Tüm bu zaman boyunca hayatımı bölüm bölüm tekrar inşa ettim. | Open Subtitles | و مع مرور الوقت لقد بنيت حياتي من جديد قطعة قطعة |
Geçmişim olan tek şey, Geraldo tüm hayatımı McKinley Lisesi öğrencilerine adamak. | Open Subtitles | التاريخ الذي لدي جيرالدو هو تكريس حياتي من أجل طلاب ثانوية ماكنلي |
Hayatım boyunca beni sevmiş insanlar için çok fena mücadele ettim. | Open Subtitles | ..لقد حاربت طوال حياتي لكل شخص في حياتي ..من كان يحبني |
Ve bir golfcü ve bir çocukken, hücrelerime kadar işleyen şeylerden biri, süreç oldu - ki Hayatım boyunca yaşadım. | TED | وكـ طفل ولاعب جولف من الاشياء التي تسربت الى عبر مساماتي والتي عشت حياتي من اجلها |
Eğer seni tutsaydım, hayatımın büyük ihtimal değişeceğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تتفهمي أنني إن وظفتك حياتي من المحتمل ستتغير |
Evlenme teklif ediyorum çünkü sensiz bir hayat düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا أتقدّم للزواج بكِ لأنّي لا أتخيّل حياتي من دونكِ. |
Onların benim ailem olduğunu söylüyor, ben onları Hayatımda hiç görmedim. | Open Subtitles | هي قالت إنهما والداي وأنا لم أرهما في حياتي من قبل |
Bense onsuz bir hayatı istemiyorum, elde var sıfır diyerek ağlayıp duracağım yine. | Open Subtitles | وأنا لا أريد عيش حياتي من دونه، والآن سأبكي مجدداً فوق جداولي |
Hem ömrüm boyunca bir çift güzel memeyi tutup aletimi sokmaktan kötü şeyler de düşünebilirim. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، أستطيع التفكير بأشياء أسوأ في حياتي من امساك ذلك الزوج الجميل يداعب قضيبي - ! |
Bütün bu antrenman, ve hayatımı değiştirdim. | TED | كل هذا التدريب .. لقد غيرت حياتي من اجل هذه اللحظة |
Evlenme teklifi almamış biri olarak hayatımı devam ettirmek istemedim. | Open Subtitles | لا أريد ان أمضي حياتي من دون شخص لا يهتم أبدا |
Sınıra doğru giderken daha önce kimsenin hayatımı kurtarmadığını... düşünmeden edemedim. | Open Subtitles | عندما كنت ذاهباً للحدود لم استطع أن اتوقف عن التفكير بأن لم يسبق لاأحد أن انقذ حياتي من قبل |
Nankör orospu! hayatımı yedin lan benim! - hayatımı yedin, şimdi pezevenk ha? | Open Subtitles | ايتها القحبة الناكرة الجميل أفنيت حياتي من أجلك |
O hayatımı, beni kahpesi yapmak isteyen iri, aptal bir zenciden kurtardı. | Open Subtitles | حسناً، لقد أنقذَ حياتي من زِنجي ضخمٍ غبي أَرادَني أن أكونَ تابعَه لكن لا، لا أعتقدُ ذلك |
Tüm Hayatım boyunca mavi yüzgeçli dev tuna balığının güzelliği, şekli ve fonksiyonu karşısında büyülenmişimdir. | TED | لقد أفتتنت طيلة حياتي من جمال شكل ووظيفة سمكة التونة العملاقة زرقاء الزعانف |
Kuzenim şehri hantalca dolaşırken yedi gün Hayatım cehenneme dönüştü. | Open Subtitles | فقد حضر أبن عمي إلى المدينة وتحولت حياتي من نعيم لجحيم خلال سبعة أيام |
Hayatım boyunca hiç bu kadar ciddi olmamıştım. | Open Subtitles | لم أكن جاداً في حياتي من قبل بهذه الطريقة |
Şöyle diyelim, hayatımın baştan başladığı geceydi. | Open Subtitles | حسناً، لنكتفي بقول.. أنها كانت الليلة التي بدأت فيها حياتي من جديد. |
Çünkü senin tatlı sevgin, hayatımın tam anlamıyla felaket olmaktan kurtaran tek şeydi. | Open Subtitles | لأن حبك هو الذي أنقذ حياتي من أن تكون كارثة |
Yeni ve daha güzel bir hayat sürmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبدأ حياتي من جديد من البداية |
Hayatımda bir bebeğe vaktim yok, Jimmy. Sadece bir defalık. | Open Subtitles | لا يوجد عندي وقت في حياتي من اجل طفلة ياجيمي |
Evet, yıllardır süregelen ufak tefek farklılıklarımız oldu ama onsuz bir hayatı düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | أجل، لقد كان بيننا عديد الإختلافات على مر السنين لكن لا يمكنني تصور حياتي من دونه. |
Hem ömrüm boyunca bir çift güzel memeyi tutup aletimi sokmaktan kötü şeyler de düşünebilirim. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، أستطيع التفكير بأشياء أسوأ في حياتي من امساك ذلك الزوج الجميل يداعب قضيبي - ! |