Gelip bazı kişisel eşyalarını alabileceğimi söylediler. | Open Subtitles | قالوا لى أنه يمككنى أن آتِ وآخذ بعض من حاجياته الشخصية |
Yüzbaşı Evans'ın eşyalarını neden toplamadığını. | Open Subtitles | أفهم لماذا الملازم الأول إيفانس لم يفرغ حاجياته هنا |
eşyalarını ne yapacağımı düşünüyordum, kitaplarını, mobilyalarını... | Open Subtitles | أردتُ أن أقرِّرُ ما العمل مع حاجياته وكتبهِ, وأثاثه |
eşyaları ve atı hâlâ burada. | Open Subtitles | حاجياته وحصانه كل ذلك مازال هنا |
- İşte eşyaları, Şef. - Kaydet. | Open Subtitles | ها هي حاجياته يا سيدي سجلها |
Doğruyu söylüyorum Batman, Bay J eşyalarını nereye koyar, bilmiyorum. | Open Subtitles | بصراحة يا "باتمان"، لا أعرف أين يضع السيد "جاي" حاجياته. |
Lütfen Bay Keats'e Brawne'ların eşyalarını güvenle saklayacağını söyleyin. | Open Subtitles | ارجو ان تخبره باننا سنحتفظ بكل حاجياته |
Bazı eşyalarını almak için geldim. Ne zaman döner biliyor musun? | Open Subtitles | لقد أتيتُ لكي أجمع بعض حاجياته |
Emredersiniz. eşyalarını toplattırırım. | Open Subtitles | نعم سيدي سأقوم بترتيب حاجياته |
Bana onun eşyalarını verdiler, | Open Subtitles | لقد أعطوني حاجياته لذا |
Peyton'ın okuluna gidip eşyalarını alacağım sanmıştım. | Open Subtitles | أعتـقد انه علي الذهاب إلى مدرسَة ( بييتن ) وإحضار حاجياته |
eşyalarını geri getirin. | Open Subtitles | أعد إليه حاجياته. |
Bay Ryu'nun eşyalarını tertipleyene kadar. | Open Subtitles | إلى أن ينظّم السيد (ريو) حاجياته |
eşyalarını alabilirsem... | Open Subtitles | - إن كان بوسعي فحسب أخذ حاجياته ... |
eşyalarını toparlayayım. | Open Subtitles | -ابنك ... بالطبع دعني أجمع حاجياته فحسب |
Norman'la eve gidip Norman'ın eşyalarını toplayacağız şimdi. | Open Subtitles | (نورمان) وأنا سنذهب للمنزل ونحزم حاجياته... |
Tutuklusun. Suri, eşyalarını al. | Open Subtitles | انت مقبوض عليك, (سوري), اجمعي حاجياته |
Fausto, onun eşyalarını al, lütfen. | Open Subtitles | (فاوستو)، خذ حاجياته من فضلك |
Tüm kişisel eşyaları yok olmuş. | Open Subtitles | لقد اختفت كل حاجياته الشخصية |