| tüm hayatını ona fazla annelik taslayarak geçirdin ve şimdi nihayet sana ihtiyacı olduğunda yanında değilsin. | Open Subtitles | لقد قضيتي حياتك بأكملها تشرفين عليه و عندما يكون بحاجه لكِ أخيراً تبتعدي عنه |
| Burada kalıp, tüm hayatını gölgeler içinde geçirebilirsin ya da benimle gelirsin, açık havaya çıkıp yüzünde rüzgarı hissedersin. | Open Subtitles | يمكنك البقاء في الأسفل هنا و عيش حياتك بأكملها في الظلال أو تأتي معي و تقف في الهواء الطلق و تحس بالريح على وجهك |
| tüm hayatını senin gibi bir insan olmak için harcadın. | Open Subtitles | لقد أمضيت حياتك بأكملها محاولة جعل الناس يحبونك |
| Güven bana. Tüm hayatın bu nesne yüzünden yok olacak. | Open Subtitles | ثق بي ، حياتك بأكملها سوف تتدمر بواسطة هذا الشيئ |
| Tüm hayatın boyunca kendinle ilgilenebildiğini kanıtlamak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | في حياتك بأكملها أنت مضطر للإثبات ذلك يعني بأنك قادر على الأعتناء بنفسك |
| Onlara şimdi telefon edebilir ve bütün hayatını mahvedebilirim ve edeceğim de. | Open Subtitles | بإستطاعتي الأتصال بهم و هدم حياتك بأكملها و سأفعل |
| Böylece bu 6-12 dakikalık beyin etkinliği senin Bütün hayatın olabilir. | Open Subtitles | 13 بالضبط.إذا 6 إلى 12 دقيقة من النشاط الدماغي أعني, قد تكون هذه حياتك بأكملها |
| Tek tıkla, ortağın tüm hayatının bir yalan olduğunu öğrenir. | Open Subtitles | ضغطة واحدة، وستعرف شريكتك أنّ حياتك بأكملها عبارة عن كذبة. |
| Sırf beni öldürmek için tüm hayatını feda mı ettin? | Open Subtitles | لقد أفسدتِ حياتك بأكملها في محاولة لقتلي |
| Sana kimsenin bilmediği bir şeyden bahsedeceğim.... ...ve tüm hayatını değiştirecek potansiyele sahip. | Open Subtitles | ما سأقوله لكم لا يعرفه أحد ولكنه يملك القدرة ليغير حياتك بأكملها |
| tüm hayatını sevilmenin ne olduğunu bilmediğini ve insanlarını seni sevmediğini düşünerek geçirirsin. | Open Subtitles | تقضي حياتك بأكملها تفكر أنك لا تحصل عليه، الناس لا يمنحونك إياه. |
| tüm hayatını bir kubbenin altında yaşayarak geçirdiğinde okyanus fikrini hayal etmek bile imkânsız görünür. | Open Subtitles | ، عندما تقضي حياتك بأكملها تعيش تحت قُبة فحتى فكرة وجود مُحيط تبدو مُستحيلة التصور |
| tüm hayatını ardını temizlemekle geçirebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك قضاء حياتك بأكملها تنظفين وراءه. |
| Sana tüm hayatını yerle bir edecek bir şey söyleyebilirim. | Open Subtitles | اللعنه،كول وسأقول لك شيئا بإمكانه.. أن يدمر حياتك بأكملها.. |
| Tüm hayatın boyunca biri yanında oluyor ve birden gidiyorlar. | Open Subtitles | إنه شخص يكون معك حياتك بأكملها ومن بعدها يرحلون |
| Babanı bıçaklayan adamı Tüm hayatın boyunca aradığını düşün. | Open Subtitles | تخيّل أن تمضي حياتك بأكملها تبحث عن الرجل الذي قتل والدك |
| Bebeğin annesini Tüm hayatın boyunca sevmeye hazır olduğunda bebek yapacağına söz ver, çok ciddi bir konu bu. | Open Subtitles | يجب أن تعدني بأنّك لن تحظى بطفلٍ حتى تكون مستعداً بأنّ تقضي حياتك بأكملها عاشقاً لأمّ ذلك الطفل وهذا أمرٌ مهمّ |
| Kariyerin, ailen, Tüm hayatın hepsi gider. | Open Subtitles | حياتك المهنية ، عائلتك حياتك بأكملها كل شىئ سيهوي. |
| Tabii, bütün hayatını bir kenara atmaya değer kesin bu. | Open Subtitles | أجل، هذا على الأرجح سبب جيد يجعلك ترمين حياتك بأكملها! |
| Bir gün uyanıp bütün hayatını aptal websitelerde harcadığını farkedeceksin. | Open Subtitles | انتِ سوف تستيقظين يوم ما وتستوعبين انكِ اضعتِ حياتك بأكملها على صفحات الإنترنت الغبية |
| Bütün hayatın bir yalandan ibaret. Herkese ihanet ettin. | Open Subtitles | حياتك بأكملها ما هي إلا كذبة، لقد خنت الجميع. |
| Baba, sadece bir lise seçimini kazanmış olman tüm hayatının daha iyi olacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | أوه ابي فقط لأنك ربحت انتخابات الثانوية هذا لا يعني أن حياتك بأكملها يمكن أن تكون أفضل |