1931'deki esas seferdeki herkes kazıdan sonraki bir yıl içinde öldü. | Open Subtitles | كل فرد ببعثة التنقيب الأًصلية لقي حتفه عام 1931 |
Halkına güvenli bir sıgınak bulmaktaki başarısızlıgının acısıyla öldü. | Open Subtitles | لقى حتفه معذباً بفشله بإيجاد ملاذ آمن لشعبه. |
Ruhu aynaya geçer ve demir zincirler içinde ölüme sürüklenir. | TED | تدخل روحه المرآة ويتم سحبه بعيداً في سلاسل حديدية حتى يلقى حتفه. |
Niçin insan başka biri olduğunu iddia ederek ölümüne gider? | Open Subtitles | لماذا يذهب شخص الى حتفه مُدّعيا اسم شخص آخر ؟ |
Birşey kıvılcıma yol açmış. Tüm yer havaya uçmuş. Anında ölmüş. | Open Subtitles | شيئاً ما قد تسبب بشرارة فأنفجر المكان بأكمله ولقي حتفه فوراً |
Senle onu götürünce bu birilerini rahatsız etti, o bu yüzden şu an ölü. | Open Subtitles | و بعد ساعة عاد إلى الشارع، و لهذا لقي حتفه. |
Ve maalesef, o genç adam görev başında öldürüldü. | Open Subtitles | ولسوء الحظ، فذاك الشاب لقي حتفه وهو على رأس العمل |
o zaman size göre Cedric kendi istediği için öldü cedric diggory nin ölümü trajik bir kaza | Open Subtitles | اذا طبقا لما تقوله فان ديجورى قد لقى حتفه بيده موت سيدريك ديجورى كان موتا فاجعا |
Ve o an bunun yüzünden burda birileri öldü | Open Subtitles | ومن استخدمه لقى حتفه في هذا المكان بالتحديد |
Yaşlı adama aşı yaptığın halde öldü. | Open Subtitles | إذن فقد قمت بتحصين الرجل العجوز ولقى حتفه ؟ |
Biz, ölüme gönderdiğin diğer mürettebatların kadar iyiyiz. | Open Subtitles | نحن أكفاء مثل ذلك الطاقم الذي أرسلته ليلقى حتفه |
1300 fitten ölüme düşmesine izin verdi. | Open Subtitles | لقد قتلة وجعله يهوى إلى حتفه من ارتفاع 1300 قدم |
Bir kaç gün sonra, Tyler George Washington Köprü'sünden ölümüne atladı. | TED | بعد بضعة أيام قفز تايلر من على جسر جورج واشنطن إلى حتفه. |
Arkadaşının ölümüne de neden oldu! Ne diye dönüyorsun oraya? | Open Subtitles | صديقك لقي حتفه ما الذي تريد ان تعود لأجله؟ |
Resmi raporuna göre, kavganız sırasında dengesini kaybetmiş ve ardından düşerek ölmüş. | Open Subtitles | طبقا لتقريرك الرسمى لقد انزلقت قدمه أثناء مشاجراتكما ثم سقط ولقى حتفه |
Aynı gün Ogura'nın ağabeyi de ölmüş değil mi? | Open Subtitles | لقي شقيق أوغارانو حتفه في اليوم ذاته، أليس كذلك؟ |
Onun ölü olmasını isteyen bir ton insan var anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنّ لدينا ثلّة كبيرة من أناس هنا كانوا يرغبون في أن يلقى حتفه |
Zoe Martinelli... 15. birimden bir çaylak. 3 yıl önce öldürüldü. | Open Subtitles | زوي مارتنلي... مبتدئ من القسم 15 لقى حتفه قبل 3 سنين |
Hani şu merdivenlerden düşüp ölen değil mi o? | Open Subtitles | أليس هو الشخص الذي لقي حتفه عندما سقط من درجات السلم العالية |
Bir adamı ölümü olabilecek bir göreve gönderiyorsak... nedenini bilmeye hakkı var sanırım. | Open Subtitles | اظن انه اذا كنا سنرسل رجلا الي حتفه فلديه الحق ان يعرف لماذا |
Demek oluyordu ki, bir yıl içinde, projeyi kapatan ölecek. | Open Subtitles | وهذا يعني أن شخص ماقريب من المشروع سيلقي حتفه قريباً |
Biri intihar etti. Gördün mü? - NasıI oldu göremedim. | Open Subtitles | اليوم، قام أحدهم بالإنتحار جُرِحَت إمرأة، والرجل لقي حتفه |
Eğer biri oradan düşerse kesinlikle ölür. Öyle değil mi? | Open Subtitles | هذ صحيح, إذا سقط أحد من هناك سيلقى حتفه بالتأكيد |
Detayları bilmiyorum, tek bildiğim öldüğü. | Open Subtitles | لا أعرف التفاصيل، ولكنى أعلم أنه لقى حتفه |
Geniş imkanlara sahip harika bir ülkede yaşamalarına, en gelişmiş ilaçlara erişimleri olmasına rağmen neredeyse tüm hastalarım hayatını kaybetti. | TED | وبرغم العيش في بلد جميلة وثرية، مع إمكانية الحصول على أكثر الأدوية تطورًا، تقريبًا كل فرد من مرضاي لقي حتفه. |
Nasıl öldüğünü bilmiyoruz sadece onun ölümü ani ve esrarlıydı. | Open Subtitles | لانعرف بالتحديد كيف لقي حتفه ولكنا نعلم ان وفاته كانت بصورة مفاجئة ويعتريها الكثير من الغموض |
Ama birkaç ay sonra, mektup gelmemeye başladı ve öldüğünden emindim. | Open Subtitles | لكن بعد أشهر الرسائل توقفت عن القدوم وكنت على يقين أنه لقى حتفه |