En iyi dostunu savaşta ölmesi için gönderdi, böylece kadın ona kaldı. | Open Subtitles | قام بإرسال صديقه الحميم للموت في معركة حتى يمكنه أن يأخذها لنفسه |
böylece oğlum ve sancaktarları Trident'ten geçip yollarına devam edebilirler. | Open Subtitles | حتى يمكنه هو والرماة أن يعبروا ترايدنت ويمضوا في طريقهم |
Tek istediğim iş dışında Joshua ile bir kaç saat geçirebilmekti böylece bana aşık olabilecekti. | Open Subtitles | حتى يمكنه أن يمضي و يبدأ في الوقوع في حبي فيبس |
Eğer bunu başarabilirsek insan ölçeğini ve sonra çevremizin mimarisinin ölçeğini karşılayabilsin diye petri kabındakileri alabiliriz. | TED | إذا استطعنا فعل ذلك، سيمكننا الانتقال لما يحدث في طبق المختبر حتى يمكنه مواجهة المقياس البشري، وبالتالي بناء بيئتنا. |
Senin ağzı kalabalık rahiplerden birinin bir Injun kızı nasıl s*ktiğini bile gördüm hatta daha iyi s*kebilsin diye kız İncil'in üzerine çıkmıştı. | Open Subtitles | حتى أني رأيت أحد قسيسيك يجامع فتاة هندية و يقف على كتاب مقدس حتى يمكنه دفعها جيدا |
Unalaq kendisi şef olabilsin diye babanı yolundan çekmek istemiş. | Open Subtitles | أونولاك أراد والدك ِ بعيدا عن الطريق حتى يمكنه أن يصبح الزعيم |
Evet, tetikleme mekanizmasını yeniden ayarlamaya çalışıyor, böylece Sentox'u yayabilir. | Open Subtitles | نعم، إنه يحاول إعادة صياغة الية التفجير حتى يمكنه إطلاق غاز السينتوكس |
O yüzden artik bacaklarimizi kapatalim ve isimize geri dönelim, böylece o da isine döner ve gerçekten ihtiyaci olan insanlara yardim eder. | Open Subtitles | لذا دعونا نتخطى هذا و نعود لعملنا حتى يمكنه العودة لعمله و نساعد الناس الذين يحتاجون المساعدة |
Küçük tatli babacim kompleksi. böylece onlarin aklini basindan alir. | Open Subtitles | عقدة الأب الصغيرة و اللذيذة حتى يمكنه أن يربت على أكتافهن |
böylece olayı tekrar tekrar yaşayabilir. | Open Subtitles | حتى يمكنه أن يعيش جريمته مراراً وتكراراً |
Big Momma'ya restauranı satmasını böylece pahalı bir otel inşa edeceğini söylüyor. | Open Subtitles | لذا هو طلب أن يبيعوه الأم الكبيرة حتى يمكنه بناء منتجع مكلف جدا. |
Belki doğum gününde bir tane de babana hediye edersin... böylece gözü daima senin üstünde olur. | Open Subtitles | ربما يمكنك جلب واحدة لوالدك أيضاً لعيد ميلاده حتى يمكنه مراقبتك |
...böylece Seneca'yı boğdurttuğunda şarkı mırıldanmış. | Open Subtitles | حتى يمكنه أن يدندن وقت إغراق جثة معلمه "سنيكا" |
Ve üç, elektrik istiyor böylece işleri devam ettirebilir. | Open Subtitles | ثالثاً يريد الكهرباء حتى يمكنه التصرف |
North Fors Endüstrisi'nde çalışan bizler, devletin elinden geleni yaptığını, böylece yakında ailesiyle yeniden biraraya geleceğini umuyoruz. | Open Subtitles | كلّنا في صناعات "فورس نورث" نأمل في أنّ الحكومة تبذل قصارى جهدها حتى يمكنه قريبًا أن يلتمّ شمله مع عائلته. |
Singhal efendinin damadı olabilsin diye. | Open Subtitles | الآن أعرف السبب. حتى يمكنه أن يكون زوج ابنة السيد سينغال. |
Gizli Servis konvoyda dikkat çekmesin diye Başkan'ı zırhlı bir SUV'la oradan çıkaracak. | Open Subtitles | الخدمة السرية ستستخلص الرئيس في سيارة دفع رباعي مصفحة حتى يمكنه العبور |
Evin erkeği güçlü olmadığında ailelere ne olduğunu görebilsin diye. | Open Subtitles | ...حتى يمكنه أن يرى ما حدث لعائلته عندما يصبح رب المنزل غير قوي |
böylece adamlarımı öldürme zevkine varsın diye mi? | Open Subtitles | حتى يمكنه الاستمتاع بقتل رجالي. |
Öldürsün diye seni ona teslim etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع تسليمك له حتى يمكنه قتلكما |