Gözün görebildiği her yerde çok çeşitli gemiler vardı. Etraf çevriliydi. | Open Subtitles | حيثما ذهبت ببصرك كنت ترى مدفع من عيار ما يطلق نيرانه |
Otlaklar az yağmur alan, ancak orman yetişmesine yetmeyen her yerde vardır. | Open Subtitles | حيثما وجد القليل من المطر. لكن لَيسَ بما فيه الكفاية لايجاد الغاباتَ. |
- Artık özgürüz. - Gemimiz var ve istediğimiz yere gidebiliriz. | Open Subtitles | إننا أحرار، و نملك مركبة، و الوسائل اللازمة للذهاب حيثما نريد |
- Bebeklerin sağı solu belli olmaz gitmesini istediğin yere doğru emeklemeyebilirler ve... | Open Subtitles | لكن الأطفال لايمكن التنبؤ بتصرفاتهم. ويحتمل ألا يزحفوا حيثما تريدهم أن يقوموا بذلك، |
Nereye koşarsan, atı oraya süreceğim ve durursan da kayışın çeliği beynine gömülecek. | Open Subtitles | حيثما تجرى سوف أنطلق و عندما تتوقف معدن هذا السوط سيستقر فى راسك |
Bu çok komik. Nereye baksan, ormanın tarihi gücünü hissedebiliyorsun. | Open Subtitles | أعني، إنه أمر غريب حيثما تنظر تشعر بالطاقة القديمة للغابة |
Kalan özgür halk her Nerede saklanıyorsa alıp buraya getireceksin. | Open Subtitles | وتجمع ما تبقى من الأحرار حيثما يكونون وتحضرهم إلى هُنا |
Burası Taş Şehri, bir çok eski savaşçının yetiştiği yer. | Open Subtitles | هذه هي المدينة الحجرية حيثما أتي العديد من المحاربين القدامي |
Çalıştığım yerde sana bir iş ayarlayabilirim. Eğer istersen, tabii. | Open Subtitles | أستطيع تدبير وظيفة لك حيثما أعمل ، إذا تود بذلك |
Bana yalan söylersen, saçmalarsan, herhangi bir şeyi saklarsan, bacağına bir tane sıkıp, seni arabadan atar ve düştüğün yerde bırakırım. | Open Subtitles | لو كذبت عليَ أو أخفيت عني شيئاً سأطلق رصاصه على ساقك و ألقي بك من السياره و أتركك حيثما سقطت مفهوم؟ |
Tüm ev kameralarla donatılmış durumda bu yüzden istediğiniz yerde yatın. | Open Subtitles | حسناً، كل غرف المنزل مجهزة بآلات التصوير لذا نم حيثما تريد |
Gittiğim her yerde kadınlar ve çocuklarla konuştum. | TED | وكنت حتى أخاطب النساء والأطفال حيثما ذهبت |
Bir milyar dolar sonra olduğumuz yere geri mi döndük? | Open Subtitles | مليار دولار فيما بعد هل عدنا الي حيثما كنا ؟ |
Bu seni tabloları sakladığın yere gitmek için güvende hissettirdi. | Open Subtitles | جعلك تشعر بأنك أمنّ كفاية حتى تذهب حيثما تخفي اللوحات. |
Şimdi Haç'ı öpeceğiniz yer olan saraya kadar emekleyerek yüzüstü yere yatacaksınız. | Open Subtitles | الآن ستزحفان طوال الطريق تجاه القصر حيثما ستقبلا الصليب وتستلقيا على وجهكما |
Karısı her Nereye gittiyse, adam kaybolmuş fino gibi davranıyor. | Open Subtitles | منذ رحيلها إلى حيثما رحلت، بدأ يتصرف كأنه فقد كلبه. |
Sahel'de Nereye giderseniz gidin bu ön camı görürsünüz. | TED | حيثما انتقلت في منطقة الساحل ، سترى هذا الزجاج. |
Bir yakınsama var. Yani, yağmur Nereye yağarsa hava da yukarı çıkan havanın yerini almak için o bölgeye çekiliyor. | TED | لديك تلاقي الرياح. إذاً، حيثما يهطل المطر يتم سحب الهواء لتعويض الهواء الصاعد. |
Her Nerede bir bilgi işlemi varsa, orada bilinç de vardır. | TED | حيثما توجد معالجة للمعلومات، يكون هناك وعي. |
Ve büyük gemi tam durduğumuz yerden yola çıkan Kalyondu. | Open Subtitles | والسفينة العملاقة كانت سفينة شراعية غادرت من هنا حيثما نقف |
Sharkboy'u mağaralarına, evlerine götürdüler. orada güvende ve kuru olacaktı. | Open Subtitles | أخذوا معهم الفتى القرش لمنزلهم الكهفى حيثما يكون آمن وجاف |
neredeyse baktığımız her yerde, para vermenin, kendinize saklamaktan daha fazla sizi mutlu ettiğini görüyoruz. | TED | نرى أن إعطاء المال يجعل الناس أكثر سعادة من أن يبقوه لأنفسهم ماذا عن حياتك المهنية ، أي حيثما نقضي مابقي من وقتنا |
Peki, mümkün olan yerlerde, koronavirüs için sabun ve su önerilir ancak bu her viral salgın için en iyisi olduğu anlamına mı gelir? | TED | لذا يوصى بالماء والصابون للقضاء على فيروس كورونا حيثما أمكن، ولكن هل هذا يعني أنه الأفضل لكل تفش فيروسي؟ |
Bu yüzden iğnelerini, termometrelerini ve kateterlerini alıp, güneş görmeyen yerlere sok. | Open Subtitles | إذن فخذ مخاوفك وأدواتك وقسطرتك وثبًتهم حيثما لا تشرق الشمس |
Her neredeysen hala tutsak haldesin. Nasıl kaçacağını da bilmiyorum. | Open Subtitles | أنت ما زلت حبيسًا حيثما أنت ولا أعلم كيف ستهرب |