Ve Bay Başkan... Burayı kasabanıza baykuş korunağı olarak bağışlamak istiyorum. | Open Subtitles | و يا حضرة العمدة أود أن أتبرع بهذه الأرض لكم على أنها محمية للبوم |
Bulduğumuz cadıdan bir şey çıkmadı Bay Başkan. | Open Subtitles | لمْ تكن الساحرة التي وجدناها ذات فائدة يا حضرة العمدة |
Bir saniye, Sayın Başkan. Zarar ettiğimizi kim söyledi? | Open Subtitles | لحظة يا حضرة العمدة من قال أنّنا عاجزون عن تغطية النفقات؟ |
Sizi anladığımdan emin değilim Sayın Başkan. | Open Subtitles | أنا لستً واثقاً بأنني أفهمك جيداً يا حضرة العمدة |
Benim birden çok arkadaşım öldü, Sayın Belediye Başkanı. | Open Subtitles | أكثر من واحدٍ من اصدقائي رحلوا، حضرة العمدة |
Güvenlik görevlilerin ölüm emri vermeni bekliyor, Vali Bey. | Open Subtitles | هذا أفضل من انتظار عقوبة الإعدام، حضرة العمدة |
Sosyal hizmet uzmanı değilim ben. Bu senin görevin Başkan Bey. | Open Subtitles | لستُ عاملًا اجتماعيًّا، تلك مهمّتك يا حضرة العمدة. |
Araç kullanmak anayasal bir hak değil Bay Başkan. | Open Subtitles | قيادة سيارة ليس حقًا دستوريًا يا حضرة العمدة. |
Basın toplantısı için gecikiyorsunuz sanırım Bay Başkan. | Open Subtitles | أحسبك متأخرًا عن مؤتمر صحفيّ يا حضرة العمدة. |
Araç kullanmak anayasal bir hak değil Bay Başkan. | Open Subtitles | قيادة سيارة ليس حقًا دستوريًا يا حضرة العمدة. |
Buna Kanlı Ay deniyor Bay Başkan. | Open Subtitles | ''يدعى ''قمر الدمّ يا حضرة العمدة |
Her şey çok güzel görünüyor Bay Başkan. | Open Subtitles | كل شيء يبدو رائعًا يا حضرة العمدة. |
Karavanda olabilir, Bay Başkan. | Open Subtitles | -أين (ماركو) ؟ -ربما هو في المقطورة يا حضرة العمدة |
Sizin adınıza ne yazık ki Sayın Başkan bu yeminin değerini gayet iyi biliyoruz. | Open Subtitles | لسوء الحظ يا حضرة العمدة نحن مدركين جيداً ما هي قيمة يمنك لسوء الحظ يا حضرة العمدة نحن جيداً مدركين ما هي قيمة قسمك |
Zaten bir cenazeniz var Sayın Başkan. | Open Subtitles | إنّك بالفعل ستحضرين جنازة أحدهم يا حضرة العمدة. |
Bilirsiniz, daha çok dışarı çıkmaya çalışıyoruz Sayın Başkan... | Open Subtitles | أجل، تعلم أننا نحاول الخروج قليلاً، يا حضرة العمدة |
Başpiskopos, Eflak'ın sade kalmasını istiyor Sayın Başkan. | Open Subtitles | رئيس الأساقفة يفضل أن تبقى الحياة في والاكيا بسيطةً يا حضرة العمدة. |
Çünkü biz her yerdeyiz, Sayın Başkan. | Open Subtitles | لأننا في كل مكان يا حضرة العمدة |
Bu ne kadar nadir bulunuyor, biliyor musunuz Sayın Başkan? | Open Subtitles | أتعلم كم النادر هذا يا حضرة العمدة |
Benim birden çok arkadaşım öldü Sayın Belediye Başkanı. | Open Subtitles | أكثر من واحدٍ من أصدقائي رحلوا، حضرة العمدة |
Korkarım ki sizde Huntington Hastalığı var Vali Bey. | Open Subtitles | أخشى أنك تعاني من داء "هنتغنتون" حضرة العمدة |
Benim için de öyle, Başkan Bey. | Open Subtitles | سررتُ بلقائك أيضاً، يا حضرة العمدة. |
Üzgünüm Valim. Bu konuşmanın bir parçası olsaydım asla bunu kabul etmezdim. | Open Subtitles | أعتذر حضرة العمدة لانخراطي بمحادثة كهذه |