Çok kötü gözükmüyordu. Hiç de kötü değildi. | Open Subtitles | لم تكن حالته سيئة لم تكن حالته سيئة البتة |
Hayır, nasıl olduğunu bilmek istiyorum. kötü durumda olmasından korkuyorum. | Open Subtitles | كلا, أريد أن أعرف كيف حاله أخشى أن حالته سيئة للغايه |
Onu görünce muhtemelen anlarsınız, ama durumu biraz kötü. | Open Subtitles | قد لا تعرفون ذلك برؤيته، لكن حالته سيئة نوعاً ما |
Jobi fındıkları... Gardiyana verdiğin yiyecek kötü etki yapar, hayal gördürür ama etkisi geçer. | Open Subtitles | المكسرات، ذلك الطعام الذي أعطيته لحارسي، أصبح حالته سيئة وبدأ يرى أشياء |
Durumu kötü. Şimdi çıkmak zorundayım. | Open Subtitles | حالته سيئة جداً أحتاج إخلائهم الآن |
- Yarım saat ama hastanın durumu çok kötü. | Open Subtitles | حوالي نصف ساعة، لكن الرّجل حالته سيئة |
Kamp bölgesinde. Çabuk. Durumu çok kötü. | Open Subtitles | انه بالمعسكر اسرعا حالته سيئة جدا |
Bebeğinizin kötü bir yastık kılıfı var. | Open Subtitles | الطفل حالته سيئة بسبب الوسادات |
Ama burada eski bir çatlak var. Baya kötü bir tane. | Open Subtitles | لكن هناك كسر قديم حالته سيئة للغاية |
Hayatta ama kötü durumda efendim. | Open Subtitles | إنه كذلك سيدى ، لكن حالته سيئة |
Sadiye doktora: "Çok kötü olduğunu biliyorsunuz" dediğinde doktor, "Eğer durum çok kötüyse bir süreliğine eski dozuna dönebilir." | TED | عندما ردت قائلة: "أنت تعرف، أن حالته سيئة للغاية،" أجاب الطبيب: "حسناً، لو كان بهذا السوء، يستطيع العودة لجرعته السابقة لفترة قصيرة." |
Durumunun bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أن حالته سيئة هكذا |
Ne kadar kötü, Cat? Ölmeyecek değil mi? Kod Mavi, Kod Mavi. | Open Subtitles | الى اي درجة حالته سيئة, (كات) لن يموت, اليس كذلك؟ مرحبا, ما الأخبار؟ |
- Hayır, gerçekten kötü durumda. | Open Subtitles | أهو بخير؟ لا، حالته سيئة |
-Sanmıyorum... ama çok kötü durumdasın. | Open Subtitles | -لا أظن ذلك لكن حالته سيئة |
- Efendim durumu kötü. | Open Subtitles | -سيدي، إن حالته سيئة |
Durumu kötü. | Open Subtitles | أن حالته سيئة |
O kötü durumda. | Open Subtitles | حالته سيئة! |