ويكيبيديا

    "حقّاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçekten
        
    • Öyle mi
        
    • çok
        
    • cidden
        
    • Ciddi misin
        
    • Sahi
        
    • Sahiden
        
    • gerçek
        
    • aslında
        
    • gerçekte
        
    • musun
        
    Yakın bir zamanda Mars'ta insanlar olacak ve gerçekten çok-gezegenli olacağız. TED قريباً جدّاً سيكون لدينا أناسٌ على المريخ، وسنكون حقّاً متعددي الكواكب.
    Son birkaç hafta gerçekten zor geçti. Uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Open Subtitles لقد كانا أسبوعين قاسييَن، أنا حقّاً كنت بحاجة إلى الإبتعاد
    gerçekten korkunç bir olay. - Yıllık komitesinde mi demiştin? Open Subtitles لا، إنّه مرعب حقّاً أقلتَ بأنّه كان بلجنة الكتاب السنويّ؟
    Öyle mi, gerçekten? Open Subtitles أسيفعل ذلك، حقّاً ؟ إذاً، حظّاً موفقاً له
    - Öyle mi? Elinde oğlumla konuştuğunu ispat edebilecek neyin var? Open Subtitles ما يمكنكِ أن تقوليه لي و يُقنعني أنّكِ حقّاً تحدّثتِ مع ابني
    Söyleyebileceğim tek şey çok teşekkür ederim Sebastian, ben çok ama çok minnettarım. TED لذا فكلُّ ما بإمكاني قوله هو: شكراً جزيلاً سيباستيان إنّني حقّاً ممتنٌّ لك.
    O kirli lastiği havuzdan çıkar, yoksa cidden tepemi attıracaksın! Open Subtitles والآن أخرج ذلك الإطار القذر مِن المسبح أو سأغضب حقّاً.
    Geri döndüğünde seni kelepçelerden başka bir şeyin beklediğini düşünüyorsan, o zaman dünyanın nasıl işlediğini gerçekten bilmiyorsun demektir. Open Subtitles لذا إن كنت تحسبين أنّ ثمّة ما ينتظرك بالديار عدا الأصفاد فأنت حينها تجهلين حقّاً كيف تجري الأمور بالعالم
    Bu bir sosyal arama, daha fazlası değil. Biz gerçekten seni merak ediyoruz. Open Subtitles هذه مجرّد عيادة إجتماعيّة ، لا شيء أكثر لقد كنّا قلقين حقّاً بشأنك
    Bizi gerçekten dinleyen ama susmamızı da isteyen bir erkek istiyoruz. Open Subtitles نريد رجلاً الذي يُنصِتُ لنا حقّاً لكن يريدنا أيضاً أن نصمتَ.
    gerçekten boksu seviyor musun yoksa sadece beni etkilemeye mi çalışıyorsun? Open Subtitles إذاً، هل حقّاً تحب الملاكمة، أو أنك تحاول فقط أن تقنعني؟
    gerçekten oğlunun doğum günü mü yoksa polisi görmeye mi gideceksin? Open Subtitles هل هو حقّاً عيد ميلاد إبنك، أو أنت ذاهب لرؤية شرطي؟
    Eğer gerçekten öyleyse, bulunduğun pozisyon çok fazla sorumluluk gerektiriyor. Open Subtitles لأنك لو حقّاً كذلك، نعم، المنصِب يحمل الكثير من المسئوليات.
    Bütün bunları senin ve iblisin namına mı kaydediyorum gerçekten? Open Subtitles .. أيجب عليّ حقّاً تدوين هذا وجهة نظركَ أنت والشيطان؟
    Bu nedenle muhtemelen bu bana hiç olamayacak, gerçekten her gün stresliydim, fakat umarım daha az stresli olabilirim. TED ربما لم يحصل هذا لي أبداً، كنت يومياً مُجهداً حقّاً. ولكني أتمنى أن أكون أقل توتراً.
    Bunları takip edebiliyorduk ve gerçekten görebiliyorduk örneğin, benim bağışıklık sistemim, size burada küçük bir ip ucu verir. TED كنا قادرين على تتبعهم، وتمكنّا حقّاً بأن نرى .. مثلاً، جهازي المناعي، فقط لاعطيكم فكرةٍ صغيرةٍ هنا،
    Yani beni bu toplantıya sürüklemendeki amaç gerçekte irfana erdiğini paylaşman değildi yani, Öyle mi? Open Subtitles فهمت. إذن الهدف من جرّي إلى ذلك الاجتماع لم يكن حقّاً لتبادل الأفكار عنك، أكان كذلك؟
    - Öyle mi? - Tabi ki. Open Subtitles ــ حقّاً ــ بكل تأكيد , إذا كنت تستطيعين مساعدتنا
    Sen gerçekten ona değer verdin, Öyle mi? Sen onu sevdin. Open Subtitles أنت حقّاً تهتمّ له، هل أحببته ؟
    çok hoş ve beklenmedik bir şey ama buraya başka biriyle geldim. Open Subtitles هذا حقّاً جميل وغيرُ مُتوقّع، ولكنّني هُنا مع فتاةٍ أخرى، أنا آسف.
    çok pardon. cidden gitmem gerekiyor. Çalışman hakkındaki sorularını bana e-posta ile yollarsın. Open Subtitles أنا آسف , عليّ حقّاً أن أذهب أرسلي لي الأسئلة عبر الإيميل لدراستك
    gerçekten idareye çıkıp konuşma konusunda Ciddi misin? Open Subtitles إذاً، أأنتِ حقّاً مستعدّة للذّهاب إلى الإدارة ؟
    - Asıl kadınlar inanılmaz. - Sahi mi? Open Subtitles ــ النساء أيضاً أمرهن لا يصدّق ــ حقّاً ؟
    Oh... gerçekten iyisin. Beni Sahiden kandırdın. Open Subtitles أنت حقّاً جيّد أنت في الحقيقة تمكنت منّي
    Şu gerçek ki bazen bütün çabalarına rağmen oldukça büyüleyici olabiliyorsun. Open Subtitles أحياناً، بغض النظر عن أفضل محاولاتك، تستطيع حقّاً أن تكون ساحراً.
    Bunu harika yapan şeyin aslında "data" (bilgi) olduğunu düşünüyorum. TED ولكن ما يجعل هذا الأمر رائعاً حقّاً هو البيانات.
    Ancak, çarşafın altında gerçekte neler oluyor kim bilebilir ki, değil mi? TED لكن من يدري ماذا يحدث حقّاً تحت الأغطية، أليس كذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد