şanslısın ki bu sadece bir uyarıydı. Bir sonraki tıpalı olmayacaktır. | Open Subtitles | من حسن حظك أنه كان تمساحاً تحذيرياً، التالي لن يكون مسدوداً. |
şanslısın ki, bu gece seks gecesi ve benim konuşmam yasak. | Open Subtitles | من حسن حظك الليلة هي الليلة المثيرة وأنا ممنوع من الكلام |
şanslısın ki penisin o kadar küçükmüş ki seni dava etmeye yürekleri dayanmamış. | Open Subtitles | من حسن حظك عضوك كان صغيراً جداً لم تكن لديهم الشجاعة لتوجيه اتهامات |
Şansına ben senin bu zihinsel ayrılmanı gözden geçireceğim. | Open Subtitles | من حسن حظك أنني سأتغاضى عن قرارك المجنون هذا |
Neyse ki Şansına, aşağılık herif lanet şeyi ateşlemeyi unutmuş. | Open Subtitles | من حسن حظك أن المغفل نسي تشغيل الجهاز اللعين. |
Geri geldin, seni sersem. Neyse ki sana bir silah getirdim. | Open Subtitles | لقد عدت مجدداً أيها المغفل من حسن حظك أنني جلبت مسدساً |
şanslısın bana gelmedi, yoksa birinin canı yanardı. | Open Subtitles | من حسن حظك , إن الوعاء لم يصيبني وإلا كنت قتلت شخصا ما. |
- Kafaderini yüzmezsek şanslısın. - Ahırı yakıp hayvanları öldürürüz. | Open Subtitles | من حسن حظك الا نسلخ جلد رأسك احرق الحظيرة و اقتل الخنازير |
Biz de oraya gidiyoruz. Ne şanslısın, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، أليس من حسن حظك أنه تصادف أننا نتجه إلى نفس وجهتك ؟ |
şanslısın ki, Scotland Yard'ı getirmek için beni yolladılar. | Open Subtitles | من حسن حظك انهم ارسلونى انا لكى اتصل بأسكوتلانديارد |
Çok şanslısın. Çöpleri karıştırmaktan kurtulacaksın. | Open Subtitles | هذا من حسن حظك لأنك لن تضطر للبحث عنها في القمامة |
Hayır. Sana bir kopyasını sakladığım için şanslısın. | Open Subtitles | من حسن حظك انني احتفظت بها الق نظره على عمود ديريك مان |
Ne kadar şanslısın ki kaptan Crais'in askeri mahkemesinin cezasından kurtuldun. | Open Subtitles | يالا حسن حظك أن يتم إعفائك من محاكمة كابتن "كرايس" العسكرية |
Ama yanlış şeylerden hoşlandığım için şanslısın. İşte adresim. | Open Subtitles | و من حسن حظك أننى أحب الخطأ ، هاك عنوانى |
Pekâlâ, Şansına ben çoktan mükemmel bir çözüm buldum. | Open Subtitles | حسنا , من حسن حظك انني املك حلا رائعا لهذا الأمر |
Şansına Pakistanlı bir işadamıyla evlisin,değil mi? | Open Subtitles | من حسن حظك انكي متزوجة رجل اعمال باكستاني |
Şansına Lemon, parmaklarımı şıklattım ve partiye davetiye almakla kalmadın ayrıca nitelikli Bay Tanner Hughes bu akşamki kavalyen. | Open Subtitles | اممم. حسناً من حسن حظك,ليمون لقد فرقعة اصابعي وليس فقط |
Şansın var ki çocuklar birbirlerini seviyorlar. | Open Subtitles | من حسن حظك انهما معجبان ببعضهما انا اثير نقطة الحظ ايضا |
Siyanür, asit veya bir nitrogliserin şişesi devirmediğiniz için çok şanslısınız. | Open Subtitles | ومن حسن حظك أنك لم تكسر زجاجة حمض أو حبيبات السايانيد أو النيتروجلسرين |
şükret ki tek annen ben değildim. | Open Subtitles | حسناً من حسن حظك أنني لم أكن أمك الوحيدة |
Allahtan pek alıngan sayılmam. | Open Subtitles | من حسن حظك انا لا اهتم بسخيف مثلك |
İyi ki ağzın açık değilmiş yoksa boğazına kaçardı. | Open Subtitles | ـ من حسن حظك ان فمك كان مغلق والا لعلقت في حلقك |
Ne şanslısınız ki, sizin de bir muhasebeci aradığınızı duydum. | Open Subtitles | من حسن حظك لأنى سمعت أنك ربما تحتاج لواحد |