Başbakana göre İngiltere'nin Sahip olduğu en iyi dostlardan biri. | Open Subtitles | وعلى الرغم من انه وزير في اوج نشاطه ويثير القلق إلا انه من أفضل الأصدقاء التي حظيت بها انجلترا |
Harbi mi? Sahip olduğum en güzel anılar. Buradan çok daha güzel. | Open Subtitles | أفضل ذكريات حظيت بها أفضل من كل هذه الأمور. |
Benimle ilgilendi bana Sahip olduğum ilk gerçek ailenin sıcaklığını hissettirdi. | Open Subtitles | فقد اعتنت بي جعلتني اشعر بان لي عائله اول عائله حقيقيه حظيت بها |
Bu huzurevine koyulduktan beri geçirdiğim en iyi yolculuktu. | Open Subtitles | أفضل رحلة حظيت بها منذ أن وضعوني في تلك الدار اللعينه |
Hayatım boyunca geçirdiğim en berbat uçuştu. | Open Subtitles | تلك كانت أسوأ رحلة طيران حظيت بها في حياتي |
"Fakat seninle geçirdiğim her an, o andan hep çok daha iyi." | Open Subtitles | لكن كل لحظة حظيت بها معك هي أفضل من ذلك الشعور ، في كل مرة. |
Cidden bu benim yıllardır yaşadığım en iyi kızlar gecesi. | Open Subtitles | وهذه بجد من أفضل الليالي التي حظيت بها من سنين |
O salak vakıf paralı Jesse, yaşadığım en uzun ilişkim aslında. | Open Subtitles | صندوق ائتمان الثقة الدامي لـ جيسي هو مثل أطول علاقة حظيت بها |
Geçen sana büyük bir aileye Sahip olmanın ne kadar harika olduğunu söylemiştim ya. | Open Subtitles | تذكرين كل الهراء الذي قلته مسبقاً؟ عن عائلتي الكبيرة التي حظيت بها |
Laila'nın hiç Sahip olamadığım mükemmel anne olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | اقصد , انا دائماً اُفكر فى ليلا كأفضل أُم حظيت بها |
Sahip olduğum her adamakıllı ilişkiyi yerle yeksan ettim, kızımla olan ilişkim de buna dahil. | Open Subtitles | لقد دمرت كل علاقة محترمة حظيت بها من قبل بما في ذلك علاقتي بإبنتي |
Çocuklarımın da benim annem gibi bir anneye Sahip olmasını isterim. | Open Subtitles | اريد ان يحظى اطفالي بام نفس التي حظيت بها |
Sahip olduğum tek arkadaşımı bile ben seçememişim. Biliyorum. | Open Subtitles | الصديقة الوحيدة التي حظيت بها لمْ تكن صديقتي باختياري حتّى |
Belki de geçirdiğim korkunç geceyi atlatmaya çalışıyorumdur. | Open Subtitles | ربما انا فقط اتعافى من الكارثة الرهيبة لليلة التي حظيت بها حالا |
Bu kesinlikle çok uzun zamandır geçirdiğim en harika geceydi. | Open Subtitles | كانت هذه دون شك، أفضل ليلة حظيت بها منذ زمن طويل |
Bu kesinlikle çok uzun zamandır geçirdiğim en harika geceydi. | Open Subtitles | كانت هذه بلا أدنى شك، أروع ليلة حظيت بها منذ زمن بعيد |
Bu geçirdiğim en iyi müzik gecesiydi! | Open Subtitles | لقد كان ذلك من اروع سهرات الموسيقى التي حظيت بها! |
Şu ana kadar geçirdiğim en iyi dersti. | Open Subtitles | انه واحد من افضل الفصول التي حظيت بها |
Kocaman olmamı ve hayatımda yaşadığım en şiddetli mide yanmasını saymazsak. | Open Subtitles | , حقيقة أنني ضخمة و لديّ أسوأ حرقة فؤاد حظيت بها في حياتي |
Şu son beş yıl içinde yaşadığım en güzel gece hangisiydi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أفضل ليلة حظيت بها منذ خمس سنوات |