Ve sonra düşündüm ki ya aslında bütün bu kum taneleri aslında bebekse? | Open Subtitles | ثم خطرتَ ليّ فكرة ماذا لو كانت كل حبيبات الرمال تلك، أطفالاً حقيقين؟ |
Bu kum yığınında olan kum taneleri yaklaşık olarak bu kumdan kalede de vardır. | Open Subtitles | الآن، هناك العديد من حبيبات الرمل في قلعة الرمال هذه مثل ما تكون في كثيب الرمل |
Bu, bize bu kumları oluşturan sürecin rüzgar olduğunu gösterir çünkü rüzgar en ufak kum tanelerini alıp sağa sola taşıyabilir. | Open Subtitles | ذلك يخبرك أن ما أحدث ذلك هي الرياح لأن يمكن للرياح أن تحمل أصغر حبيبات الرمل و تحركها |
Çok çok ince kum tanelerini alıp yığın halinde dökerseniz 33, 34 derecelik açılarla düşerler. | Open Subtitles | أنك لو أخذت حبيبات الرمل ، الدقيقة و صببتها على شكل كومة الزاوية التي تسقط بها حوالي 33 أو 34 درجة |
Kör insanların çekici sevgilileri olamaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكن للناس العميان ان يكون لديهم حبيبات جذابات؟ |
Ford birkaç kez taciz ve saldırıyla suçlanmış, suçlayanlar da eski sevgilileri ve rastgele tanıştığı kadınlar. | Open Subtitles | فورد كان لديه عدة تهم تحرش و اعتداء كلها قدمتها حبيبات سابقات و نسوة عشوائيات التقى بهن |
Yapıyı değiştirmeden kum taneciklerini düzenlemenin pek çok yolu yüksek entropidir. | Open Subtitles | اذن، طرق عديدة لاعادة ترتيب حبيبات الرمل :دون تغيير البناء، تعني توازن حراري عالي |
Yapıyı değiştirmeden ve onu bozmadan kum taneciklerini düzenlemenin pek çok yolu düşük entropidir. | Open Subtitles | طرق قليلة جداً من اعادة ترتيب حبيبات الرمل :دون تغيير البناء ودون تنظيمه، يعني توازي حراري منخفض |
Soya fasulyeleriniz güvende. | Open Subtitles | حبيبات الصويا في آمان |
Çünkü zambak poleni en dayanıklı polenlerden biridir. | Open Subtitles | لأن حبيبات اللقاح من الزنبق هي أكثر أنواع الحبيبات عناداً |
Kum taneleri bu açılarda birbirlerine bağlı kalır. | Open Subtitles | و تلك الزاوية التي تمسك حبيبات الرمل بها بعضها البعض |
Bir dahaki sefere ayak parmaklarınız arasında kum çatırtısı hissine sevinirseniz şunu düşünün: Bu kum taneleri bir noktada, kıçından nefes alan bir turşu tarafından atılmış olabilir. | TED | لذا في المرة القادمة وأنت تستمتع بملمس وصوت ذرات الرمال بين أصابع قدميك، خذ بعين الاعتبار: أن حبيبات الرمل هذه في فترة ما، كانت قد طُرحت من مخلوق كالمخلل يتنفس من مؤخرته. |
McBride'ın saçındaki, burnundaki ve kulaklarındaki kum tanelerini inceledim ve hiçbiri Afganistan ya da İran'dan değil. | Open Subtitles | اذن ، لقد حللت حبيبات الرمل من شعر مكبراين وانفه واذنه و هم ليسوا جميعاً من |
Tom'un eski sevgilileri. | Open Subtitles | حبيبات "توم" السابقات |
sevgilileri yok. | Open Subtitles | لا حبيبات |
"ve altın kum taneciklerini... "elimin içinde tutuyorum. | Open Subtitles | "وأحمل في يدي حبيبات الرمل الذهبية" |
Soya fasulyeleriniz güvende. | Open Subtitles | حبيبات الصويا في آمان |
Önemli miktarda dağ pteridophyta poleni. | Open Subtitles | تركيز بارز حبيبات لقاح نبتة بذور الجبل |