Sultan O çocuk yaşta bile... .. kalpleri feth etmesini biliyordu. | Open Subtitles | حتى في ذلك السن الصغير.. .. سلطان عرف كيفية غزو القلوب. |
Mahalle halihazırda değişiyordu, o zamanlarda bile. | TED | كان الحي يتغير بالفعل، حتى في ذلك الوقت. |
Ama bu kısa zamanda bile, baz düzenleme, biyomedikal araştırma topluluğunda geniş çapta kullanıldı. | TED | لكن حتى في ذلك الوقت القصير، أصبح تحرير القواعد يستخدم على نطاق واسع من قبل الأوساط البحثية الطبية الحيوية. |
Ta o zaman bile, onunla geceyle gündüz gibiydik. | Open Subtitles | إذا ما نظرنا للماضي كنا مختلفين حتى في ذلك الوقت |
Çünkü o zaman bile bazı beklentilerimizin olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | لأن حتى في ذلك الوقت, علِمنا أن هنالك توقعات. |
Bu yaşta bile parmağınızı kopartabilirler. | Open Subtitles | حتى في ذلك العمر يُمكنهم أن يبتروا إصبعاً منك |
Ve o zaman bile burası bu tür araştırmaların yapıldığı bir yerdi. | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت كان هذا هو المكان الذي يمكن أن تقوم فيه بهذا النوع من الأبحاث |
Bu eğlence düşkünlüğünde bile iyi değil, demek istediğim. | Open Subtitles | و هو ليس جيدا حتى في ذلك ، آآ .. أقصد التبذير. |
O zaman bile onun en iyisi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت كنت اعرف انها المناسبة لي |
İkincisi, sakın bunu aklından bile geçirme, Leo. | Open Subtitles | و ثانيا من كل شيء ، لا تفكر حتى في ذلك ، ليو. |
Bu kadar kısa sürede bile, Violet geri gelmeden önce, anlamıştım. | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت القصير قبل ان تعود فايلوت ذلك.. ذلك عندما عرفت |
Ne ayıp, kendi hayatına kastetmene rağmen bunu bile başaramadın. | Open Subtitles | و مزيدا من العار ، حاولت أن تتخلص من حياتك ، لكن حتى في ذلك فشلت |
O zaman bile ortak bir "güzellik" kavramımız vardı. | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت كان هناك فكرة مشتركة عما نجده جميلاً |
O yaşta bile, annem için sadece bir sonraki yemek bileti olduğumu fark etmem uzun sürmedi. | Open Subtitles | حتى في ذلك السن لم يتطلب من وقت كبير حتى الاحظ انا كنت تذكرت وجبة امي القادمة |
Polise yumruk attıktan sonra çöpe kustuğun zamanı bile mi? | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت يوم لكمتِ ضابط الشرطة وتقيأتي في القمامة ؟ |
Onunla bile anlaşamadın. | Open Subtitles | لا تتدخل حتى في ذلك لأن الأمر يسير بنجاح |
O zamanlar bile satabileceğim ekstra şeyler arıyordum. | Open Subtitles | حتى في ذلك الوقت كنت أبحث دائماً شيء خاص مميز للبيع |
O yaştayken bile, kardeş olabilme ihtimalleri vardı. | Open Subtitles | حتى في ذلك العمر, يمكنهما أن تكونا أختين |
Hayır ama bence o zaman bile kendisi kaşınmıştır. | Open Subtitles | لا، لكنني أظن أنه حتى في ذلك الوقت هو من كان يبدأ المشاكل |
- Hiç komik değil. Aklından bile geçirme. | Open Subtitles | انتظر انتظر،لاتفكر حتى في ذلك سيفنكس |