O zaman patronuna bugün erken çıkacağını söylesen iyi olur. | Open Subtitles | حسناً , من الأفضل إعلام رئيسك أنّك سوف تغادرين مبكّراً |
Acele etsen iyi olur. 10 dakika sonra dönerim. | Open Subtitles | حسناً , من الأفضل أن تبدأ فى الحال سأعود بعد 10 دقائق |
Beni onunla biraz yalnız bıraksan iyi olur, hatamı kabullenmem gerekecek. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل أن تعطيني لحظة معه لوحدنا لكي أستطيع أن آكل شيئاً من الفطيرة المتواضعة |
Öyleyse çabucak öğrensen iyi olur, çünkü babanı durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | حسناً , من الأفضل ان تتعلم بسرعة لأنك الوحيد القادر على ايقاف والدك |
Onu buradan götürsen iyi olur çünkü bu lamba direğinin kuzeyi bizim bölgemiz. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل أن تخرجه من هنا لأن المكان من شمال عمود المصباح لنا |
O zaman alışsan iyi olur çünkü haftaya bu zamanlar kilometrelerce ötende olacağım. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل أن تعتاد على ذلك لأنّ الأسبوع المقبل سأكون بعيدة عنكَ بـ3000 ميل. |
Yola çabuk çıksa iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل أن يتوجه إلى هناك مبكراً |
Aslında mangaldan uzak dursa onun için iyi olur aksi halde kapıdan geçemeyecek kadar etli butlu olacak. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل لها الأبتعاد عن المشويات أو ستكون إمرأة بزيادة على العبور من الباب |
- Düzeltsen iyi olur. BlueBell'deki bir başka harika güne. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل لك من أجل يوم ثاني مثالي في بلوبيل |
- Pete yapmadan önce acele etsen iyi olur. | Open Subtitles | حسناً . من الأفضل ان تسرع قبل ان يخنقها بيت |
Pekâlâ, eve gidip yatsam iyi olur. | Open Subtitles | أجل، حسناً من الأفضل أن أذهب للبيت كي أنام |
İçinizden biri yanıma yaklaşmasa iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل بأن لا تقربني أياً منكن أيتها العاهرات |
Eğer günün birinde uzayda olmak istiyorsa evet demesini sağlasa iyi olur öyleyse. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل ان يخبرها ان تقول نعم إن اراد ان يصعد إلى الأعلى بأحد الأيام |
O halde bir şeyler düşünsen iyi olur Michael Goldwing, çünkü oraya bir tankla bile giremeyiz. | Open Subtitles | حسناً , من الأفضل أن تفكر بشيئ ما ,مايكل كولدوين لأنه لا يمكننا الدخول هناك حتى لو حصلنا على دبابة |
Bizi öldürmeye çalışmış olsalar bile. Tamam, gitsen iyi olur. | Open Subtitles | رغم أنهم حاولوا قتلنا حسناً, من الأفضل لكِ أن تذهبي آخر ما تحتاجينه |
Sağol. Evet, yola koyulsak iyi olur. | Open Subtitles | شكراً، حسناً من الأفضل أن ننطلق |
Evet, çok iyi olur efendim. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل أن تفعل, سيدي |
Şey, biraz uyumaya çalışsak iyi olur. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل أن نحصل على بعض النوم |
İçeri girseniz iyi olur Bay Foster. | Open Subtitles | حسناً , من الأفضل بقائك هنا سيد فوستر |
O zaman bana sebebini söylese iyi olur. Anlamıyorum, Yost'da anlamıyor. | Open Subtitles | حسناً, من الأفضل أن يخبرني لأني لا أفهم ولا (يوست) أيضاً |