kaçmaya çalışırsan kafana 500 dolar ödül konacak. | Open Subtitles | وإذا حاولت الهرب سيكون هناك 500 دولار على رأسك |
Karısı da mutfakta vurulmuş, yere düşmüş ve kaçmaya çalışmış. | Open Subtitles | الزوجة تم قتلها في المطبخ . سقطت , حاولت الهرب |
Sana şunu söyleyeceğim. Bir şey denersen, kaçmaya kalkarsan... | Open Subtitles | لذلك أنا هنا لأخبرك إذا جربت أيَّا شيء , حاولت الهرب |
Kaçmaya çalıştım ama zihin güçleriyle beni yakalayıp sarsmaya başladı. | Open Subtitles | حاولت الهرب منها لكنها رفعتني بقواها البشرية وهزتني مثل الدمية |
Sen kaçmaya çalıştın görevlide kendini korumak için seni dizinden vurdu. | Open Subtitles | فلقد حاولت الهرب كما ترى، وكان يدافع عن نفسه حين أصابك. |
Onu tutsak alan kalesini temizlediği , yemeğini yaptığı kötü kalpli canavar eğer kaçmaya çalışırsa | Open Subtitles | بسبب أن الغول الشرير الذي أسرها وتنظف له القلعة ، وتعد له الطعام قد تعهد لها ، أنها إذا حاولت الهرب يوما ما... |
Seni vurup kaçmaya çalıştığını söyleyebilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يطلق عليك النار ويقول أنك حاولت الهرب |
kaçmaya çalışırsan, seni tutuklar, seni nezarethaneye bırakırım ve seni uçağa kelepçelerle bindiririm. | Open Subtitles | لو حاولت الهرب ، سأقبض عليك وأضعك في السجن وآخذك إلى الطائرة مقيداً ، أتفهم؟ |
kaçmaya çalışırsan ya da evi temiz tutmazsan dayak yersin. | Open Subtitles | اذا حاولت الهرب او لم تقم بتنظيف المنزل سوف تتعرض للضرب |
Eğer efendini memnun etmez ya da kaçmaya çalışırsan Şirket peşine düşüp seni ve aileni öldürüyor. | Open Subtitles | ان لم ترضي سيدك او حاولت الهرب فستجدك الشركة و ستقتلك و تقتل عائلتك |
Kadın kaçmaya çalışmış, yüzünden darbe alıp düşmüş. | Open Subtitles | و هي حاولت الهرب تلقت ضربة في الوجه و سقطت |
Birisi kaçmaya çalışmış bir silah çalmış, güvenlik tarafından vurulmuş. | Open Subtitles | واحدة منهم حاولت الهرب ، وسرقت سلاح وأُصيبت من قِبل حارس |
Ayrıca kaçmaya kalkarsan seni vuracaklarını söylediler. | Open Subtitles | وقالت اذا حاولت الهرب سوف يطلقون النار عليك |
Gelmezsen, kaçmaya kalkarsan, seni bulur öldürürüm. | Open Subtitles | واذا لم تحضر, اذا حاولت الهرب سأجدك وسأقتلك |
Kaçmaya çalıştım ama beyin gücüyle beni havaya kaldırıp, salladı. | Open Subtitles | حاولت الهرب منها لكنها رفعتني بقواها البشرية وهزتني مثل الدمية |
ama iki kere Kaçmaya çalıştım. Birincisinde sadece dayak ile kurtuldum. | Open Subtitles | عندما جيئ بي هنا حاولوا أن يجعلوني مجنون, لذلك حاولت الهرب. |
Sorduğun için sağ ol. Nasıl da örnek bir mahkûm olduğunu anlattığın zırvalarından sonra kaçmaya çalıştın demek. | Open Subtitles | بعد كل تصريحاتك عن السجين المثالي الذي ستصبحه ، فقد حاولت الهرب |
- Hayır ama bize söylemediğin şeyler olduğunu düşünüyorum ve toplanma sırasında kaçmaya çalıştığını biliyorum. | Open Subtitles | كلا لكن أظن أن هناك أشياء لم تخبرينا بها أعلم أنك حاولت الهرب أثناء التجمع |
Benim bir sorunum yok. Kadın Kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | لا يوجد بى شئ خطأ يا أخى هذه المرأه حاولت الهرب.. |
Kimsenin içeri girmesine ve dışarı çıkmasına izin vermeyin. Eğer kaçmaya kalkarsa, öldürün. | Open Subtitles | لا أحد يدخل أو يخرج لو حاولت الهرب , إقضي عليها |
Kaçmaya çalışırken karşıma çıktı ve elinde kanlı maket bıçağı vardı. | Open Subtitles | وحين حاولت الهرب ظهر أن له دماء رقبة على الغطاء |
Sana zarar vereceklerini bilseydim asla kaçmaya çalışmazdım. Lütfen inan buna. | Open Subtitles | لو كنت اعلم أنهم سيؤذوكِ لما حاولت الهرب أبدًا، صدقيني رجاءً |
Annen yüzünden değil ama pek çok sefer senin yüzünden kaçmak istediğim oldu. | Open Subtitles | انا حاولت الهرب عدة مرات سابقا ليس بسبب أمك , بل بسببك |