Bu, ne ulusal politikadır ne de resmî olarak hoş görülebilir ancak birçok kişi Ebola virüsünün tek tük yeniden ortaya çıkmasından hâlâ korkuyor. | TED | وليس هذا السياسة الوطنية ولا الاتفاق الرسمي ولكن الكثير من الناس مازالوا خائفين من تجدد إيبولا. |
Çünkü bunları söyleyen insanlar gençlikten ve onun çılgınlığından korkuyorlar. | Open Subtitles | لأن الناس يقومون بالقول أو كانوا خائفين من وحشيتنا وشبابنا |
Tatlım, kusura bakma ama daha önce korkmuş çok insan gördüm. | Open Subtitles | عزيزى, انا اسفة, ولكنى رأيت اناسا خائفين من قبل هكذا |
Size ulaşmaya çalışıyorduk. Yakalanmış olmanızdan korktuk. | Open Subtitles | لقد نحاول الوصول إليك نحن خائفين أن يمسك بنا |
Şimdi kaçıyorlarsa, korktukları için kaçmıyorlar! | Open Subtitles | إذا كانوا قد هربوا الآن فذلك ليس بسبب أنهم خائفين |
Ve birazcık korkmuştuk çünkü bütün hepsi birer keşifti ve bir dinozor bulmak istemiyorduk. | TED | وقد كنا خائفين بعض الشيئ لأن الأمر برمته كان استكشافًا، ولم نكن نريد أن نجد ديناصورًا. |
O günlerde tek başınasınız. İnsanlar herhangi bir kişiye dokunmaktan çok korkuyorlardı. | TED | في تلك الأيام كنت وحيداً. الناس كانوا خائفين جداً من لمس أحد. |
Gerçek bir risk hiç olmadı ama insanlar korktular. | TED | لم يكن هناك أي خطر حقيقي، لكن الناس كان خائفين. |
korkmuyoruz, biz daha kalabalığız demek istiyorlar. | Open Subtitles | وكأنهم يقولون: إننا غير خائفين فنحن أكثر عدداً |
Yalnız, orduda farklıydı. Orada herkes korkuyor. | Open Subtitles | الأمر مختلف في الجيش هناك ، الجميع كانوا خائفين |
Mısır'ın komutanları, gece çıkan sisten mi korkuyor? | Open Subtitles | هل قادة مصر خائفين من ليله يغشاها الضباب |
Bu insanlar korkuyorlar ama bence bu adamlar öldükleri için rahatlamışlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس خائفين,أجل,ولكن أعتقد أنهم شعروا بالارتياح لأن هؤلاء الاشخاص ماتوا |
Ruhlarının derinliklerini duyuyorum ama açık konuşmak için fazlasıyla korkuyorlar. | Open Subtitles | يمكنني سماع التيارات من أرواحهم, لكنهم خائفين جداً ليتحدثوا بوضوح. |
Ben sadece bunları biraz yapmak istiyorum... belirsiz,korkmuş. | Open Subtitles | أنا فقط أريدك أن تجعلهم خائفين قليلاً ، ليسوا متأكدين |
Sahaya çıktığınızda yumuşak ve korkmuş olmanızı istemiyoruz. | Open Subtitles | لا نريدك أن تذهب هناك و تكون ليِّنا و خائفا لن نكون ليّنين و خائفين |
Bilirsin, o şeker hastası, ve insülin krizine girmesinden korktuk. | Open Subtitles | تعرفين؟ انة مريض بالسكر , وكنا خائفين ان يعاني من صدمة الانسولين |
Mutlaka, bunu farkedemiyecek kadar korktukları içindir. | Open Subtitles | لا شك بأنهم خائفين للغاية من كل عقولهم للتبليغ |
Fakat hepimiz ondan çok korkmuştuk ve o bunu biliyordu. | Open Subtitles | ولكننا كنا خائفين جداً ، وقد كان يعلم ذلك |
Maalesef, sadece beşi öyleydi ve onlar da dalga konusu olmaktan korkuyorlardı. | Open Subtitles | لسوء الحظ، خمسة منهم كانوا كذلك ولقد كانوا خائفين ان يسخروا منها |
Öldürecek kadar nefret ettikleri adamın aslında ölmediğinden korktular. | Open Subtitles | خائفين أن الرجل الذي كرهوه لدرجة قتله لم يمت. |
Biz kızlardan korkmuyoruz, bunu nereden çıkardın? | Open Subtitles | نحن لسنا خائفين من الفتيات لماذا تعتقدين هذا؟ |
Biz de korkuyoruz, ama çıkamıyoruz. | Open Subtitles | نحن خائفين أيضا يا، كارتر و لكننا لن نستسلم |
Kendi ülkesinden çocuklarının korku içinde büyümesini istemediği için ayrılmış. | Open Subtitles | غادرَ لأنه لم يرد لأطفاله أن يكبروا خائفين في بلدهم |
Ben eve gitmek istedim, ama diğerleri korktu. | Open Subtitles | أردت العودة للوطن لاكن الآخرين كانوا خائفين |
bizim ülkemizin oğlumuz adına ne yapacağı konusunda korkuyorduk -- eşim, Orlando, ben ve ailem. | TED | لقد كنا خائفين مما كانت ستفعله بلادنا باسم ابننا انا و زوجي اورلاندو وعائلتنا |
Arkadaşım, benim deneyimlerime göre güneş gözlüğü arkasında saklananlar genelde bir şeylerden korkar. | Open Subtitles | حسناً, أيها الصديق, من واقع خبرتي, من يختفون وراء النظارات الشمسية, عادة ما يكونوا خائفين من أمر ما |
Annemler senin soğuk algınlığına yakalanmandan korkuyordu. | Open Subtitles | والدي خائفين من أن تُصاب بالزكام أرسلوا لك هذا |