| Bu doğru değil. Benim senin sırt Çantanı sabitlemem gerekiyordu. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً، أنا من المفترض أن أحكم حقيبتكِ الظهر. |
| Telefonumu kullandığı zaman el Çantanı unutmuştun hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما فقدتي حقيبتكِ في منزلي عندما استخدمتي هاتفي؟ |
| Pekala, 10 yaşındaki birinden moda önerileri alacak değilim, Hemen Çantanı kap ve gel. | Open Subtitles | أنا لن آخذ نصائح عن الأزياء من فتاة بعمر العشرة سنوات. والآن، إذهبي وأحضري حقيبتكِ |
| Çantanızı bulan evsiz adam ...sizin ve Tom Shayes'in bir şekilde ilişkili olduğunuzu düşünüyor gibiydi. | Open Subtitles | الشخص المتشرد الذي وجد حقيبتكِ ، بدا وأنه يظن ان هناك علاقة من نوعٍ ما تجمعكِ مع توم شايس |
| Telefonun çantanda olduğundan emin misin? | Open Subtitles | هاتفكِ، هل أنتِ واثقة من أنّه في حقيبتكِ ؟ |
| Çünkü Çantan elimde ve tüm kitapların içinde. | Open Subtitles | لأنني أحمل حقيبتكِ المدرسية مع جميع كتبكِ |
| çantana koy bari. | Open Subtitles | فقط ضعي ذلك في حقيبتكِ ، كما تعلمين |
| İşten eve döndüğünde evrak Çantanı boşaltmayı unuttun. | Open Subtitles | لقد نسيتِ أن تفتحي حقيبتكِ عندما عدتِ من العمل |
| Yine gecikeceğiz. Çantanı al, tatlım. Ben arabadayım, tamam mı? | Open Subtitles | سنتأخّر مجدداً، أحضري حقيبتكِ يا عزيزتي، سأنتظر في السيارة، حسناً ؟ |
| Çantanı al. Sadece ihtiyacın olanları al. | Open Subtitles | أحضري حقيبتكِ خذي فقط ماتحتاجينه سأذهب لاحضر بعض الضمادات |
| İlk atışı sana bırakıyorum, ama ıskaladığında çünkü ya tırnağını kırmış ya da Çantanı düşürmüş olursun, ...öne çıkıp senin için onu temizlerim. | Open Subtitles | سأعطيكِ الطلقة الأولى و لكن إذا أخفقتِ لأنكِ قمت بكسر اظفر أو أسقطتِ حقيبتكِ سوف أتدخل و سوف أمحيه من أجلكِ |
| Çantanı karıştırdım çünkü bir şey bulmayacağıma inanacak kadar sana inanıyordum. | Open Subtitles | ..لقد فتشت حقيبتكِ فقط لأنني وثقت بكِ كفاية لأظن أنني لن أجد شيئا |
| Tamam, dinle, bir daha asla Çantanı karıştırmak gibi aptalca bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | جسنا, اسمعي,أعدكِ أنني لن افعل شيئا غبيا مثل النظر الى حقيبتكِ مجددا |
| Kusura bakmayın. Çantanızı kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | حسناً ، آمل أن لا مانع لديكِ لابد لي من التحقق من حقيبتكِ |
| Çantanızı düşür-- Şurada rahatça 10 saniye oturabilir miyim? | Open Subtitles | لقد اوقعتِ حقيبتكِ هل استطيع ان اجلس لعشرة ثواني من غير ان يعاكسني احد ما؟ |
| Bunu çantanda taşı çünkü gece buluştuğumuzda kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | واحتفظي بهاذا في حقيبتكِ لأنني سأحتاج إلى التحقق منها |
| Hayır, öylesin. Çok fazla okuyorsun. çantanda bir dünya dolusu kitap var. | Open Subtitles | أعلم إنكِ قرأتِ الكثير من الكُتب وفي حقيبتكِ هذه الكثير منها |
| Çantan operasyonun bir parçasıydı o yüzden kanıt odasına gitmek zorundaydı. | Open Subtitles | لقد كانت حقيبتكِ الرياضية جزءاً من العملية لذلك توجبَ عليها الذهابُ إلى قسم حجز الأدلة |
| Araba anahtarını ararken çantana da baktım ve-- | Open Subtitles | أثناء بحثي عن مفاتيحي، -نبشت في حقيبتكِ -فتشتها؟ |
| "El çantanız alt katta, Bayan Blake." | Open Subtitles | " (حقيبتكِ في الطابق السفلي يا سيده (بليك " |
| Priya, çantandan 100 rupi aldım, 50-50 bozdurdum koydum. | Open Subtitles | بريا, لقد أخذتُ الفكّة ووضعتُ الخمسين روبية في حقيبتكِ |
| Hiç olmazsa gel de şu çantayı kapatmama yardım et. | Open Subtitles | أغلقي حقيبتكِ على الأقل؟ |
| Bavulunu iyice kontrol ettiğinden emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ واثقة أنكِ فحصت حقيبتكِ جيدًا؟ |
| Evet, siz. Çantanıza bakabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن أنظر في حقيبتكِ , رجاءاً ؟ |
| Sana başka bir kopya vereceğim çünkü Çantandaki epey bir işaretlenmiş. | Open Subtitles | سأعطيك نسخة أخرى، لأن التي في حقيبتكِ معلّمة |
| - Bir çanta hazırla. - Vay canına! | Open Subtitles | عليكِ أن تحزمي حقيبتكِ. |
| Valizini toplasan iyi olur. | Open Subtitles | يُجدر بكِ توضيب حقيبتكِ |
| Bayan, çantanızın kaldığı adam görünüşe göre kimseye iade etmemiş. | Open Subtitles | آنسة, بشأن حقيبتكِ هو لم يستلمها لكي يفقدها أو يجدها إلي الآن |