Çıkardım, ayırdım, baktım sonra da sen geldin. | Open Subtitles | حسناً, فكيته, فصلته عن بعض حدقت اليه, وبعدها انت حضرت |
Ama ürkütene kadar bir saat boyunca ona baktım, yani kesinlikle beni fark etti. | Open Subtitles | لكني حدقت فيها لمدة ساعة حتى أخفتها لذا أنا حتما لفت إنتباهها |
Eve gittim, yanına oturdum, gözlerinin derinliklerine doğru baktım ve "Maris işte yeni Mercedes'inin anahtarı" dedim. | Open Subtitles | عندما عدت للمنزل، حدقت في عينيها بقوة وقلت: ?"? ماريس هذه مفاتيح سيارتك المرسيدس الجديدة" |
Titreyen ellerle son dört parçayı da yerine yerleştirdi ve korku dolu gözlerle, penceredeki delinin yüzüne baktı. | Open Subtitles | و بيد مرتجفة وضعت آخر أربع قطع و حدقت برعب بوجه رجل مجنون هائج في النافذة |
Sen bana, eğer onu sevdiğimi söylersem, onun da bana söyleyeceğini söylemiştin, ama söylemedi, öylece suratıma baktı! | Open Subtitles | لقد قلتَ أنني إذا قلت لها أنني أحبها فستقولها لي هي أيضاً لكنها لم تفعل ذلك يا رجل بل حدقت بي |
Tavana gözlerini dikip garip bir şeyler görene kadar baktın mı? | Open Subtitles | هل حدقت قبلاً إلى السقف كثيراً حتى بدا لك مضحكاً؟ |
Ona baktım ve deri koltuğu hissettim | Open Subtitles | لقد حدقت اليه وشعرت بجلد المقاعد |
Ah... baktım evet çok dikkatli baktım onlara... | Open Subtitles | اه.. فعلت هذا.. حدقت فيهم بشده.. |
Dikkatlice baktım, ...orada üzgün Carl Lewis bakışlarını görmek için dikkatlice baktım. | Open Subtitles | كلما حدقت حسنا ً, أرى (كارل لويس) الحزين هناك يحدق بي |
Küçük bir espri yaptım ve senin göğsüne baktım. | Open Subtitles | قلت نكته و حدقت في صدرك |
Gözlerinin içine uzun uzun baktım. | Open Subtitles | حدقت في عينيه لأطول وقت، فقط |
Gözlerinin içine baktım, güldüm ve dedim ki, | Open Subtitles | حدقت فيه .وضحكتوقلت . |
Hobbs'un yüzüne baktım ve karşımdaki boşluk siyah ve sürüler halinde sineklerle dolu bir adam şekline büründü. | Open Subtitles | حدقت بـ (هوبز)... والحيز المقابل لي... صوّر لي هيئة رجل... |
Gözlerinin içine baktım. | Open Subtitles | حدقت في عينيك. |
Bütün akşam bana baktı. Alarmda gibiydi. | Open Subtitles | لقد حدقت بي طوال المساء، كانت متنبه بشكل كامل |
Bana 30 saniye baktı, sonra "biraz gezelim" dedi. | Open Subtitles | لقد حدقت في لنصف دقيقة ربما ثم قالت "هيا لنأخذ جولة بالسيارة" |
Ve sanki beni hiç tanımıyormuş gibi suratıma baktı. | Open Subtitles | حدقت فيّ كأنها لم تراني من قبل |
"0 puan Kishimoto'ya çok baktı" | Open Subtitles | [كورونو 0 نقطة ] [حدقت أكثر من اللازم في كيشيموتو ] |
Derler ki; suya gözlerini dikip yeterince bakarsan eğer, gölün suyu da sana öyle bakarmış. | Open Subtitles | يقولون ذلك، لو حدقت كثيرًا بمياهه ستحدق المياه بك. |
Mary gözlerini Paddie'ye büyük bir aşkla dikmiş. | Open Subtitles | نظرت مارى و حدقت بإعجاب إلى بادى |