Belki zamanlamanın bunla hiç ilgisi yoktur. Belki bu kaçınılmaz birşeydi. | Open Subtitles | ربما لا علاقة لهذا بها ربما كانت حتمية أو جريمة محتملة |
Birini öldürmeden duyulan hazzın bir adamı kötüye dönüştürmesinin kaçınılmaz gerçeği bu. | Open Subtitles | إنها حتمية وجود رجل بغاية الشرّ لدرجة تجعله يشعر بالسرور حيال قتله |
Bir kez daha gördüğümüz üzere stresin sağlığınız üzerindeki zararlı etkileri kaçınılmaz değil. | TED | ومرة أخرى نلاحظ بأن الآثار الضارة للضغط على صحتكم ليست حتمية. |
Kolay bir karar olmadı ama sonuç kaçınılmazdı. | Open Subtitles | لم يكُن الخيار سهل , ولكن النهاية كانت حتمية |
Birbirine bağlılıkla ölümün kaçınılmazlığı ile erkeklerin, moda aksesuarları ile ilgili. | Open Subtitles | إنه عن التواصل حتمية الموت و موضة الملابس عند الرجال |
Bu belirsizlik, iyi veya kötü ölçüm meselesi değildir; parçacık ve dalga doğalarının birleşiminin kaçınılmaz bir sonucudur. | TED | وهذا اللايقين لا يتعلق بسوء أو جودة القياس، ولكنه نتيجة حتمية تصاحب مزج طبيعتي الجسيم و الموجة. |
Kalp krizi yaygın olarak görülebilir ama asla kaçınılmaz değil. | TED | قد تكون النوبات القلبية شائعة، لكنها ليست حتمية بالضرورة. |
Ancak choking herkes için kaçınılmaz değil. | TED | إن حالة الاختناق قد لا تكون حالة حتمية للجميع. |
Her zaman olduğu gibi, devrimci savaşta kaçınılmaz bir aşamadır. | Open Subtitles | وما معناه دائماً، مرحلة حتمية في الحرب الثورية |
Onlara göre bunun anlamı kaçınılmaz felaket demek. | Open Subtitles | بالنسبة لهم تصوّر هذه الكلمه حتمية الفشل |
Ölmemizin tek sebebi bunu bir kaçınılmaz olarak görüyor olmamız. | Open Subtitles | انتظر! السبب الوحيد لموتنا هو قبولنا بها على أنها حتمية |
Hayır "mantıksız davranmanın kaçınılmaz sonucu" demek daha doğru galiba. | Open Subtitles | أدعوها خاتمة حتمية مستندة على التفكّر الموثوق. |
Onlara göre bunun anlamı kaçınılmaz felaket demek. | Open Subtitles | بالنسبة لهم تصوّر هذه الكلمه حتمية الفشل |
'Kendi başına bırakılmış herhangi bir izole sistem... ..kaçınılmaz olarak çevrilemeyen azalmaya; | Open Subtitles | أن أي نظام معزول لوحده متجه بصفة حتمية إلى الاضمحلال |
Gelecekten ne kadar çok kaçmaya çalışırsan kaçınılmaz olan o derecede gerçekleşir. | Open Subtitles | لكن كل ما بذل أحدٌ جهداً لتجنّب المستقبل، كلما أصبح حدوثه أكثر حتمية |
Terörist bunu umursamadı. Bunun kaçınılmaz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم يكترث الإرهابيّ لذلك قال أنها كانت نتيجة حتمية |
Hepsi de aynı şekilde kaçınılmazdı? | Open Subtitles | . جميعها حتمية الحدوث على حد سواء |
Aşıyı bir kere elde ettikten sonra sonuç kaçınılmazdı. | Open Subtitles | عندما عزلنا اللقاح كانت النتيجة حتمية |
Ama Sam töreni düzenlemeye geldiği için öğrenmeniz kaçınılmazdı. | Open Subtitles | لكن معرفتكما كانت حتمية حينما جاء (سام) لأداء المراسم |
Hayatın devamlılığı ve ölümün kaçınılmazlığı. | Open Subtitles | استمرار الحياة "حتمية الموت |
Bazen şaşırtıcı ve belki de kaçınılmazdır. | Open Subtitles | أو أحياناً تكون مفاجأة و ربما حتمية |
Şiddetin kaçınılmazlığıyla alakalı bu derin düşünceler, onun ilk ve en ünlü romanına ilham verecekti: "Sineklerin Tanrısı"na. | TED | هذه التأملات حول حتمية العنف هي التي ألهمته روايته الأولى والأكثر شهرة: "سيد الذباب". |