Demek ki, duygusal gözyaşları duygusal durumu yansıttığı gibi İris'in de rahatlamasını sağlar. | TED | في هذه الحالة، تهديء الدموع العاطفية أيريس مباشرةً، كما تُنبىء عن حالتها العاطفية للآخرين. |
İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü ve ultrason da doğruladı ki kalbi yeniden fonksiyoneldi. | TED | وبعد أسبوعين، عادة حالتها العاطفية إلى طبيعتها وهو ما أكده الفحص بالموجات فوق الصوتية الذي أجري لقلبها. |
Size onun durumu hakkında bilgi vereceğim ve neden size emanet ettiğimi açıklayacağım. | Open Subtitles | دعيني أشرح لك حالتها ولماذا عليك أن تعيريها أقصى اهتمامك |
Hem talep içeriğine bakarsanız durumunu bildiklerine inanmak için bir sebep yok. | Open Subtitles | العريضة رأوا لو وحتى حالتها عن يعرفون أنهم على دليل هناك فليس |
Mükemmel durumda olduklarına dikkatinizi çekerim. Bu size ne söylüyor? | Open Subtitles | لاحظ بأن حالتها ممتازة ما الذي قد يخبرك به هذا؟ |
Korkarım durumu düşündüğümüzden daha ciddi. | Open Subtitles | أنا خائف من أن حالتها ستكون صعبة أكثر مما كنا نتوقع |
Nodülleri örten koruyucu kumaşlar bozulmuş. Derhal tedavi edilmesi gereken bir bozulma durumu. | Open Subtitles | جسمها دخل في مرحلة تدهور وبدء جسدها بالانهيار وفي حالتها تلك يجب علاجها فورا |
Farkına bile varmayacak. durumu böyle devam ederse, bizden uzun yaşar. | Open Subtitles | إنها لن تعرف ولكن إن ظلت حالتها هكذا ، ستعيش أطول منا جميعاً |
Travmaya bağlı anksiyete seviyesi yüksek olsa da fiziksel ve zihinsel durumu çok fazla etkilenmemiştir. | Open Subtitles | رغم انها تعاني من توثر بسبب الصدمة حالتها الجسدية و العقلية سليمة |
Fiziksel ve zihinsel durumu oldukça normal olup net beyanlarda bulunabilir. | Open Subtitles | حالتها الجسدية و العقلية عادية كفاية لتقدم شهادة |
Sorun değil. onun akli durumu ile ilgili gerçekten endişeliyim. | Open Subtitles | لا عليكِ ، لقد كنت قلقاً على حالتها العقلية |
Neticede durumu düzelmeyince, rahibimiz Peder Moore'u çağırdık. | Open Subtitles | بالتحديد، عندما لم تتحسن حالتها اتصلنا بالراهب، الأب مو |
durumu normale döner dönmez, kendine daha fazla zarar vermesin diye onu buradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | بمجرد أن تستقر حالتها يجب أن نخرجها من هنا قبل أن تؤذي نفسها أكثر |
Kendisi durumunu daha stresli olarak değerlendirdikçe, telomerazı daha düşük, telomerleri daha kısa oluyordu. | TED | وكلما اعتبرت الأم حالتها على أنها أكثر إرهاقا، كلما قصُرت التيلوميرات خاصتها. |
Çalışmam sonuçlandı ancak 6 ay sonra sadece benim bildiğim bakteri herhangi bir tıbbi yardım gerçekleşmeden kaybolmuş mu görmek adına son durumunu kontrol ettim. | TED | انتهت دراستي، ولكن بعد نصف عام تالي، كنت مازلت ألحق حالتها لأتأكد فقط من أن تلك البكتريا التي اكتشفتها أنا قد اختفت بدون تدخل طبي. |
Bu sabah biraz tuhaftı fakat şimdi daha kötü durumda. | Open Subtitles | أجل، كانت غير مركّزة هذا الصباح لكن أصبحت حالتها أسوأ. |
Sende kalması en iyisi olur. Ne durumda olduğunu gördün. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من الأفضل أن تحتفظِ بها رأيتِ حالتها .. |
Ayrıca, fiziksel durumunda her hangi bir değişiklik olursa da bilmek isterim. | Open Subtitles | وسيكون مفيداً أيضاً إذا اعلمتني أولاً بأول بأي تغير بدني في حالتها |
Aslında kendi sağlık durumunun kötülüğü yüzünden böyle düşünüyordu sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تفكر حقاً فى حالتها الصحية |
Bu koşullarda yaşadığı onca şey duygusal hali, hakim kararını verirken hoşgörülü olabilir. | Open Subtitles | وفقاً للظروف، كل ما مررت به، و حالتها العاطفية، |
Asıl üzücü olan, o bu hassas durumdayken hiçbir arkadaşının kafasını karıştırmıyor olması. | Open Subtitles | المحزن حقاً هي حالتها هذه لا أحد من أصدقائها يشغل تفكيرها |
onun dertlerine deva olmadan önce bir birayı hak ediyorum. | Open Subtitles | أستحق كوباً من الجعة قبل أن أبدأ بانتشالها من حالتها |
onun ruh halini ortaya çıkarmaya çalışıyorum böylece onun için olabilecek en iyi tedaviyi oluşturabilirim. | Open Subtitles | أحاول تقرير حالتها العقلية كي أقرر أفضل مسبب |
Bak, aramızda kalsın ama, dün gece evime geldi, ve berbat durumdaydı. | Open Subtitles | ،أنظري، بيني وبينك لقد أتت إلى شقتي ،ليلة أمس وكانت حالتها سيئة |
Felç geçiriyor, ama bu onun durumundaki biri için çok normal. | Open Subtitles | لديهانوبةمرضيّة، هذا أمرٌ طبيعي بناءً على حالتها |
Eğer o durumdan soğuyarak şu anki durumuna ulaşması için geçen süreyi tespit edebilirseniz o zaman Dünya'nın kaç yaşında olduğunu da tespit edebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا استطعت حساب المدة اللازمة كي تبرد من حالتها تلك إلي ما هي عليه الآن فإنه يمكنك حساب العمر الحقيقي للأرض |
Hastalığı öyle ilerlemişti ki... doktor daha sıcak bir yere taşınmasını tavsiye etti. | Open Subtitles | حالتها كانت تتزايد لهذا طلب منها الطبيب الإنتقال إلى مكان أكثر دفئا |
Evrakları doldurun. Bir şey öğrenir öğrenmez durumundan haberdar ederiz sizi. | Open Subtitles | املئ الأوراق وسوق نُطلعك على حالتها بمجرد أن نعرف أي شيء |