| Tüm hayatımı istediğim üniversiteye girebilmeyi garantilemek için yaşadım. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت حول التأكّد من إمكانيّة دخولي أيّ جامعة أريدها. |
| Tüm hayatımı bu an için yaşadım ben. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت تقودني لهذه اللحظة. |
| Tüm hayatımı Cheryl Tiegs'e adamıştım! | Open Subtitles | حياتي كلها كانت مُسخرة (لـ (تشيرل تيجز |
| Benim tüm hayatım verimsizdi o yüzden buraya taşındım ya. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت موجة الجفاف. هذا سبب أنتقالي إلى هنا |
| Her şeyim o bilgisayardaydı, tüm hayatım o bilgisayardaydı. | Open Subtitles | كل شيء كان على هذا اللاب توب، حياتي كلها كانت على هذا اللاب توب |
| Benim bütün hayatım, yarın daha güzel Yapmak üzerine kurulu. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت بشأن أن أحسن أكثر في اليوم الآخر |
| Benim bütün hayatım, ertesi gün daha iyisini yapmakla geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت بشأن أن أحسن أكثر في اليوم الآخر |
| Ama yok, tüm hayatım bir komediye dönüşmüş olsa da uğraşmaya devam ettiğim için götlük yapan ben oluyormuşum! | Open Subtitles | لكن لا، أنا الأحمق هنا لأني أستمر بالمحاولة بجانب ذلك، يبدو أن حياتي كلها كانت عبارة عن مزحة! |
| tüm hayatım anlamsız bir arayış içinde geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت بحث بلا معنى |
| tüm hayatım ağrıdan ibaret. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت ألماً |
| bütün hayatım o kulelerin orada geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت حول تلك الأبراج ، أتعلم ؟ |
| bütün hayatım birbirini kovalayan hatalar bütününden ibaret olduğu için. | Open Subtitles | لكون حياتي كلها كانت غلطة سخيفة تلو الأخرى |
| Oyunun mu var? bütün hayatım oyun olmuş zaten. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت تكلف |