ويكيبيديا

    "جيّدًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hoş
        
    • iyi bir
        
    • çok iyi
        
    • gayet iyi
        
    • iyiydi
        
    • iyice
        
    • dikkatle
        
    Biliyorum ama insanlar resim yapıp yapmadığımı sorduğunda ne cevap vereceğimi bilemiyorum. "Bu benim resmim" deme gururuna haiz olmak çok hoş olurdu. Open Subtitles أدري، ولكن الناس يسألونني إن كنت رسامة ولا أعرف كيف أجيبهم وأظن سيكون جيّدًا إن رديت عليهم وقلت لهم هذه من إبداعتي
    - Çok hoş geliyor. - Gerçekten çok hoş geliyor. Open Subtitles يبدو جيّدًا جدًّا، طبعًا يبدو جيّدًا جدًّا.
    Şu anki gerçek planım, tekrardan iyi bir insan olmak. Open Subtitles خطّتي الوحيدة الآن، هي أن أصبح إنسانًا جيّدًا مرّة أخرى.
    Çok iyi bir çocuk ve Addie vefat ettiğinde beni çok rahatlattı. Open Subtitles إنّها فتاةٌ لطيفة جدًّأ واستني جيّدًا عندما ماتت أديلايد
    Bunlar cüretkar hedefler ancak sizin de gördüğünüz gibi Çin bu hedeflere ulaşma yolunda gayet iyi ilerliyor. TED إذًا هي أهداف جريئة، لكن كما تلاحظون، تحرز الصين تقدّما جيّدًا نحو تلك الأهداف.
    Diğer öğretmenler kadar iyiydi. Open Subtitles معلّمةً لي في صِغري يُعتبر رمز ولوج جيّدًا.
    Mesele buysa, maskesini çıkarın, ve iyice bir bakın. Open Subtitles إذا ذلك هو الحال، أزل قناعه، وأنظر جيّدًا.
    Şimdi, beni dikkatle dinle sana bir teklifim var. Open Subtitles الآن، اسمعني جيّدًا لأنّ لديّ مأزقًا أخلاقيًا لك
    Komuta Merkezinden yürüyüp çıkman pek hoş karşılanmaz. Open Subtitles التخلّي عن تحقيق مركز الخدمات المهنيّة لا يبدو جيّدًا مطلقًا.
    - Kulağa hoş geliyor. - Bir şekilde çözeceğiz. Open Subtitles .ـ يبدو جيّدًا .ـ سنحل المشكلة
    Yani bu benim için hiç hoş olmadı. Open Subtitles لذا، كل هذا ليس جيّدًا بالنسبة ليّ.
    Kulağa hoş geliyor. Open Subtitles يبدو هذا جيّدًا
    Evet ama plana bakılırsa bu iyi bir fırsat değil. Open Subtitles أجل، حسبما تمّ التخطيط له، فإنّ هذا ليس خيارًا جيّدًا.
    Evet ama plana bakılırsa bu iyi bir fırsat değil. Open Subtitles أجل، حسبما تمّ التخطيط له، فإنّ هذا ليس خيارًا جيّدًا.
    Sanırım eve dönmek için iyi bir zaman seçmişsin. Open Subtitles يبدو أنّك اخترت وقتًا جيّدًا لترجع إلى البيت.
    Hükümet yetkilileri, mültecilere savaş yüzünden yardım edemediklerini söylüyor ama savaşta da çok iyi iş çıkarmıyorlar. Open Subtitles المسؤولون الحكوميون يقولون هم لا يستطيعون مساعدة اللاجئين بسبب الحرب، لكنّهم لا يبلون جيّدًا في المعارك حتى.
    Sengi bu Patikaları çok iyi bilir... çünkü genellikle düşmanından kaçar. Open Subtitles تعلم السينجي دروبها جيّدًا بحيث يمكنها أن تسبق العدوّ
    Buraya girmek için gayet iyiysen ve tertibatı halledebiliyorsan buna ihtiyacın olmayacağını gayet iyi bilirsin. Open Subtitles إذا كنتَ جيّدًا بالقدر الكافي للدّخول هنا و تدبّر المُعدات، أنت جيّدٌ بالقدر الكافي، لمعرفة أنّكَ لا تحتاجُ لهذا.
    - gayet iyi ahbap, ama yeterince iyi değil. Open Subtitles أحسنت صنعًا يا صاح، لكن ليس جيّدًا بما فيه الكفاية.
    Onlarla ilk bir araya geldiğimizde orası da herhangi bir yer kadar iyiydi. Open Subtitles في بداية انضمامنا لهم، كان المكان جيّدًا كأيّ سواءه.
    Biliyor musun verdiğin toz çok iyiydi. Open Subtitles أتعرف. مسحوقك ذاك عمل عملاً جيّدًا.
    Bu masadakileri iyice araştırırsan sonunda ne bulursun biliyor musun? Open Subtitles إن تقصّيتَ جيّدًا عن أيّ أحدٍ في هذا القسم، فهل تعلم ما ستجد؟
    Şimdi herkes dikkatle beni dinlesin. Open Subtitles الآن، الجميع، إستمعوا جيّدًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد