Antikythera mekanizması elimizde ve şu an Gilboy hava üssüne doğru ilerlemekteyiz. | Open Subtitles | و في حوزتنا آلية الأنتيكيثيرا و في طريقنا إلى قاعدة جيلبوي الجوية |
Bunlar da ne? Arşivi elimizde tutmak için bir plan yaptım. | Open Subtitles | الأن ، ما كل هذا؟ خطة للحفاظ على الأرشيف في حوزتنا |
Ortaklarım ve benim elimizde 300 külçeden fazla altın bulunuyor. | Open Subtitles | أنا وشركائي لدينا في حوزتنا ما يزيد عن 300 سبيكة من الذهب |
Şartları eşitlemek için Elimizdeki imkânları kullanıyoruz. | Open Subtitles | لذا نستخدم الأدوات التي في حوزتنا |
Onu arayıp, "Kara kaplı defterin bizde." mi diyeceksin? | Open Subtitles | وتُعلمه أنه في حوزتنا الإنجيل الذي يبحث عنه |
Bu dün akşam elimize geçti. | Open Subtitles | هذا دخل إلى حوزتنا ليلة البارحة |
Doğrudur. gözaltında bir zanlımız var. | Open Subtitles | هذا صحيح، لدينا متهم في حوزتنا |
O doktor kız--elimizde olduğunu söyle. | Open Subtitles | هذه الطبيبة اخبرهم أنها في حوزتنا |
Ajan Carroll ve Regan'ın olağanüstü,çalışmaları sayesinde iki canlı avcıyı gözaltına aldık. | Open Subtitles | بفضل العمل المتواصل من (العميل (كارول) والعميله (ريجن لدينا اثنان من الصيادين فى حوزتنا |
Bu zarf son 70 yıldır... elimizde bulunuyor. | Open Subtitles | إن معنا هذا الظرف فى حوزتنا لمدة 70 عاماً. |
Ve özellikle zaten elimizde o teknoloji olduğunu düşünürsek. | Open Subtitles | وخصوصا أن لدينا بالفعل التكنولوجيا في حوزتنا أنتم وفرتم تقنية محركات الفوق ضوئيه |
Yakında tekrar bizim elimizde olacaklar. | Open Subtitles | سوف ارى انهم سوف يعودوا الى حوزتنا فى وقت قريب |
Bu işi elimizde avcumuzda ne kaldıysa onunla yürütmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنجد طريقة لجمع الأمور معاً بما تبقي في حوزتنا |
Il Dire makinesi, Lauren onu CIA'den çalmayı başardığı için bizim elimizde. | Open Subtitles | الإخبار " في حوزتنا " لأنها خططت لسرقته من الإستخبارات المركزية |
Ama yanıldı. Kız elimizde. | Open Subtitles | حسناً، لقد كان مخطئاً إنها في حوزتنا |
Elimizdeki her yöntemi denememiz lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى كل طريقة في حوزتنا. |
Çünkü son kontrol ettiğimde, Prometheus kritik biçimde hasarlıydı ve Elimizdeki tek SNM'nin bir araba radyosunu çalıştıracak kadar gücü bile yoktu. | Open Subtitles | لأنني في آخر مرة فحصت فيها كانت (بروميثيوس) متضررة بشكل حاسم ووحدة الطاقة الصفرية الوحيدة في حوزتنا ليست لديها القدرة على تشغيل مذياع سيارة |
"Hayır. Bu belgeler bizde artık yok. | Open Subtitles | لا, لم يعد في حوزتنا أية من تلك الوثائق |
Peşimizde saldırganlar var ve nükleer bomba bizde! | Open Subtitles | لدينا معادية على موقعنا على الذيل والسلاح النووي في حوزتنا! |
Ve nihayet elimize geçince... | Open Subtitles | ... وعندما يكون في حوزتنا أخيراً |
Biri öldü, biri gözaltında. | Open Subtitles | واحد قتل و الاخر فى حوزتنا |
O doktor kız--elimizde olduğunu söyle. | Open Subtitles | هذه الطبيبة اخبرهم أنها في حوزتنا |
Molly Woods'u gözaltına aldık. | Open Subtitles | لدينا (مولي وودز) فى حوزتنا |