ويكيبيديا

    "حقائبه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eşyalarını
        
    • çantasını
        
    • çantalarını
        
    • bavulunu
        
    • bavullarıyla ilgilensin
        
    • toplayıp
        
    eşyalarını çantalarında taşıyan kadınlar bile ceplerini yokluyorlar. TED حتى النساء الذين يضعون حاجياتهم في حقائبه يرتون على جيب البنطال.
    Yerinde olsam ve bir oyuncunun eşyalarını topladığını görsem,.. ...ben de ona inanmazdım. Open Subtitles لو كنت مكانك ورأيت ممثلا يحزم حقائبه فلن أصدقه أنا أيضا
    Evet, Eğer çantasını toplamak için zamanı olsaydı, muhtemelen bunu da yanında götürürdü. Open Subtitles صحيح ، حسناً ، إن كان لديه وقت لحزم حقائبه فعلى الأرجح سيقوم بأخذ هذه معه
    Arap bir adam altta sandalyelerin yanına çantasını bıraktı ve gitti. Open Subtitles مرحباً، هناك رجل عربي ترك حقائبه على مقعد بالأسفل و ابتعد بعدها.
    Eve gidip çantalarını toplasan iyi olur. Yarın yola gidiyorsun. Open Subtitles على كل شخص الذهاب لمنزله ويعد حقائبه للسفر
    Adamın bavulunu toplayıp şehri terk etmesinden... Open Subtitles من الأفضل أن يكون أسرع من حزم الرجل حقائبه ومغادرة البلاد.
    Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. Open Subtitles دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه.
    eşyalarını toplamış, arabası tren istasyonunda bulunmuş. Open Subtitles كانت حقائبه معده ، وجدت سيارته عند محطة القطار
    Dex eşyalarını topladı. Artık bir yalanla yaşamak istemediğini söyledi. Open Subtitles ديكس حزم حقائبه يقول أنه لا يريد العيش في كذبة بعد الآن
    Amcanın eşyalarını toplamasını şiddetle tavsiye ederim. Open Subtitles انني انصح عمك بشدة ان يحزم حقائبه لأن اذا عثر عليه , سيشنق
    Yoksa eşyalarını toplarsa bir daha hiç gelmez. Open Subtitles و الا سوف يحمل حقائبه و يغادر و لن يعود أبدا
    Pekâlâ, koltuğunu ve eşyalarını kontrol ettik ve silah izine rastlamadık. Open Subtitles حسناً، تفقدنا مقعده و حقائبه المحمولة، و لا يوجد إشارة عن مسدس
    Belki evine uğrayıp... eşyalarını bırakmış ve tekrar dışarıya çıkmıştır. Open Subtitles حسناً, ربما هو توقف عند منزله ألقى حقائبه وخرج مرة أخرى
    Hayır, efendim, bana söylemediği sürece asla çantasını açmam. Open Subtitles كلا يا سيدي لا أفتح حقائبه إلا إذا طلب مني ذلك
    Canıma tak etti. Onun da canına tak ettiyse çantasını toplayabilir. Open Subtitles لقد اكتفيت من هذا وإن هو اكتفى أيضاً عليه أن يحزم حقائبه
    Benzin istasyonunda ona çantasını götürmen iki gün önceydi. Open Subtitles لقد اوصلت حقائبه الى محطة الوقود
    Kadın avcısı çantasını burada bırakmış diye duydum. Open Subtitles سمعت أن ذلك الفاسق ترك حقائبه هنا
    çantalarını toplamış, tüm bağlarını koparmış artık tanıdığı insanların arasında yaşayamıyormuş. Open Subtitles ثُم يحزم حقائبه, يقطع علاقاته لم يعد يستطيع العيش بين من يعرفهم
    Onu aldın çantalarını bagaja koydun ve doğruca limana sürdün. Open Subtitles أنت اخذته بالسيارة ضع حقائبه في صندوق السيارة وقد مباشرةً إلي المخزن
    Bunu yapmaktan nefret ediyorum ama Vance'in bavulunu karıştıracağım. Open Subtitles حسناً، القيام بذلك، لكني سأفتش في حقائبه.
    Adamın bavulunu incelemekte serbestsiniz, ama olay yeri inceleme hiç bir şey bulamadı. Open Subtitles يمكنكم بكل سرور البحث في حقائبه التي جمعها لكن لا شيء ظهر لفريق الأدلة
    Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. Open Subtitles دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد