Bununla anlatmak istediğim, dünyadaki herkesin yeni müzik ve müzikal fikirler yaratmakta özgür olduğu. | TED | ما أعنيه بذلك هو أن أي شخص في العالم حُرّ ومسموح له بصنع موسيقى جديدة وأفكار موسيقية. |
O hücrede geçirdiğin geceler boyunca orada öylece çürürken, onun dışarıda özgür olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | كلّ تلك الليالي في الزنزانة. مع علمه أنّك تتعفن في السجن، بينما هُو حُرّ في الخارج لأنّه تخلّى عنك عند المصرف. |
O yıllarda olgunlaşmak şunu gerçek hale getirdi özgür bilgi akışı kavramı, dinamik ve özgür toplumun düzgün işlemesinde kesinlikle hayati önem taşımaktaydı. | TED | بلوغ الرشد في تلك الأيام أثبت حقيقة مفهوم أن التدفق الحر للمعلومات أمر حيوي للغاية لمجتمع حُرّ وديناميكي ليعمل بصورة صحيحة. |
Bu hikayeyi söylediğim için özgürsün. | Open Subtitles | هو لأن أُعطيت هذه القصّةِ أنت حُرّ. |
LAMP tabanlı geçerli bir web sunucusu yaptığında, Sinclair şirketi yönetmekte özgürsün. | Open Subtitles | عندما تبني خادم ويب قابل للحياة باستخدام حُزمة اللامب يا (سنكلير)، أنت حُرّ في إدارة الشركة. |
Bigwig, kazık çıktı. özgürsün artık. | Open Subtitles | (بيغويغ)، لقد أزلنا الوتد أنت حُرّ |
Bir hendekte olsa bile özgür biri olarak öleyim. | Open Subtitles | أُريد أن أموت كإنسانٍ حُرّ! لا أريد الموتَ هنا! |
özgür bir ülke olan Amerika Birleşik Devletleri'nde birilerinin bunu yapması inanılır gibi değil. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أتخيل ... بأنّ أحداً يكون قادراً على القيام بهذا هنا في الولايات المتّحدة الأمريكّية في بلدٍ حُرّ |
özgür olduğun için şükretmelisin. | Open Subtitles | فقط كُن شكوراً لأنك رجُل حُرّ |
Ben, özgür bir Amerikalıyım. | Open Subtitles | ! أنا أمريكي حُرّ |
- Artık özgür. | Open Subtitles | -الآن هو حُرّ . ! |
O hapiste. Sen özgürsün. | Open Subtitles | إنّه في السجن) وأنت حُرّ |
özgürsün. | Open Subtitles | أنت حُرّ |
özgürsün. | Open Subtitles | أنتَ حُرّ |