ويكيبيديا

    "حسان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Hasan
        
    • Hasaan
        
    • Hassan'
        
    • Hassam
        
    Birinci Katip Hasan Salah polisin taciz ettiğine ilişkin şikayette bulunmuş. Open Subtitles شكاوى تحرش شرطة " للسكرتير الأول " حسان صلاح
    Bir başka deyişle, Hasan Salah'ın her iki cinayet için de demir gibi sağlam tanığı var. Open Subtitles " بعبارة أخرى " حسان صلاح لديه حجة غياب حديدية عن كلا الجريمتين
    Hasan'ı öldürmem için bana para teklif etti. Open Subtitles لقد عرض على حسان مال ليقتلني. ـ ماذا ؟
    Sevkiyatçı Hasaan Waleed, ama nerede olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles الشاحن هو (حسان وليد)، لكن لا نعرف أين هو.
    Eski bağlantılarından biri Hasaan'ın harekatı ile ilgili bilgiye sahip olabilir. Open Subtitles أحد متصليه القدامى قد يعرف شيء عن تحركات (حسان
    2008 yılında, 17 yaşındaki Burhan Hassan Minneapolis'ten "Afrika Boynuzu" denilen bölgeye giden bir uçağa bindi. TED في 2008، برهان حسان البالغ 17 عاماً ذهب في رحلة جوية من مينابوليس إلى القرن الإفريقي.
    Hasan, evladım, Open Subtitles , حسان , يا ولدى
    Kalil Hasan üstünde hâlâ uydu görüntümüz var mı? Open Subtitles هل لازال لدينا صورة قمرية لـ (خليل حسان
    Belirttiği zaman aralığına bakarsak, Hasan, 4 semt topluluğundan birine ve iki endüstri bölgesine varmış olacak. Open Subtitles حسناً، بالنسبة للوقت الذي حدده حسان) فإنه سيصل واحد) من اربعة مناطق سكنية ومنطقتين صناعيتين
    Kalil Hasan, Heller'ın bulunduğu yere giderken intihar etti. Open Subtitles لقد انتحر (خليل حسان) وهو في طريقه لمكان هيللر
    Hasan gideceği yere 30 dakikasının kaldığını söylemişti. Open Subtitles لقد قال (حسان) أنه على بعد 30 دقيقة من المكان
    Şüpheli Bakir Hasan, inceleme yapılan bölgedeydi. Open Subtitles (المشتبه به (باقر حسان خرج من المنزل الذي كنا نراقبه
    Hasan'ı teröristlere vermezsek New York'ta bir bomba patlayacak. Open Subtitles قنبلة قذرة ستنفجر في (نيويورك) ما لم نسلم (حسان) للإرهابيين
    Saldırıya karşı koymayı başardık ama bombanın patlatılmasını durdurmak için Başkan Hasan onlara teslim oldu. Open Subtitles استطعنا صد الهجوم، لكن الرئيس (حسان) سلم نفسه لأحدٍ منهم في محاولة لمنع القنبلة من الانفجار
    Hasan 6:08'de, başka biriyle birlikte siyah bir cipe binmiş. Open Subtitles (حسان) ركب سيارة دفع رباعي عند الساعة 06: 08.. ومعه رجل آخر
    Başkan Hasan'ın yaklaşık on dakika önce bu noktada teslim edildiğini biliyoruz. Open Subtitles القنبلة عند تقاطع شارعي (أمستردام) والـ93 نعلم أن الرئيس (حسان) سُلِمَ بذلك المكان قبل نحو 10 دقائق
    Hasan ve dört koruması keskin nişancıların görüş alanındalar. Open Subtitles القناصين لديهم رؤية واضحة على (حسان) و أربعة حراس
    Anlaşılan Richards Körfezi'nin giriş kapısındaki nöbetçi Hasaan'ın eşinin kuzeniymiş. Open Subtitles الحارس الذي يعمل على بوابة الدخول في "خليج ريتشاردز" تبين أنهُ صهر (حسان).
    Hasaan tersane daha açılmadan ellerinde silahlarla varmış olacak. Open Subtitles (حسان) وصل مع الأسلحة قبل فتح حوض بناء السفن.
    Şu an çalıştığınız vakalardan biri dikkatimi celbetti de,... ..Hasaan Waleed'in dahil olduğu vaka. Open Subtitles لفت إنتباهي بأن واحدة من القضايا التي تعمل عليها الآن تتضمّن (حسان وليد).
    Sonra, onun topluluğunda çalışan Hassan Kassim isimli bir yasal danışman ile tanıştı. TED ثم قابلت حسان قاسم أحد مساعدي المحامين والذي كان يعمل في مجتمعها.
    Jaleel Hassam. Open Subtitles حسان

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد