"حتمية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kaçınılmaz
• kaçınılmazdı
• kaçınılmazlığı
• kaçınılmazdır
• kaçınılmazlığıyla

Belki zamanlamanın bunla hiç ilgisi yoktur. Belki bu kaçınılmaz birşeydi.
ربما لا علاقة لهذا بها ربما كانت حتمية أو جريمة محتملة

Birini öldürmeden duyulan hazzın bir adamı kötüye dönüştürmesinin kaçınılmaz gerçeği bu.
إنها حتمية وجود رجل بغاية الشرّ لدرجة تجعله يشعر بالسرور حيال قتله

Bir kez daha gördüğümüz üzere stresin sağlığınız üzerindeki zararlı etkileri kaçınılmaz değil.
ومرة أخرى نلاحظ بأن الآثار الضارة للضغط على صحتكم ليست حتمية.

Kolay bir karar olmadı ama sonuç kaçınılmazdı.
لم يكُن الخيار سهل , ولكن النهاية كانت حتمية

Birbirine bağlılıkla ölümün kaçınılmazlığı ile erkeklerin, moda aksesuarları ile ilgili.
إنه عن التواصل حتمية الموت و موضة الملابس عند الرجال

Bu belirsizlik, iyi veya kötü ölçüm meselesi değildir; parçacık ve dalga doğalarının birleşiminin kaçınılmaz bir sonucudur.
وهذا اللايقين لا يتعلق بسوء أو جودة القياس، ولكنه نتيجة حتمية تصاحب مزج طبيعتي الجسيم و الموجة.

Kalp krizi yaygın olarak görülebilir ama asla kaçınılmaz değil.
قد تكون النوبات القلبية شائعة، لكنها ليست حتمية بالضرورة.

Ancak choking herkes için kaçınılmaz değil.
إن حالة الاختناق قد لا تكون حالة حتمية للجميع.

Her zaman olduğu gibi, devrimci savaşta kaçınılmaz bir aşamadır.
وما معناه دائماً، مرحلة حتمية في الحرب الثورية

Onlara göre bunun anlamı kaçınılmaz felaket demek.
بالنسبة لهم تصوّر هذه الكلمه حتمية الفشل

Ölmemizin tek sebebi bunu bir kaçınılmaz olarak görüyor olmamız.
انتظر! السبب الوحيد لموتنا هو قبولنا بها على أنها حتمية

Hayır "mantıksız davranmanın kaçınılmaz sonucu" demek daha doğru galiba.
أدعوها خاتمة حتمية مستندة على التفكّر الموثوق.

'Kendi başına bırakılmış herhangi bir izole sistem... ..kaçınılmaz olarak çevrilemeyen azalmaya;
أن أي نظام معزول لوحده متجه بصفة حتمية إلى الاضمحلال

Gelecekten ne kadar çok kaçmaya çalışırsan kaçınılmaz olan o derecede gerçekleşir.
لكن كل ما بذل أحدٌ جهداً لتجنّب المستقبل، كلما أصبح حدوثه أكثر حتمية

Terörist bunu umursamadı. Bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi.
لم يكترث الإرهابيّ لذلك قال أنها كانت نتيجة حتمية

Hepsi de aynı şekilde kaçınılmazdı?
. جميعها حتمية الحدوث على حد سواء

Aşıyı bir kere elde ettikten sonra sonuç kaçınılmazdı.
عندما عزلنا اللقاح كانت النتيجة حتمية

Ama Sam töreni düzenlemeye geldiği için öğrenmeniz kaçınılmazdı.
لكن معرفتكما كانت حتمية حينما جاء (سام) لأداء المراسم

Hayatın devamlılığı ve ölümün kaçınılmazlığı.
استمرار الحياة "حتمية الموت

Bazen şaşırtıcı ve belki de kaçınılmazdır.
أو أحياناً تكون مفاجأة و ربما حتمية

Şiddetin kaçınılmazlığıyla alakalı bu derin düşünceler, onun ilk ve en ünlü romanına ilham verecekti: "Sineklerin Tanrısı"na.
هذه التأملات حول حتمية العنف هي التي ألهمته روايته الأولى والأكثر شهرة: "سيد الذباب".