Küçük bir kararın, tüm hayatını nasıl değiştirdiğini merak ettin mi hiç? | Open Subtitles | هل تخيلتي أنه من الممكن تغير حياتكِ بأكملها بقرار صغير جداً ؟ |
Sadece diyorum ki, eğer senin için herhangi bir şey yaptıysam, hayatını kurtarmak gibi eğer bana birazcık teşekkürü borç biliyorsan, şimdi ödeşme zamanı olabilir. | Open Subtitles | , أنا أقول , أنني لو فعلت أيّ شئ لكِ . . مثلاً , أنقذت حياتكِ لو أنكِ تشعرين بالعرفان لي حان وقت رد العرفان |
Burada durmuş senin cinsel hayatın hakkında sohbet etmek beni etkiliyor. | Open Subtitles | و بالوقوف هنا و التحدث عن حياتكِ الخاصة يؤثر في يومي |
hayatın o kadar sıradan ki, kahve içecek adam bile bulamıyorsun. | Open Subtitles | حياتكِ بسيطة جداً حتى أنه لا يوجد رجل ليشرب القهوة معكِ؟ |
Eğer değilse, sana hayatının ne kadar kötü olduğunu hatırlatır. | Open Subtitles | ولو لم تكن كذلك فإنها ستذكركِ كم هي حياتكِ سيئه |
Bence sen kendi Hayatında ve bugün hastanın hayatı hakkında tedbirsizlik yaptın. | Open Subtitles | الخاصة حياتكِ في متهورة بأنكِ أعتقد المريض يخص فيما متهورة كنتِ واليوم |
Çok komik. Kitty sen de gerçek dünyaya karışmazsan, kendi hayatına geç kalacaksın. | Open Subtitles | نعم، حسناً كيتي اذا لم تخرجي للعالم فستكونين متأخرة عن عيش حياتكِ الخاصة |
Ülkeye hizmet için evliliğimizi feda ettin ülkene hizmet için hayatını mahvettin kendi kızın için az bir şey feda edemez misin peki? | Open Subtitles | ضحيتَ بزواجنا في سبيل خدمة البلاد خلقت فوضى من حياتكِ في خدمة بلادك ألا تُضحي و لو بقليل من وقتكَ من أجل إبنتِك؟ |
Sen hayatını bunların peşinden koşarak geçirdin böyle giderse delireceksin. | Open Subtitles | لقد قضيتِ حياتكِ في مطاردتهم أنتي تقودين نفسكِ إلى الجنون. |
Tacize uğradın, bodrumda kilitli kaldın eski hayatını unuttun, bu şekilde gerçek Mina'nın bilebileceği şeyleri hatırlamakta zorlandığında kimse senden şüphelenmeyecekti. | Open Subtitles | تم اختطافكِ وحبسك في قبو, لقد نسيتي حياتكِ السابقة وبهذه الطريقة لن يشك أحد في أن يكون لديكِ مشاكل في تذكر |
Öncelikle, normal hayatını bir kenara koysan iyi edersin. | Open Subtitles | أولاً . اعتقد أنه من الافضل لكِ ان تنسي حياتكِ العادية |
Normal hayatını bir kenara koysan iyi edersin. | Open Subtitles | . اعتقد أنه من الافضل لكِ ان تنسي حياتكِ العادية |
hayatın boyunca o çukurda çürümene izin vereceğimi mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنني كنت سادعكِ تعفنين في الحفرة طوال حياتكِ |
Kollarınla gözlerini kapat ve çığlık at. hayatın için çığlık at. | Open Subtitles | ألقي ذراعيكِ لتغمي عينيكِ و أصرخي، أصرخي لأجل حياتكِ |
Yani aşk hayatın 4 yıl önce bitti. | Open Subtitles | إذن، حياتكِ العاطفية انتهت منذ أربعة أعوام. |
Ama hayatının geri kalanını yatak odanın zemininde iç karartıcı müzikler dinleyerek geçiremezsin. | Open Subtitles | لكن لايمكنكِ قضاءُ بقيةِ حياتكِ تجلسينَ في غرفةِ نومكِ وتستمعينَ إلى الموسيقى المحبطة |
hayatının geri kalanında hastanla ruh doktorculuğu oynamak istediğin için söylüyorsun bunu. | Open Subtitles | هذا لأنك تريدين لعب دور الطبيب النفسي لمريضتكِ لما تبقى من حياتكِ. |
Sanırım... bu kadını neden hayatının içinde tuttuğunu artık anlıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني أفهم الآن لما أبقيتِ هذه المرأة في حياتكِ |
Bence Hayatında çok adam var! | Open Subtitles | أعتقد أنه يوجد الكثير من الرجال في حياتكِ |
Tekrar gerçek ismini kullan ve eski hayatına geri dön. | Open Subtitles | أستخدمي أسمكِ الحقيقي مجدداً , وعودي لنمط حياتكِ القديم |
Kendim zor hayatta kalıyorum bir de senin hayatından sorumlu olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا بالكاد متمسكة بحياتي لا أريد أن أكون مسؤولة عن حياتكِ أيضاً |
hayat boyu içinde yoğrulduğunuz, ucuz romanlardan, karmaşık entrikalardan daha saçma olamaz. | Open Subtitles | ليس أرخص من الحبكات المسرحية المعقدة التي أمضيتِ حياتكِ وأنت تعملين وسطها |
Bunlar en kararsızları ve hayatınız hâlâ tehlikede! Kimseyle bir şey konuşmayın. | Open Subtitles | لكن هذه أكثر أوقاتك خطورة فيما تبقى من حياتكِ |
Ama öyle olması Hayatındaki insanların artık seni önemsemediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن بمجرد تغيـرهـم لكن لا يعنـي ذلك أن الأشخـاص في حياتكِ |
hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmadım. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | إنني لم أفعل شيئاً سوى تصعيب حياتكِ مالذي يجعلكِ متأكدة من هذا؟ |
Allı pullu yaşam tarzın, memişlerin ve Miata'nla yaşamaya alışmış olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكونينَ تعيشينَ حياتكِ الفخمة مع أثداءكِ و سيارة المياتا الجديدة |
hayatı boyunca blues mekânlarında gitar çalan bir zenci günah işlemeyi iyi bilir. | Open Subtitles | أَعْني العزف على الجيتار فيه دم غزير يلطخ حياتكِ زنجى تعلّم كيف يُخطئ |
Bana yalan söylüyorsan... bugünü, ömrünün en kötü gününe çeviririm. | Open Subtitles | لو كنتِ تكذبين سأجعل هذا أسوا أيام حياتكِ |
seni seviyorum, Karen. Tüm hayatımı seni sinir ederek geçireceğim. | Open Subtitles | أحبك، وأريد أن أقضيَ الباقي من عمري أنغِّص لكِ حياتكِ |