Bayan, istediğiniz buysa öğleden sonra hemen bir kepçe getirtirim. | Open Subtitles | ياسيدة , إن كان هذا ما تريدينه سأحضر حفارة عصر اليوم |
Dün yerel bir inşaat şirketinden kepçe kiralamış. | Open Subtitles | بالأمس استأجر حفارة من من شركة امدادات بناء محلية |
Mezar kazıcı değilim ama bunların toprak altında olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | انا لست حفارة قبور لكن اليسوا هم من المفترض ان ينزلوا داخل الارض ؟ |
Senin birinci sınıf bir mezar kazıcı olduğunu biliyorum ama... | Open Subtitles | والان اعرف بأنك حفارة ..... قبور جيدة ولكن |
Efendim, fırtına güzergâhındaki tek platform Charlie Platformu. | Open Subtitles | سيدي , الحفارة الوحيدة الموجودة بشكل مباشر فيطريق العاصفة هي حفارة شارلي |
Burası bir petrol Platformu. | Open Subtitles | ؟ هذه حفارة بترول , يجب ان يكون هناك شئ |
Ben Colin Brewer. Charlie platformunda bilgi işlemdeyim. | Open Subtitles | انا كولين بريوير , اعمال في قسم تقنية المعلومات على حفارة شارلي |
Bu bey, Bay Carlos Santos Latin Star platformunda işçi ve yakın zamanda Amerika'ya göç etti. | Open Subtitles | هذا السيد كارلوس سانتوس عامل على حفارة لاتين ستار هاجر مؤخراً إلى أمريكا |
Arkasındaki kepçe mi? | Open Subtitles | أتلك شاحنة حفارة خلفه؟ |
Charlie Platformu, burası Weyland üssü, cevap verin. | Open Subtitles | حفارة شارلي هنا القاعدة الرئيسية |
Tanık, Esteban Gonzales bir petrol platformunda gerçekten yaralanmış. | Open Subtitles | الشاهد إيستيبان غونزاليس قد تعرض فعلاً للأذى في حادثة حفارة النفط |