İPhone'mu uyuşturucu almak için satmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول بيع هاتفي من أجل المخدرات. |
Sonradan dijital kamera satmaya çalıştı ama geç kalmıştı, çünkü herkesin telefonunda vardı. | Open Subtitles | ثُمّ حاول بيع آلات التصوير الرقميّة، ولكن حينئذٍ كان الأوان قد فات لأنّ الجميع كان لديهم واحدة على هاتفهم الخلويّ. كأنّه لم يتوقّع حدوث ذلك. |
Arkamızdan iş çevirip filmi satmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول بيع الفيلم دون علمك |
Biliyor musun, pamuk şeker tezgâhında bana kokain satmaya kalkıştı. | Open Subtitles | كما تعلمون، في كشك الحلوى القطن، حاول بيع لي الكوكايين. |
Biyonikleri en yüksek teklifi verene satmaya kalkıştı. | Open Subtitles | حاول بيع مشروع الاعضاء الآلية لمن يدفع اكثر. |
2006'da Savunma Bakanlığından bir görevli, uydu verilerimizi satmaya kalktı. | Open Subtitles | في عام 2006 موظف تحت إشراف الدفاع حاول بيع معلومات لأقمارنا الصناعية |
Lanet mülklerimi kendisininmiş gibi satmaya çalıştı. | Open Subtitles | حاول بيع ممتلكاتي كأنّها ملكه |
- Dün gece ne oldu? - Casey'nin güvenliği sandığımız kişi bilgisayarı Çinlilere satmaya çalıştı. | Open Subtitles | الرجل الذي حسبناه الحارس الشخصي لـ(كايسي) حاول بيع الحاسوب النقال إلى الصينيين |
Biyonikleri en yüksek teklifi verene satmaya kalkıştı. | Open Subtitles | لقد حاول بيع التكنولوجيا الي الاعلي سعر |
Bizim olan bir şeyi, Çinlilere satmaya kalktı. | Open Subtitles | لقد حاول بيع شيّء يخصّنا إلى الصينيّين. |