"حياتكِ" - Traduction Arabe en Turc

    • hayatını
        
    • hayatın
        
    • hayatının
        
    • Hayatında
        
    • hayatına
        
    • hayatından
        
    • hayat
        
    • hayatınız
        
    • Hayatındaki
        
    • hayatınızı
        
    • hayatta
        
    • yaşam
        
    • hayatı
        
    • ömrünün
        
    • seni
        
    Küçük bir kararın, tüm hayatını nasıl değiştirdiğini merak ettin mi hiç? Open Subtitles هل تخيلتي أنه من الممكن تغير حياتكِ بأكملها بقرار صغير جداً ؟
    Sadece diyorum ki, eğer senin için herhangi bir şey yaptıysam, hayatını kurtarmak gibi eğer bana birazcık teşekkürü borç biliyorsan, şimdi ödeşme zamanı olabilir. Open Subtitles , أنا أقول , أنني لو فعلت أيّ شئ لكِ . . مثلاً , أنقذت حياتكِ لو أنكِ تشعرين بالعرفان لي حان وقت رد العرفان
    Burada durmuş senin cinsel hayatın hakkında sohbet etmek beni etkiliyor. Open Subtitles و بالوقوف هنا و التحدث عن حياتكِ الخاصة يؤثر في يومي
    hayatın o kadar sıradan ki, kahve içecek adam bile bulamıyorsun. Open Subtitles حياتكِ بسيطة جداً حتى أنه لا يوجد رجل ليشرب القهوة معكِ؟
    Eğer değilse, sana hayatının ne kadar kötü olduğunu hatırlatır. Open Subtitles ولو لم تكن كذلك فإنها ستذكركِ كم هي حياتكِ سيئه
    Bence sen kendi Hayatında ve bugün hastanın hayatı hakkında tedbirsizlik yaptın. Open Subtitles الخاصة حياتكِ في متهورة بأنكِ أعتقد المريض يخص فيما متهورة كنتِ واليوم
    Çok komik. Kitty sen de gerçek dünyaya karışmazsan, kendi hayatına geç kalacaksın. Open Subtitles نعم، حسناً كيتي اذا لم تخرجي للعالم فستكونين متأخرة عن عيش حياتكِ الخاصة
    Ülkeye hizmet için evliliğimizi feda ettin ülkene hizmet için hayatını mahvettin kendi kızın için az bir şey feda edemez misin peki? Open Subtitles ضحيتَ بزواجنا في سبيل خدمة البلاد خلقت فوضى من حياتكِ في خدمة بلادك ألا تُضحي و لو بقليل من وقتكَ من أجل إبنتِك؟
    Sen hayatını bunların peşinden koşarak geçirdin böyle giderse delireceksin. Open Subtitles لقد قضيتِ حياتكِ في مطاردتهم أنتي تقودين نفسكِ إلى الجنون.
    Tacize uğradın, bodrumda kilitli kaldın eski hayatını unuttun, bu şekilde gerçek Mina'nın bilebileceği şeyleri hatırlamakta zorlandığında kimse senden şüphelenmeyecekti. Open Subtitles تم اختطافكِ وحبسك في قبو, لقد نسيتي حياتكِ السابقة وبهذه الطريقة لن يشك أحد في أن يكون لديكِ مشاكل في تذكر
    Öncelikle, normal hayatını bir kenara koysan iyi edersin. Open Subtitles أولاً . اعتقد أنه من الافضل لكِ ان تنسي حياتكِ العادية
    Normal hayatını bir kenara koysan iyi edersin. Open Subtitles . اعتقد أنه من الافضل لكِ ان تنسي حياتكِ العادية
    hayatın boyunca o çukurda çürümene izin vereceğimi mi sandın? Open Subtitles هل تعتقدين أنني كنت سادعكِ تعفنين في الحفرة طوال حياتكِ
    Kollarınla gözlerini kapat ve çığlık at. hayatın için çığlık at. Open Subtitles ألقي ذراعيكِ لتغمي عينيكِ و أصرخي، أصرخي لأجل حياتكِ
    Yani aşk hayatın 4 yıl önce bitti. Open Subtitles إذن، حياتكِ العاطفية انتهت منذ أربعة أعوام.
    Ama hayatının geri kalanını yatak odanın zemininde iç karartıcı müzikler dinleyerek geçiremezsin. Open Subtitles لكن لايمكنكِ قضاءُ بقيةِ حياتكِ تجلسينَ في غرفةِ نومكِ وتستمعينَ إلى الموسيقى المحبطة
    hayatının geri kalanında hastanla ruh doktorculuğu oynamak istediğin için söylüyorsun bunu. Open Subtitles هذا لأنك تريدين لعب دور الطبيب النفسي لمريضتكِ لما تبقى من حياتكِ.
    Sanırım... bu kadını neden hayatının içinde tuttuğunu artık anlıyorum. Open Subtitles أعتقد أني أفهم الآن لما أبقيتِ هذه المرأة في حياتكِ
    Bence Hayatında çok adam var! Open Subtitles أعتقد أنه يوجد الكثير من الرجال في حياتكِ
    Tekrar gerçek ismini kullan ve eski hayatına geri dön. Open Subtitles أستخدمي أسمكِ الحقيقي مجدداً , وعودي لنمط حياتكِ القديم
    Kendim zor hayatta kalıyorum bir de senin hayatından sorumlu olmak istemiyorum. Open Subtitles أنا بالكاد متمسكة بحياتي لا أريد أن أكون مسؤولة عن حياتكِ أيضاً
    hayat boyu içinde yoğrulduğunuz, ucuz romanlardan, karmaşık entrikalardan daha saçma olamaz. Open Subtitles ليس أرخص من الحبكات المسرحية المعقدة التي أمضيتِ حياتكِ وأنت تعملين وسطها
    Bunlar en kararsızları ve hayatınız hâlâ tehlikede! Kimseyle bir şey konuşmayın. Open Subtitles لكن هذه أكثر أوقاتك خطورة فيما تبقى من حياتكِ
    Ama öyle olması Hayatındaki insanların artık seni önemsemediği anlamına gelmez. Open Subtitles لكن بمجرد تغيـرهـم لكن لا يعنـي ذلك أن الأشخـاص في حياتكِ
    hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmadım. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Open Subtitles إنني لم أفعل شيئاً سوى تصعيب حياتكِ مالذي يجعلكِ متأكدة من هذا؟
    Allı pullu yaşam tarzın, memişlerin ve Miata'nla yaşamaya alışmış olabilirsin. Open Subtitles قد تكونينَ تعيشينَ حياتكِ الفخمة مع أثداءكِ و سيارة المياتا الجديدة
    hayatı boyunca blues mekânlarında gitar çalan bir zenci günah işlemeyi iyi bilir. Open Subtitles أَعْني العزف على الجيتار فيه دم غزير يلطخ حياتكِ زنجى تعلّم كيف يُخطئ
    Bana yalan söylüyorsan... bugünü, ömrünün en kötü gününe çeviririm. Open Subtitles لو كنتِ تكذبين سأجعل هذا أسوا أيام حياتكِ
    seni seviyorum, Karen. Tüm hayatımı seni sinir ederek geçireceğim. Open Subtitles أحبك، وأريد أن أقضيَ الباقي من عمري أنغِّص لكِ حياتكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus