Bilirsin, Ödül kazanan insanların çoğu, taş taşıyorlarmış gibi gözükmezler. | Open Subtitles | عندما يفوز معظم الناس بجائزة فلا يبدون كأنهم ينقلون حجراً |
Bahçeye kadar takip ettim sonra bir taş bulup vurdum. | Open Subtitles | قمت باللحاق بها الى الحديقة و وجدت حجراً وضربتها به. |
taş üstüne taş koyup ev yapıyor, pislik içinde yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | إنّكم تضعون حجراً فوق الآخر ومن ثم تعيشون على قذارتكم. |
Bununla bir kişi, dört kişinin kaldırabildiği bir taşı kaldırabilir. | Open Subtitles | معها، رجلٌ واحد يرفع حجراً بإمكانه فعل عمل أربعة رجال |
Midemde sanki ağır bir taş varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كما لو أن هناك حجراً صلباً في معدتي. |
Hayır, sadece araba konvoyuna bir taş atıp kaçtı. | Open Subtitles | ؟ لا، هو فقط رمى حجراً على موكبه ثم هرب. |
Evet, bir keresinde bu nehirde taş kaydırdığımda sanki binlerce defa sekmişti. | Open Subtitles | أجل, لقد جعت حجراً يوثب ذات مرة في هذه البحيرة لقد وثب, مثل, ألف مرة |
Onu ben vurmadım. Ağzında taş olan bir kargayı vurdum, taş da düşüp kıçını vurmuş olmalı. | Open Subtitles | أصبت غراباً كان يحمل حجراً ومؤكد أنه أوقعه عليها |
Kaldırmadık taş bırakmıyorsunuz değil mi komiser? | Open Subtitles | أنت لا تترك حجراً دون تفتيشه أليس كذلك ملازم أنت تجعل شركائي غير مستريحين |
Gözyaşlarının yeni bir taş oluşturmasını sağlayan şey sayesinde. | Open Subtitles | لنفس السبب الّذي جعل من دموعكِ تكوّن حجراً جديداً. |
Ama başka bir evrende başka bir ben taş falan atmadı. | Open Subtitles | ولكن شـبيهتيّ في الكون الآخر لم تـرميّ حجراً |
Ölüm nehirden bir taş almış ve ona sunmuş. | Open Subtitles | لذا إلتقط الموت حجراً من النهر وأعطاه له |
Sol bacağımda biraz titanyum var ama taş yok. | Open Subtitles | لدي بعض التييتانيوم في ساقي اليسري، وليس حجراً |
Ön cama taş fırlatmış ve sürücü de direksiyonu ağaca kırmış. | Open Subtitles | رمت حجراً على الزجاج الأمامي، وانحرف اتجاه السائق نحو الشجرة |
Bir kimyager yaşlanmamı önlemek için bir taş kullandı. | Open Subtitles | إستعمل كيميائي حجراً لمنع جسمي من التقدم في العمر. |
Bir kimyager yaşlanmamı önlemek için bir taş kullandı. | Open Subtitles | إستعمل كيميائي حجراً لمنع جسمي من التقدم في العمر. |
Batıya doğru 20 adım atınca etrafındakilerden daha koyu bir parke taşı göreceksin. | Open Subtitles | سِر عشرون خطوة غرباً وسوف ترى حجراً أكثر قتامة من تلك التي حوله |
Değerli taşı bulmak için iyi kazmalı. | Open Subtitles | عليك أن تنقبي لتجدي حجراً كريماً |
Bir taşı dövebilirsin, bacaklarını koparabilirsin-- | Open Subtitles | يمكن أن ترمي حجراً .يمكنأنتكسرساقيه. |
Çünkü dünya dışı bir kaya parçasının basit bir mısır tarlasına düşeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لأني أؤكد لك أن حجراً سماوياً لن يظهر في حقل ذرة. |
Eskiler der ki, eğer bir taşa atıp üç kayayı da vurursan içi altınla dolu bir mağara açılırmış. | Open Subtitles | كنز؟ يقول القدماء بأنك إذا رميت حجراً وأصبت الثلاثة معاً من الأسفل سيفتح كهف مليء بالقطع الذهبية |
Pekâlâ, bileme taşıydı, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تريدين حجراً لسنِّ السيف، أليس كذلك؟ |