12 saattir Ateşi 35.5 ile 39 derece arasında değişiyor. | Open Subtitles | لمدة 12 ساعة كانت حرارته بين 96 و 102 درجة |
Bak anne, bu akşam Ateşi normal. | Open Subtitles | انصتي، يا أمي، درجة حرارته طبيعية هذه الليلة. |
En az 40 derece Ateşi var. | Open Subtitles | درجة حرارته على الأقل 105 ألا توقفت عندهــا، رجــاءً؟ |
Çabuk halledelim şu işi. acil çağrı numaralarını aldık, kazağının nerede olduğunu biliyoruz, Ateşini ölçmeyi öğrendik. | Open Subtitles | لقد رتبنا كل شئ ولدينا أرقام طوارئ القط وأين كنزاته ونعرف كيف نكشف حرارته أهناك شئ آخر |
İnsan vücudunun Sıcaklığı, tıbbi bir sorun oluşturmayacak seviyede 32 dereceye kadar düşebilir. | Open Subtitles | الجسم البشري قد تنخفض حرارته إلى 32 درجة قبل حدوث حالة صحيّة به |
Onu bekleyen bir enfeksiyon var ve her dakika vücut ısısı düşüyor. | TED | إنه ينتظر الإصابة بالعدوى، وهو يخسر حرارته سريعاً. |
Ateşi 40. Pekala. Anlıyorum. | Open Subtitles | كانت حرارته 104 الليلة الماضية حسناً , أنا أرى |
telefonda onlara açıklamaya çalışırsınız ve onlar Ateşi var mı derler? | Open Subtitles | تحاول أن تشرح لهم على التليفون و يقولون : هل حرارته مرتفعة ؟ |
Ayrıca Ateşi varmış. Ben de omurilik sıvısını kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد كانت درجة حرارته مرتفعة أيضاً لذا قمت بتحليل نخاعه الشوكي |
Arkadaşları onu bir restoranın buzdolabında çırılçıplak bulmuşlar. Ateşi 41 dereceymiş. Ne tür uyuşturucu almış? | Open Subtitles | رفيقه وجده في ثلاجة مطعم ،وكانت درجة حرارته 102 مئوية |
Ateşi 39'un altına düştüğü için çok fazla gerekli değil. | Open Subtitles | هذا لن يكون ضرورياً. درجة حرارته أقل من 100. |
Ateşi 40'a dayandı ve karnı sertleşti. | Open Subtitles | يعاني نزيفاً داخلياً وتناهز حرارته الـ40 درجة وصدره متيبس |
Parmakları daha da karardı, Ateşi 38 derece ve gittikçe artıyor. | Open Subtitles | ازداد اللون الداكن لأصابعه درجة حرارته 102 و تزداد |
12 saattir Ateşi 35.5 ile 39 arasında değişiyor. | Open Subtitles | لمدة 12 ساعة كانت حرارته بين 96 و 102 درجة |
Önlem olarak, yatırmadan önce Ateşini ölçmelisiniz. | Open Subtitles | كتنبيه، قيسوا حرارته قبل أن تضعوه في الفراش |
O uzun boyun ve uzun kuyruk hayvanın sıcağı çevresine yaymasına yardım ediyor, pasif şekilde Sıcaklığı kontrol ediyor. | TED | العنق والذيل الطويلان يقومان بإطلاق الحرارة في محيط تواجده، للتحكم في درجة حرارته. |
Vücut ısısını yükseltmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ لرَفْع درجةِ حرارته الرئيسيةِ |
Sizinle tanışmak büyük bir zevkti ama korkarım geyik eti sıcaklığını kaybediyor. | Open Subtitles | ,حسناً, كان لِقائك مُفرِحاً لكن أخشى أن لحم الغزال بدأ بِفقدان حرارته |
Doğru sıcaklık arttıkça kanın rengi koyulaşır. | Open Subtitles | صحيح، الدم يصبح غامق اللون حينما يكون أكثر سخونة من درجة حرارته |
Diğer yandan, Mumbai sıcak ve nemlidir. 30 santigrat derece ya da 90 fahrenheit civarı. | TED | مومباي، على النقيض، هي مكان حار ورطب حرارته بضع وثلاثون درجة مئوية أو بضع وتسعون درجة فهرنهايت. |
Dennis? Göçebe duba 4311 ısı azalması gösteriyor 13 derecelik bir azalma. | Open Subtitles | دنيس ، نوماد بوبى 4311 انخفضت حرارته 10 درجات |
EB: İçerisi çok ısınmaz. | TED | أما الداخل فلا ترتفع درجة حرارته |
- Görünüşte hasta değil. Ama doktor ateşinin yükseldiğini söylüyor. | Open Subtitles | ليس ظاهرياً, لكن الطبيب يقول إن حرارته ترتفع |
Hippiler, karımın saç spreyinin gezegeni ısıttığına inanmanı istiyor. | Open Subtitles | أراد (الهيبين) أن يعتقدوا أنّ الكوكب ترتفع حرارته بسبب بخّاخ شعر زوجتي |
Tüm bu gaz, çok küçük bir hacme girmeye çalışıyor, o yüzden ısınıyor. | TED | كل هذا الغاز يحاول الدخول إلى حجم صغير جدًا، مما يزيد من حرارته. |