Gerçekten bunun hiç gereği yok. Birçok ortak noktamız var. | Open Subtitles | حقًّا لا داعٍ لذلك، أنت وإياي بيننا قواسم مشتركة كثيرة. |
Sen beni hiç tanımıyorsun galiba, abi. | Open Subtitles | إنّك حقًّا لا تعرفني بالمرّة، صحيح يا أخي؟ |
Bu hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | حقًّا لا أستطيب فكرة أن بوسعه استدعاءنا. |
Yarım akıllı bir insan olarak söylüyorum; bunu hiç istemezsin. | Open Subtitles | أؤكد لك بصفتي شخص شبه عقل أنّك حقًّا لا تريد إعادتها. |
Anneni çok severdim. Ölmeni hiç istemem. | Open Subtitles | أحببت أمك كثيرًا، وإنّي حقًّا لا أودّك أن تموت. |
Onu gerçekten hiç tanımıyorsun. | Open Subtitles | وأنتَ حقًّا لا تعرفها بالمرّة. |
Bak, o şeylerle oynamak bence hiç iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | إنّي حقًّا لا أستصوب عبثك بهذه الأجهزة. |
Ben de sana insanları yiyen bir vampir olarak söylüyorum; ...beni kızdırmayı hiç istemezsin. | Open Subtitles | وأؤكد لك كمصّاص دماء يتغذّى على البشر، أنّك حقًّا لا قبل لك بإغضابي! |
Onu hiç tanımıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت حقًّا لا تعرفها جيّدًا، صحيح؟ |
Ne yapacağını hiç bilmiyorum doğrusu. | Open Subtitles | حقًّا لا أعلم ماذا قد تفعل |
Gerçi evren varını yoğunu Elena'ya koymuş gibi görünüyor ya neyse bu noktadan sonra hiç suçlamıyorum. | Open Subtitles | رغم ذلك، يبدو أنّ الكون يرجّح كفّة (إيلينا) بكلّ قوّته. لكنّي حقًّا لا ألوم الكون على ذلك. |
hiç anlamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | إنك حقًّا لا تفهمين، صحيح؟ |
hiç umurumda değil. | Open Subtitles | حقًّا لا أعبث. |