Bir yanda, güvenliğe, öngörülebilirliğe emniyete, bağımlılığa, güvenilirliğe ve sürekliliğe olan ihtiyacımız - | TED | من ناحية، حاجتنا للحماية، للقدره علي التنبوء، للأمان، للإستقلالية ، للثقة ، للإستمرارية |
Sinek kovucu ki kesinlikle ihtiyacımız var, faktörlerin etkisini azaltır. | Open Subtitles | مبيد الحشرات، من الواضح حاجتنا له يقلل فعالية حماية الشمس. |
Bu da 5.000$'a ve yeni fikirlere ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | و هذا يعني أننا بحاجة 5000 دولار بالاضافة إلى حاجتنا لخطة |
Insanların yaşamak için karbona ihtiyacı var ve bunu da yiyeceklerden alıyoruz. | TED | نحن كبشر نحتاج للكربون لكي نعيش، ونحصل على حاجتنا منه من الطعام. |
Ve yemekler içerisinde bulunan su, günlük su ihtiyacımızın yarısını karşılar. | TED | الماء في الطعام يعطينا خمس حاجتنا اليومية من الماء |
Eğer biz kendi kendimize iyi hissedebiliyorsak, Neden mevcut düzene ihtiyaç duyalım? | Open Subtitles | لذا إذا فعلناها بأنفسنا, ما حاجتنا للمؤسسة إذاً؟ |
Aslında, söylemeyecektim ama daha bizi kovduğun gün artık sana ihtiyacımız kalmamıştı. | Open Subtitles | في الواقع، بالنسبة لي، حاجتنا لك اختفت باليوم التالي من طردك لنا. |
Neden yottabyte dolusu verilere ihtiyacımız olduğu konusunda bilgi vereyim. | Open Subtitles | إليك ببعض المعلومات عن سبب حاجتنا لـ يوتابايت من المعلومات. |
Bazen ailelerimizle birleşme ve bağlanma ihtiyacımız her tür karardan baskın geliyor. | Open Subtitles | نترك أحيانا حاجتنا للتواصل والاندماج مع عائلاتنا تُعثر أي نوع من البصيرة |
Şimdi planktonların yaşamımız için hayati önemini ve onlara ne kadar çok ihtiyacımız olduğunuz biliyorsunuz. | TED | الآن لقد تنبهتم لمدى أهمية العوالق لبقائنا أحياء ولمدى حاجتنا إليها. |
Onun düşünemeyeceği kadar çok mendile ihtiyacımız vardı. | TED | حاجتنا لتلك المناديل كانت أكبر مما يمكنه أن يتصور هذا الرجل. |
Kaynaklar geldiği zaman, örneğin petrol, hayal ettiğimiz teknolojileri kurmaya başladık ve insanları bir araya getirdik çünkü toplanmaya ihtiyacımız vardı . | TED | وعندما توفرت المصادر متمثلة بالنفط بدأنا ببناء هذه التكنولوجيا البارعه وجمعنا الناس مع بعض بسبب حاجتنا لهذا الحشد |
Kesin yanıtını bilmesek de buna neden ihtiyacımız olduğuna dair bazı iyi teoriler var. | TED | وعلى الرغم من أننا قد لا نعرف الإجابة الدقيقة، إلا أن هناك عددًا من النظريات الجيدة حول سبب حاجتنا إليه. |
O zaman soruyorum: Çok ihtiyacımız olmasına rağmen neden bu kadar yer israf ediyoruz? | TED | إذا السؤال هو: لماذا نقوم بهدر الكثير من المساحات مع حاجتنا الماسة لها؟ |
Yürünebilir bir şehre neden ihtiyacımız olduğunu ve yürünebilir bir şehrin nasıl yapılacağı hakkında konuşmak istiyorum. | TED | أود أن أتحدث عن حاجتنا لهذه المدينة كما أود الحديث عن كيفية القيام بهذه المدينة. |
Son zamanlarda yaptığım konuşmaların çoğu, buna neden ihtiyacımız olduğunu konu alıyor, ancak anlayabilirsiniz. | TED | أغلب ما أتحدث عنه هذه الأيام عن حاجتنا لها لكنكم أنتم يا شباب أذكياء. |
Eski efsaneler insanlığın değişime, gelişime, harekete ihtiyacı olduğunu göstermiş ve farklı formlarda defalarca anlatmışlardır. | Open Subtitles | بشاعةِ في الجمالِ. حاجتنا مِنْ التغييرِ، تقدّمِ، حركة، منعكسُ في القصصِ القديمةِ |
Şimdi, evet, Eminim ki bazı köşeleri kesmemizdeki ihtiyacı anlarsın. | Open Subtitles | لذا، نعم، أنا متأكّد أانك تستطيع ان تفهمنى و حاجتنا لإختصار الوقت هنا. |
Sadece, yapay kanın insan kaynağı ihtiyacımızın yerini alacağının güvencesini istiyorum, efendim. | Open Subtitles | أحب ضمانتك فحسب أنّ البديل من شأنه أن يحل محل حاجتنا للإمدادات البشرية , سيّدي |
Eğer çetrefilli değilse, neden bu GI Joe'ya ihtiyaç duyalım ki? | Open Subtitles | لو كانت مُباشرة، فما سبب حاجتنا لـ(جي آي جو) هُنا؟ |
Bozkırlarda dolaşmaktan ayakları büzülen bizler, sert rüzgârlardan burunları düzleşmiş bizler, artık ihtiyacımızdan fazla yemeğimiz var. | Open Subtitles | نحن الذين تلفت أقدامنا من السير في السهوب, وتسطحت أنوفنا من الرياح العاتية. لدينا الآن طعام يزيد عن حاجتنا. |
Majesteleri, kendi ihtiyaçlarımıza yetecek kadar az paramız var. | Open Subtitles | سيادتك، معنا أموال أقل مما يكفي حاجتنا الشخصية |
BM'nin son tahminlerine göre, bu yüzyılın sonunda dünya nüfusu 11 milyar olacak, bu da çok daha fazla proteine ihtiyaç duyacağımız anlamına geliyor. | TED | وتشير توقعات الأمم المتحدة الأخيرة أن تعداد سكان العالم سيصبح 11 مليار شخص في نهاية القرن الحالي ما يعني حاجتنا إلى بروتين أكثر. |
Çişimizi yapmak için de güvenli bir yere ihtiyaç duyarız. | TED | كما أننا نحتاج إلى مكان آمن نقضي فيه حاجتنا. |