | TED | لذا بذلت قصارى جهدي لإعطاء الأولوية للتحديات الحقيقية التي تواجه هؤلاء النسوة. |
Ve Elimden gelenin en iyisini yaptım. Ellerimi nereye koyacağımı bilmiyordum. | TED | لذلك بذلت قصارى جهدي. لم أكن أعرف أين يجب أن أضع يدي. |
Iste bana inanan bir yasli hanim, onun icin Elimden geleni yapmaliyim | TED | هنا سيدة عجوز تضع كلّ الإيمان في شخصي، يجب أن أبذل قصارى جهدي من اجلها. |
Benim dilek hakkım yok, ama kesinlikle diyebilirim ki Sylvia Earle'nin dileğini desteklemek için Elimden gelen her şeyi yapacağım. | TED | الآن ليس لدي أمنية، لكني بالتأكيد أستطيع القول أنني سأبذل قصارى جهدي لدعم تحقيق أمنية سيلفيا إيرلي. |
Ama politik nedenlerse, sadece barodan atılman için uğraşmayacağım görevi kötüye kullanma suçundan kovuşturulman için Elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | لكن لو أنها سياسية، فأنا لن اقوم فقط باتخاذ خطوات لإقصائك بل ايضا سأبذل قصارى جهدي لمحاكمتك على القيام بعمل محظور مهنيا |
Çocuklarım için en iyisini yapıyor, onları güvende ve mutlu hissettiriyorum. | Open Subtitles | أبذل قصارى جهدي من اجل أطفالي واحاول أن أشعرهم بالأمان والسعادة |
- Bana olan güveninizi boşa çıkarmamak için çok çalışacağım. | Open Subtitles | -سأبذل جهدي لأكون عند حسن ظنك -أنا متأكد من ذلك |
İyisi, dışarı çıkın. Ben Elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحرجوا من هنا سأبذل قصارى جهدي |
Bu stajyerlik benim için her şey demek ve ben sıkı çalışıyorum. | Open Subtitles | هذه الدورة التدريبية تهمني كثيراً وأنا أبذل أقصى جهدي |