Ama Samantha şu an komada. Ailesinin de mazereti var. | Open Subtitles | و لكن سامانثا في غيبوبة و والديها لديهم حجة غياب |
Erkek arkadaşının mazereti mantıklı geliyor, ama senin mazeretin yokmuş gibi duruyor. | Open Subtitles | تم التحقق من حجة غياب خليلك، لكن لا يبدو أن لديك واحدة |
Alacağım olsun. Patronuna mazeret olarak beni gösterebilirsin. | Open Subtitles | سوف اندهش لذلك الآن, سأعطيك حجة غياب لرئيسك |
Size söyleyeyim, Komiser, burada çalışanlardan en iyi tanığı olan biri varsa o da benim. | Open Subtitles | دعني أخبرك ملازم ربما لدي أفضل حجة غياب من أي أحد يعمل هنا |
kedim konuşmazsa, hiç Mazeretim yok. | Open Subtitles | إلا إذا كان بإمكان قطتي التكلم، فأنا ليس لدي حجة غياب. |
Peder Logan'ın artık şahidi var, değil mi, Willy? | Open Subtitles | ألآبت لوجن لديه حجة غياب الان , اليس كذلك ؟ |
Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama o gece bir şahidim var. | Open Subtitles | اسف لتخيب ظنك. لكن لدي حجة غياب في تلك الليلة. |
Görünüşe göre Teresa Banks öldürüldüğü gece Leo'nun mazereti vardı. | Open Subtitles | يبدو أن لدى "ليو" حجة غياب لليلة مقتل "تيريسا بانكس". |
Baş şüphelimizin sağlam bir mazereti var. Yani sıkıştık kaldık. | Open Subtitles | مشتبهنا الرئيسي لديه حجة غياب قوية، ولهذا فنحن عالقون |
mazereti yok; ama şahidimiz de yok, silah yok, itiraf yok. | Open Subtitles | ليس لديه حجة غياب .. لكن ليس لدينا شهود أسلحة جريمة .. ولا أية إعترافات |
Onun mükemmel bir mazereti varken ortakları Pascal'ı burnumuzun dibinden götürdü. | Open Subtitles | بينما لديها أفضل حجة غياب مساعدها ، أخذها ونحن نراقب |
Adamın kurbanı olan bu kadınlar aniden şüpheli sayımızı arttırmış olabilir ama hepsinin güçlü birer mazereti var. | Open Subtitles | لا بد من أن هذه الضحايا، قد عززن من عزيمة القاتل لكن كلهم لديهم حجة غياب مقنعة |
Onu hemen buraya getirtiyorum. Sana bir mazeret lazım. | Open Subtitles | سآتي به إلى هنا حالا أنت تحتاج إلى حجة غياب |
Bir mazeret üretebilmek için, arkadaşlarınla bir arada olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تجتمعي مع أصدقائك ليكون لديك حجة غياب |
Bir tanığı olsa bile, bir adamın suçlanması söz konusu olacaktı. | Open Subtitles | حتى ولو كان لديه حجة غياب, سيكون هناك اسمه ليدينه . |
Sanırım az önce Mazeretim olduğunu söyledin. | Open Subtitles | ظننت إنكِ قلتِ إنه لدي حجة غياب. |
Silahtan emin değiller. Anlaşılan iyi bir şahidi varmış. | Open Subtitles | لا يعرفون عن المسدس فسوف تبدوا حجة غياب مقنعة |
Herneyse, çok fazla şahidim yok değil mi? | Open Subtitles | على أي حال , ليست حجة غياب كبيرة الآن أليس كذلك ؟ |
Bay Hughes, iki tanık Bay Bourg'u teşhis etti ve yerini doğruladı. | Open Subtitles | شاهدين تعرفا على السيد بورغ وأثبتوا حجة غياب |
Neyi imzalamamı istiyorsanız gösterin. O gece için benim tanığım var. | Open Subtitles | أرني أين تريد توقيعي ,لدي حجة غياب لتلك الليلة |
Tamamen temiz. Hepsinin bir mazareti var ve sabıkaları yok. | Open Subtitles | نظيفين تماماً، جميعهم لديه حجة غياب وبدون سجلات إجرامية |
Hızla kıyafet değiştirip cinayet anında başka yerde olduğuna dair mazeretini güvence altına almak için. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن يلبس ملابسه بسرعة حتى يضمن لنفسه حجة غياب |
Kaçırma olayının olduğu geceye dair hepsinin mazeretleri var mı? | Open Subtitles | و هل جميعهم لديهم حجة غياب ليلة الاختطاف؟ |
Şahit yok, balistik eşleşme yok, sanığın suç mahallinde olduğuna dair kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هنالك شهود عيان لايوجد مقذوفات متطابقة لا حجة غياب |
Sıkıştırın bakalım, eminim üçünün de başka yerde olduklarına dair kanıtı vardır. | Open Subtitles | استجوبهم ، وربما تجدهم صالحين ولديهم حجة غياب |
O halde tecavüz sırasında nerede olduğuna tanıklık edebilecek bir şahidin yok mu? | Open Subtitles | إذن ليس لديك حجة غياب من يمكنه تأكيد موقعك عند وقوع الاعتداء ؟ |